Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve Yunus Emre Enstitüsü iş birliğinde yabancı medya mensuplarına yönelik düzenlenen çevrim içi Türkçe dil kursu sertifika töreni ile sona erdi.
Proje ile Türkiye’de görev yapan akredite uluslararası basın mensupları 9 ay boyunca Türkçe öğrendi. 15 ülkeden 19 medya mensubu kursu başarıyla tamamlayarak sertifika almaya hak kazandı.
Sertifika törenine katılan İletişim Başkanı Fahrettin Altun, eğitimi başarıyla tamamlayan katılımcıları tebrik ederek şunları kaydetti;
Aldığınız Türkçe eğitiminin ülkemizde sürdürdüğünüz mesleki ve sosyal hayatınıza büyük katkı sağlayacağına inanıyorum. Bizim kültürümüzde çok güzel bir söz vardır; ‘Bir lisan bir insan’ deriz. Bu veciz söz, öğrenilen her dilin aynı zamanda bir insan daha olmak anlamına gelir. Hiç kuşkusuz yeni bir dil öğrenmek gazetecilik mesleği söz konusu olduğunda da önemlidir hatta çok daha önemlidir.
"Ülkemizdeki uluslararası medya mensuplarının Türkçe biliyor olmalarını, Türkiye'yi Türkçe takip edebilmeleri önemsiyoruz"
Görev için gittiği ülkenin gündemini o ülkenin kendi dilinde takip edilmesi uluslararası Medya mensubuna güçlendirir; yazacağı haberi, yapacağı yorumu, üreteceği görsel içeriği daha da nitelikli daha da kaliteli hale getirir. Bu kazanım, söz konusu gazeteciyi mesleki anlamda farklılaştıracağıcı gibi ona hiç kuşkusuz sosyal hayatta da ciddi kazanımlar sağlayacaktır. Biz de ülkemizdeki uluslararası medya mensuplarının Türkçe biliyor olmalarını, Türkiye'yi Türkçe takip edebilmeleri önemsiyoruz.
Bölgesel ve küresel olarak etkinliği giderek artan ülkemize, dünya medyasının uluslararası gazetecilerin yüksek bir ilgisi söz konusu ve bu ilgiyi görmekten gerçekten çok büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Özellikle de İstanbul Uluslararası medya için günden güne daha da ciddi bir çekim merkezi olmasını, bir merkez haline gelmesini önemsiyoruz, bundan büyük memnuniyet duyuyoruz. Türkiye ve bölgeye dair gelişmeleri dünya kamuoyuna aktarırken hakikatten ayrılmayan uluslararası medya çalışanlarının, mensuplarının destekçisiyiz ve destekçisi olmayı da sürdüreceğiz.
"Gazeteciler, hayatlarını dünyayı anlamamıza yardımcı olmaya adamış kişiler"
Gerçek gazetecilerin, "hayatlarını dünyayı anlamamıza yardımcı olmaya adamış kişiler" olarak tanımlanabileceğini belirten Altun, dezenformatif paylaşımların hızla yayılabildiği bir çağda hakikatin tahrip edilmesi tehlikesinin de beraberinde geldiğine vurgu yaparak sözlerini şöyle sürdürdü;
Bu salonda bulunan herkesin bu tablo karşısında hakikat kavramının değerini çok daha fazla önemsediğini biliyorum. İçinde bulunduğumuz hakikat sonrası dönemde özellikle sosyal medyanın kötü kullanımıyla, kötü amaçlar uğruna kullanımı ile birlikte dezenformasyonun vahim örneklerine her gün şahit oluyoruz. Sosyal medya üzerinden kotarılan dezenformasyon kampanyalarının sosyal hayatı, demokrasiyi ciddi anlamda tehdit ettiğini, birçok farklı toplum kesimlerinin mağdur ettiğini; ayrımcılığı, ırkçılığı, yabancı düşmanlığını beklediğini hepimiz görüyoruz, buna defalarca şahit oluyoruz.
Bu yoğun dezenformasyon faaliyetinden ülkemiz de yoğun bir şekilde nasibini alıyor. Elbette bu tespit ve değerlendirmeler dünya medyası ve uluslararası gazetecilerin tümünü kapsamıyor. Biz Nitekim bu noktada uluslararası medyanın birçok mensubu ile de son derece nitelikli bir ilişki ve iş birliği içerisinde hareket edebiliyoruz ve uluslararası medyada yine Türkiye ile alakalı Türkiye'nin bölgesel ve küresel etkinlikleri ile alakalı son derece objektif birçok yayınla da yine karşı karşıya kalıyoruz. Mesleki etik birincil hareket ve altına imza attığı haberin hukuki ve toplumsal sorumluluğu ile gazetecilik yapan tüm medya mensuplarına canı gönülden teşekkür ediyorum. Mesleklerini bu doğrultuda sürdüren hem yerli hem uluslararası basın mensuplarını her zaman destekledik. Uluslararası medyaya her zaman yapıcı ve iş birliğini temel alan bir bakış açısıyla yaklaşıyor olmamız zannediyorum hepinizin yakından gözlemlediği bir takım somut adımları da atmamızı beraberinde getirmiştir.
Yunus Emre Enstitüsü ile iş birliği halinde uluslararası medya mensuplarına yönelik gerçekleştirilen Türkçe Eğitimi programının da bunlardan biri olduğuna dikkat çeken Altun, “Nisan ayında çevrimiçi olarak başlayan eğitim programımıza 29 ülkeden 53 medya mensubu katılmıştır. Türkçemize yönelik bu ilgiden gerçekten büyük bir memnuniyet duyduğumuzu özellikle ifade etmek istiyorum.” dedi.
"İletişim için dil önemli bir araçtır"
Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş sertifika töreninde yaptığı konuşmasında şunları kaydetti;
Biz enstitü olarak, dünyanın dört bir yanında 64 merkezimiz, 164 irtibat noktamız ve çevrim içi tüm imkanları kullanarak tüm dünya halklarıyla tanış olmaya gayret ediyorken, sizler de profesyonel olarak aslında iletişimin artmasına ve doğru iletişim imkanları hazırlayarak benzer bir gayeye hizmet ediyorsunuz; insanlığın iletişimi güçlendirmek, birbirinden haberdar olmak ve bu güçle ortak bir bakış ve evrensel bir dil geliştirerek dünyayı daha yaşanabilir hale getirmek. Bu gayeyi, attığınız bu adım, farklı bir dili ve kültürü öğrenme çabası en güzel şekilde pekiştirecektir zira iletişim için dil önemli bir araçtır. Siz de hakkında araştırma yapacağınız, bilgi aktaracağınız bir ülkenin dilini öğrenerek en doğru ve doğrudan iletişimi kurmanın yolunu açmış oluyorsunuz.
Bu kıymetli programı düzenleyen Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının Sayın Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun beyefendiye ve kendisinin şahsında İletişim Başkanlığımızın değerli çalışanlarına, programa katkı sunan Yunus Emre Enstitümüzün değerli mensupları ve sevgili Türkçe öğretmenlerimize, son olarak da program katılımcısı siz değerli medya profesyonellerine teşekkürlerimi sunuyorum.
Etkinlikte ayrıca uluslararası medya mensuplarına Türkçe eğitim sertifikalarının takdimi ile birlikte “Türkiye’deki Uluslararası Medya Mensupları İçin Rehber (Mesleki ve Gündelik Yaşam) kitabının tanıtımı da yapıldı.