İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca İstanbul'daki bir otelde düzenlenen Uluslararası Stratejik İletişim Zirvesi 2024'ün (Stratcom Summit 2024) kapanışında yaptığı konuşmada, forumda iki gün boyunca yoğun toplantılar yaptıklarını, istişareler gerçekleştirdiklerini, yapay zekanın insanlık için anlamını konuşup beraberinde getirdiği meydan okumalar ile riskleri ele aldıklarını, fırsatları değerlendirdiklerini belirtti.
Yapılan paneller ve ikili görüşmelerle işbirliği imkanlarını konuştuklarını dile getiren Altun, kamu sektöründen medyaya, özel sektörden akademiye, uluslararası kuruluşlardan sivil toplum örgütlerine, stratejik düşünce kuruluşlarına kadar farklı sektör ve disiplinlerden pek çok ismin foruma katkı verdiğini söyledi.
Altun, kamu iletişiminden halkla ilişkilere, uluslararası stratejik iletişimden kriz iletişimine, şeffaflıktan veri güvenliğine, siber güvenlikten medya etiğine kadar çok farklı alanlarda pek çok meseleyi yapay zeka bağlamında detaylı olarak tartıştıklarını ifade etti.
Foruma 30 ülkeden 175 davetlinin ve 2 binden fazla dinleyicinin katıldığını dile getiren Altun, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak bu önemli foruma ev sahipliği yapmaktan büyük bir onur duyduklarını, zira Stratcom Summit 24'ün dünyanın dört bir yanından uzmanları bir araya getirerek stratejik iletişim alanında işbirliği merkezi olduğunu kaydetti.
Altun, forumdaki paneller ve oturumlar vesilesiyle yapay zekanın tarihte nasıl ve ne şekilde yer alacağını, geleceği belirleyecek olanın yine insan olduğunu, yapay zekanın artık yadsınamaz ve dışlanamaz bir teknolojik araç olduğunu bilerek çalışmalarına devam etmeleri gerektiğini hep birlikte vurguladıklarını dile getirdi.
Yapay zeka teknolojilerinin kullanılmasında vicdani değerlerin merkezde olması gerektiği hususunun neredeyse bütün konuşmalarda altının çizildiğini belirten Altun, dijital dönüşüm süreçlerinde hükümetlerin kaynaklarını ayrım gözetmeksizin tüm toplum kesimlerine ulaştırması gerektiği hususunda da fikir birliği oluştuğunu anlattı.
Altun, dezenformasyon ve yanlış bilgi bombardımanına maruz kalan bireylerin seslerini daha güçlü bir formda, ulusal ve uluslararası kamuoyuna ulaştırmada dijitalleşmeyi nasıl özgürleştirici bir araç olarak kullanabileceklerini konuştuklarını söyledi.
Yapay zeka teknolojilerinin geliştirilmesinde devletlere büyük bir sorumluluk düştüğüne işaret eden Altun, devletlerin bunu özel sektör, sivil toplum kuruluşları, üniversitelerle birlikte sansür odağından uzak, etik değerlere sadık, hakikate dayalı ve herkesi kapsayan stratejiler çerçevesinde geliştirmesi gerektiğinin önemini belirttiklerini aktardı.
Altun, yapay zekanın geleneksel sömürge anlayışının devamlılığı yahut ülke egemenliklerine zarar verecek şekilde ve seçili ülkelerin menfaatlerini koruyacak tarzda değil, küresel fayda ve tüm insanlığın menfaatine, özgürlük-güvenlik dengesini gözetecek şekilde, adil bir tarzda kullanılmasına dair güçlü vurguları tarihe not düştüklerini söyledi.
Küresel medya ve iletişim ortamının dinamik yapısını hep birlikte tecrübe ettiklerini kaydeden Altun, "Bu ortamda biz inanıyoruz ki Stratcom gibi küresel buluşma, diyalog ve müzakere ortamları hayati önemi haiz platformlardır. Biz Stratcom'u bu yönüyle sadece bir tartışma yahut müzakere ortamı olarak görmüyoruz, bir işbirliği ortamı olarak da görüyoruz. Bunun yanında esas itibarıyla biz Stratcom'u hakikat aktivizminin de bir aracı olarak görüyoruz. Hakikat aktivizmi yapmak üzere de gayret sarf ediyoruz. Evet, hakikat için mücadele ediyoruz. Stratcom Uluslararası Stratejik İletişim Zirvesi bizim hakikat aktivizmimizin bir parçasıdır. Bu yaklaşımla çalışmalarımızı değerlendiriyoruz. O nedenle küresel adaletsizliğe ve hakikat krizine karşı Stratcom'u bir hareket noktası olarak telakki ediyoruz." diye konuştu.
Forumun niyet beyanını da bu yaklaşımla hazırladıklarını belirten Altun, beyanı katılımcılarla paylaşırken şunları söyledi:
"Yapay zekanın ve diğer gelişen teknolojilerin iletişim alanında sunduğu yeni fırsatların, bunların sonucunda oluşan yeni deneyimlerin, iletişim üretim ve tüketim eğilimlerinin kurmakta olduğu zengin iletişim eko-sisteminin farkında olarak, bu eko-sistem içerisinde yer alan yapay zeka tasarımcılarının ve tüketici gruplarının temel insani değerler dışına çıktıkları takdirde menfi değerlerin, yalan bilgi ve dezenformasyon çerçevesinde küresel bilgi kurgusuna getirebileceği çeşitli sorunlara ve meydan okumalara dikkati çekmenin zorunluluğunu görerek, bu durumun en acı örneği olarak son 14 aydır Gazze'de Filistinlilerin yaşadığı katliamın, bölgedeki yıkımın uluslararası ortama duyurulması için adil yayın yapmayan haber yapılarının, haber yapmaya çalışan 200'e yakın gazetecinin ölümüne sessiz kalmalarını insanlığa karşı işlenmiş suçlara dahil ederek, bu çerçevede gelişmiş iletişim eko-sistemine ve yapay zeka kullanımına eşit ve anlamlı bir şekilde katılma kapasiteleri oluşmamış toplumların veya toplum gruplarının bilgi güvenliği savunmasızlığını kayıt altına alarak, özellikle çocuk ve genç bireylerin sosyal medya platformlarında ve özellikle yapay zeka kullanımıyla zenginleştirilmiş içerikler karşısında savunmasız olduklarını kabul ederek, hızla yaşlanan dünya nüfusundaki her yaştan bireyin yapay zeka üzerinden maruz kalabildikleri yanlış bilgilendirilmeler marifetiyle manipüle edilme risklerini görerek, Uluslararası Stratejik İletişim Platformu olarak kişilerin ve toplumların yaşam boyu adil, şeffaf ve doğru bilgilenme hakkının tanımlanmasının, ilgili kurul ve kurallarla değerlendirme zeminlerinin oluşturulmasının zorunluluğunu ifade ediyoruz."
Altun, bu girişimlerde ülkelerin her yaş grubundan vatandaşlarının ve alt gelir gruplarının yapay zeka ve yeni medyalara karşı dayanıklılıklarının güçlendirilmesi için temel dijital ve yapay zeka okuryazarlık kapasitelerinin geliştirilmesinin bir zaruret olduğunu vurguladıklarını dile getirerek, "Mezkur nedenle özellikle çocukların ve içinde bulundukları yaş kuşağı ve sosyo-ekonomik statüsü nedeniyle direnci düşük diğer grupların yapay zeka kullanılan iletişim mecralarında korunması hususunda açık ve net bir şekilde tanımlanmış yasa, yönetmelik ve yönergelerin yürürlüğe girmesi gerektiğinin altını çiziyoruz. Savunmasız gruplar için şiddet, toplumsal birlikteliğe yönelik yıkıcı değerler ve dezenformasyona karşı temel etik kodlarının inşasının, bu sürece hizmet edecek ortak içerik üretilmesinin, gerekirse bunlar için yeni sosyal medya ortamlarının kurulmasının bir mecburiyet olduğunu vurguluyoruz." ifadelerini kullandı.
Yapay zeka teknolojilerinin, kişisel verilerin korunması ve siber güvenlik esaslarına uygun bir şekilde kullanımının tüm devlet ve devlet dışı aktörlerce teşvik edilmesinin gerekliliğini savunduklarını dile getiren Altun, "Biz yapay zekanın yanlış, eksik bilgi yaratmak için değil, infodeminin anlaşılıp karşı tedbir alınabilmesi için sektörün insansızlaştırılması yerine yapay zekanın insanileştirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu çerçeve ve değerler sistemi bağlamında küresel hakikat mücadelesinde iletişim ortamlarının zenginleştirilmesi ve tüm paydaşlarımızla ortak çalışmaların artırılmasını önemsiyoruz. Yapay zekanın getirdiği sosyal ve ekonomik değişimi benimserken yeni sistemin olumsuz etkilerine karşı ulusal ve küresel çapta alınabilecek tedbirler üzerinde çok taraflı, çok yönlü ve kapsayıcı disiplinler arası çalışmaların çeşitlendirilmesini ve derinleştirilmesini teşvik ediyoruz." dedi.
Altun, yapay zekanın sebep olduğu dönüşümün ışığında, tüm örgün ve hayat boyu öğrenme müfredatlarının güncellenmesi ve yapay zeka eğitimlerine erişimin kolaylaştırılmasının gerekliliğini vurguladıklarını belirterek, "Hakikatin değersizleştirilmesinin, çağımızın iletişimcilerini en çok zorlayan etmen olduğunun bilincinde olarak, kamusal niteliği haiz iletişim sektöründe editöryal faaliyetlerin yapay zeka tekeline bırakılmamasını önemsiyoruz. Yapay zeka destekli uygulama ve sistemlerin geliştirilmesi ve işleyişinin devlet, şirket, sivil toplum kuruluşları ve uluslararası kuruluşların katılımıyla, insan hakları ve ulus-devlet egemenliğine saygılı bir şekilde, kapsayıcı bir yaklaşımla belirlenmesinin önemini vurguluyoruz." ifadelerini kullandı.
Devletlerin demokratik süreçlerine, iç işlerine müdahale ya da yıpratma amaçlı dezenformasyon ve manipülasyon saldırılarında yapay zeka teknolojilerinin kullanılmaması hususunda gerekli tedbirlerin küresel düzeyde alınması gerektiğini ifade ettiklerine işaret eden Altun, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yapay zeka ve diğer ileri teknoloji ürünlerinin günümüzde siyaset ve uluslararası ilişkilerde tali değil asli unsur haline geldiğine ve yapılacak her türlü yasal ve teknolojik düzenlemenin bu bilinçle yapılması gerektiğine inanıyoruz. Yapay zeka odaklı tehditlere karşı siber güvenliğin sağlanması noktasında, yeni altyapı stratejilerinin geliştirilmesine ihtiyaç olduğuna inanıyoruz. Savaş veya çatışmalar sonucu dijital altyapıları yok edilmiş coğrafyaların küresel iletişim eko-sistemi içerisinde var olabilmeleri adına kendilerine dayanışma bilinciyle destek olunması gerektiğini savunuyoruz. Son olarak, teknolojilerin bizlerin hizmetinde bulunan gereçler olduğu, asıl olanın ise insani emek olduğu gerçeğini hatırlatarak, yapay zeka teknolojilerinin kullanımında insan odaklı bakış açısının merkeze alınması gerektiğini vurguluyoruz."
Altun, Stratcom Uluslararası Stratejik İletişim Platformu olarak, kişilerin ve toplumların yaşam boyu adil, güvenilir, şeffaf ve doğru bilgilenme hakkının tanımlanmasının, bu hakkın ilgili kurul ve kurallarla zemininin güçlendirilmesinin bir zorunluluk olduğunu hep beraber ortaya koyduklarını dile getirdi.
Forumun, yapay zekanın oluşturduğu yeni eğilimlerin küresel iletişim için doğru yönde değerlendirilmesi, yapay zekanın beraberinde getirdiği fırsat ve tehditlerin anlaşılması ile stratejik iletişimin etkin kullanım kapasitesinin artırılarak dayanıklılığının güçlendirilmesi gibi konularda önemli çıktılar ortaya koyduğunu söyleyen Altun, işbirliği, bilgi ve tecrübe paylaşımıyla daha dayanıklı, istikrarlı bir uluslararası toplumun oluşturulmasına fayda sağlayacağına inandıklarını belirtti.
Altun, konuşmasına şöyle devam etti:
"Türkiye olarak biz barış, hakikat ve adaleti önceleyen bir istikrar ve güven iklimini bölgemizde ve dünyamızda tesis etmek için uluslararası diyaloğun önemine inanıyoruz. Karşı karşıya kaldığımız sorunların küresel sorunlar olduğunu düşünüyoruz. Hiçbir devletin, hiçbir ulusun bu sorunlar karşısında kendilerini izole edebileceklerini, kendilerini tek başına koruyabileceklerini düşünmüyoruz. Dolayısıyla bu küresel sorunlar karşısında küresel işbirliklerine ihtiyacımız olduğunu bir kere daha güçlü bir şekilde vurguluyoruz. Biz bu bağlamda çalışmalarımıza devam edeceğiz ve bu çerçevede, bu forum çatısı altında gayretlerimizi sürdüreceğiz. Stratcom Uluslararası Stratejik İletişim Zirvesi, bu politikamızın iletişim alanındaki yapıcı çabalarını destekleyen hür bir tartışma ortamı olarak hizmet etmeye devam edecek."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, zirveye verdiği desteklerinden dolayı şükranlarını arz eden Altun, forumda emeği geçenlere teşekkür etti.
Altun, gelecek yıl beşincisi gerçekleştirilecek forumda katılımcılarla buluşmayı dileyerek, sözlerini tamamladı.