Dağa kaçırılan çocuklarına kavuşma ümidiyle 3 Eylül'de HDP il binası önüne gelen Diyarbakır annelerinin başlattığı oturma eylemi devam ediyor.
16 yaşında dağa kaçırılan kızı için Konya'dan gelerek eyleme katılan anne Yıldız Ballı, 5 yıl önce İstanbul Esenyurt'tan 16 yaşındaki kızı Yasemin Ballı'nın sabah işe gittiğini, o tarihten itibaren evladından haber alamadığını söyledi.
Maddi durumu olmadığı için evladını okutamadığını anlatan Ballı, 5 yıldır kızının hasretiyle yandığını belirtti.
10 gün önce kızının öldüğü iddiası
Ballı, 10 gün önce kızının 2018'de öldüğünü internetten öğrendiğini, ancak bu habere inanmadığını dile getirdi.
"Kızım öldüyse eğer cesedini bana gönderin." ifadelerini kullanan Ballı, şöyle konuştu:
"Kızımın öldüğüne inanmıyorum. Ya ölüsünü ya dirisini istiyorum. Konya'da kendimce mezar hazırladım. Hep o mezara giderek ağlıyorum. Ancak içi boş bir mezar. Güvenlik güçlerinin kızımın öldüğüne dair herhangi bir tespiti yok. Benim kızım ölmedi, inanmıyorum. Çünkü kimse bana bilgi vermedi. Cenazesi gelmedi ki. Anlamıyorum neden bizim evlatlarımız gidiyor? Boy boy kendi evlatlarının fotoğrafını internetlere atıyorlar. Yurt dışında okuyorlar. Bizim evlatlarımız nerede?"
Kızının, çalıştığı iş yerinin sahibi tarafından gönderildiğini savunan Ballı, evladının iş yeri sahibinin kardeşiyle gittiğini, daha sonra bu kişinin geri geldiğini duyduğunu öne sürdü.
"Devletime, milletime, bayrağıma sadığım"
Eyleme katılmak için Muş'tan gelen baba Halit Altun, yaptığı açıklamada, oğlu Muhsin'in, 4 yıl önce Malatya'da İnönü Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümünde okurken kandırılarak dağa götürüldüğünü söyledi.
Şoförlük yaparak 8 çocuğuna baktığını, ailesinin geçimini sağladığını dile getiren Altun, bir oğlunun da Ankara'da asker olduğunu belirtti.
Altun, 4 yıldır hasret kaldığı oğluna kavuşmak istediğini anlatarak, "Devletime, milletime, bayrağıma sadığım." dedi.
"Kendi çocuklarını neden götürmüyorlar?"
Yaptığı araştırmada oğlunun Kobani tarafına götürüldüğünü öğrendiğini dile getiren Altun, "Çocuğum için gitmediğim yer kalmadı. Sürekli başka yere yönlendiriyorlar. 2 yıl boyunca evimde kalmadım. Tüm varlığımı ortaya koydum, bir türlü çocuğumun izine rastlamadım." diye konuştu.
Altun, "Burada oturma eylemini görünce katılmak istedim. HDP'yi sorumlu tutuyorum. Çocuklarımızı götürüyorlar. Kendi çocuklarını neden götürmüyorlar? Kendi çocuklarını da götürseler, böyle bir sistem olduğunu düşünürüz. Kendi çocuklarını okutuyorlar, bizim çocuklarımızı da dağa gönderiyorlar." ifadelerini kullandı.
"Oğlum okul okuyordu, onu kandırıp götürdüler"
Muş'tan gelen anne İkram Gürtürk, Kürtçe yaptığı konuşmada, oğlu Musa'nın 5 yıl önce liseye gitiği dönemde 18 yaşındayken kaçırıldığını söyledi.
Oğlundan haber alamadıklarını belirten Gürtürk, mağdur olduklarını, oğlunu geri istediklerini kaydetti.
Kalp krizi geçiren eşinin hasta, kendisinin de gözlerinde rahatsızlık olduğunu ifade eden Gürtürk, şöyle konuştu:
"Oğlumuzu istiyoruz, oğlumuzu getirsinler. Bize yardım edilmesini istiyoruz. Eğer oğlum bizi görüyorsa geri gelsin. Çok fakiriz, ciğerimiz yanıyor. Oğlum okul okuyordu, onu kandırıp götürdüler. Artık hiçbir annenin yüreği yanmasın. İnsan evladının eksikliğine dayanamıyor. Beş yıldır gözümüzde yaş kalmadı. Ben oğlumu PKK'dan istiyorum. Huzur olsun, bütün annelerin çocukları gelsin, bizimki de gelsin. Yolunu gözlüyoruz, dayanamıyoruz, uykusuzuz. Bizler anneyiz, yüreğimiz paramparça olmuş. Artık dayanacak gücümüz kalmadı."
Muş'un Varto ilçesinden oğlu Onur için oturma eylemine katılan anne Selma Han da oğlunun Türkiye dönmesini isteyerek, "Son olarak geçen yıl oğlumla görüştüm, şu anda Suriye'de. Her nerede olursa olsun, gelsin teslim olsun. İran'da, Irak'ta, Suriye'de nerede olursa olsun gelsin teslim olsun." ifadelerini kullandı.