Diyarbakır'da anne Hacire Akar, dağa kaçırılan oğlu Mehmet Akar için 22 Ağustos'ta sorumlu olarak gördüğü HDP'nin aracı olduğunu iddia ederek, partinin il binası binası önünde oturma eylemi başlattı. Bir aile ile başlayan eylem kısa sürede büyüdü. Eyleme katılan aile sayısı 28'e yükseldi.
İstanbul'dan eşi ve çocuğuyla gelen 43 yaşındaki Fatma Bingöl de 5 yıl önce 14 yaşında dağa kaçırılan oğlu Tuncay Bingöl için oturma eylemine katıldı.
5 çocuk annesi Bingöl, aslen Erzurumlu olduklarını, 5 yıldır oğlundan haber alamadıklarını söyledi.
Oğlunun sabah, "iş aramaya gidiyorum" diyerek evden çıktığını, bir daha da dönmediğini ifade eden Bingöl, oğlunu aradıklarını ancak ona ulaşamadıklarını aktardı.
"Kimsenin hakkı yok çocuklarımızı bizden almaya"
"Oğlum sahipsiz değil, sürekli onu arıyorum. Elimden ne geliyorsa yaparım, gerekirse canımı da veririm. Partiden bize, 'çocuğunuzu merak etmeyin orada' diyorlar. Ama hiçbir haber alamıyoruz." diyen Bingöl, şöyle konuştu:
"Arnavutköy ilçesinde HDP binası var. Çocuğum oradan gönderildi. 9 yaşındayken çocuğumu Taksim'de eyleme, yürüyüşe götürmüşler. Çocukları yoldan çıkarmaya kimsenin hakkı yok. Çocuklarımızı dağa çıkarsınlar diye büyütmüyoruz. Çocuklarımızı ölüme göndermek istemiyoruz. Çocuklarımızın kimseye zarar vermesini istemiyoruz. Biz bunun için büyütmüyoruz çocuklarımızı. Kendi halinde kıt kanaat geçinen insanlarız. Kimseyle sorunumuz yok. Bir evladı kaybetmek çok zor. Çocuğumun askere zarar vermesini istemiyorum. Kimsenin yetkisi buna yok. Allah'ın verdiği canı Allah alır. Artık bu kötülük ortadan kalksın. Artık kimse kimseyi öldürmesin. Evlatlarımız ölmesin. Evlatlarımızı ölsünler diye yetiştirmedik. Kimsenin hakkı yok çocuklarımızı bizden almaya."
"Benim çocuğum gitmiş, başkasının çocuğu gitmesin"
Baba Şevket Bingöl de oğlunun HDP tarafından kandırılıp dağa kaçırıldığını belirtti.
Partinin il binası önünden ayrılmayacağını dile getiren Bingöl, "Her HDP binasına gittiğimde 'dağdadır ama nerede olduğunu bilmiyoruz' diyorlar. Dağda olduğunu biliyorsun, nerede olduğunu da biliyorsun niye söylemiyorsun? Oğlum 14 yaşındaydı. Çocuğumu istiyorum. Her kim çocuğumu kandırdıysa onların da cezasını çekmesini istiyorum. Cezasını devlet versin. Benim çocuğum gitmiş, başkasının çocuğu gitmesin. Bu adamlar tutuklansın. Benim içim yanıyor, başkasının yanmasın." ifadelerini kullandı.
"Onları desteklemiyoruz"
4 yıl önce 19 yaşındayken dağa kaçırılan oğlu Fatih Demir'e kavuşma ümidiyle oturma eylemine katılan Sevda Demir, çocuğunun dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tuttuğunu belirtti.
Oğlundan 4 yıldır haber alamadığını ifade eden Demir, "(HDP ve PKK) Onlara lanet olsun. Allah onlara en büyük cezayı versin. Bizden ne istiyorlar? Çocuklarımızı dağa niye götürüyorlar? Çocuklarımızı istiyoruz. Oğlumu istiyorum. Biz onları (HDP) sevmiyor, onları desteklemiyoruz. Allah kahrı perişan etsin." diye konuştu.
"Oğlum bizim onlarla alakamız yok, aynı davada değiliz"
Oğluna kavuşmak için elinden gelen mücadeleyi vereceğini dile getiren Demir, oğluna seslenerek, "Fatih oğlum eve gel. Oğlum bizim onlarla alakamız yok, aynı davada değiliz. Oğlum ben senin için buraya gelmişim. Ey ciğerim çık gel. Kimse seni kandırmasın. Hadi gel oğlum, kurtul onlardan." ifadelerini kullandı.
"Çocuğum gelinceye kadar buradan kalkmayacağım"
İstanbul'da 2015 yılında 14 yaşındayken HDP'liler aracılığıyla kaçırılarak dağa götürülen oğlu Yakup için eyleme katılan anne Saliha Edizer, 9 Eylül'de katıldığı eylemi oğluna kavuşuncaya kadar sürdüreceğini söyledi.
Kendi isteğiyle eyleme katıldığını belirten Edizer, HDP'lilerin çocuğunu kandırdığını, bu nedenle onlardan evladını getirmesini istediğini anlattı.
Çocuğu getirilinceye kadar eylemine devam edeceğini dile getiren anne Edizer, "Oğlum 15 gün boyunca seçim döneminde HDP için çalıştı. Seçim çalışmalarından sonra HDP'nin bürosuna gitti. Oradan da onu kandırarak PKK'ya gönderdiler. Çocuğumu istiyorum. Çocuğum gelinceye kadar buradan kalkmayacağım. Eylemim devam edecek. Anneleri gördüm, burada eylemdeydiler. Ben de katılmak istedim." ifadelerini kullandı.
"Yüreğim paramparça oldu"
Dağa 14 yaşındayken kaçırılan kızı Mekiye Kaya için oturma eyleminde yer alan Hüsniye Kaya (55) da 8 gündür oturma eyleminde bulunduğunu, kızından hiç haber alamadığını söyledi.
Eylemlerini çocuklarına kavuşuncaya kadar sürdüreceklerini ifade eden Kaya, "Hastayım. Artık dayanamıyorum. Yüreğim paramparça oldu. Kızıma kavuşuncaya kadar buradan ayrılmıyorum." diye konuştu.
Fatma Akkuş da kızı 15 yaşındaki Songül Akkuş için eyleme katıldığını anlatarak 2015'ten bu yana evladından haber alamadığını, 4 gündür eylemde bulunduğunu aktardı.
Hiçbir annenin keyfinden buraya gelmediği dile getiren Akkuş, kiminin oğlu kiminin kızı kiminin yeğeni kiminin torunu için eylemde olduğunu belirtti.
Annelerden, Kulp'taki sivillere yönelik terör saldırısına tepki
Çocuklarının dağa kaçırılmasında HDP'yi sorumlu tutarak, 3 Eylül'de HDP İl Başkanlığı binası önüne gelen Diyarbakır anneleri, Kulp ilçesi kırsalında PKK'lı teröristlerce düzenlenen, 7 kişinin şehit olduğu, 10 kişinin yaralandığı saldırıya tepki gösterdi.
Dağa kaçırılan oğlu Ramazan Üçdağ için oturma eyleminde bulunan Mevlide Üçdağ, Kulp'taki terör saldırısını duyunca çok üzüldüklerini belirterek, "Ciğerimiz parçalandı. Biz istemiyoruz artık. Kan dökülmesin artık. Polis de asker de sivil de bizim evlatlarımız. Barış, huzur, mutluluk istiyoruz. Olayı duyunca içim parçalandı." diye konuştu.
Yeğeni için oturma eyleminde bulunan Rahime Uymaz da terör saldırısına tepki göstererek, terörün kendilerini yıldıramayacağını belirtti.
"Canımızı yakıyorlar, yakacaklar ama yılmayacağız"
Uymaz, "Ölmek var, dönmek yok. 5 yıldır hasretiz çocuklarımıza. Saldırıyı lanetliyorum. Lanet olsun. Canımızı yakıyorlar, yakacaklar ama yılmayacağız. Allaha çok şükür günden güne çoğalıyoruz. Korkmuyoruz. Korku yok. Korku olsa buraya gelmezdik. Analar korkmaz." ifadelerini kullandı.
İstanbul'dan gelen ve dağa kaçırılan 14 yaşındaki oğlu Tuncay Bingöl için oturma eylemine katılan Fatma Bingöl ise terör saldırısına tepki göstererek, artık terör saldırısının olmasını istemediklerini aktardı.
Bingöl, "Evlatlarımızı öldürmesinler. Kimse kimsenin canını yakmasın. Artık yeter. Ölenler de bizim evlatlarımız. Onların suçu günahı yok. Bizim evlatlarımızın da suçu günahı yoktu. Kandırdılar, beyinlerini yıkadılar." diye konuştu.
Kaynak: AA