İletişim Başkanı Altun, Türkiye-Avusturya Dostluk Anlaşmasının 100. Yılı vesilesiyle Avusturya'nın önde gelen gazetelerinden Die Presse'de, "Yüz Yılın Mirası: Türkiye - Avusturya İlişkileri Üzerine" başlıklı bir makale kaleme aldı.
Makalesinde, Türkiye ile Avusturya arasında tarihsel bir köprü oluşturan ve iki ulusun derin bağlarını simgeleyen Dostluk Anlaşması'nın yüzüncü yıl dönümünün onurunu yaşadıklarını belirten Altun, "100 yıl önce imzalanan bu anlaşma, yalnızca iki ülke arasındaki güçlü ilişkilerin bir ifadesi değil aynı zamanda iki toplumun birbirini daha yakından tanıması ve birbiriyle kaynaşması noktasında önemli bir eşik olmuştur. Nitekim aradan geçen süre zarfında iki ülke, karşılıklı saygı ve anlayışa dayanan ticaret, kültür-sanat ve eğitim gibi birçok alanda işbirliği yapmıştır." ifadelerini kullandı.
İki ülkenin siyasi ilişkilerinin, karşılıklı üst düzey ziyaretler ve stratejik görüşmelerle güçlendiğini ve yıllar geçtikçe pekiştiğini vurgulayan Altun, bu ilişkilerin güçlenmesiyle iki ülkenin küresel sahnede ortak hareket etmesi ve birçok meselede birlikte pozisyon almasının sağlandığını belirtti.
Ülkeler arasındaki ekonomik ilişkilere de değinen Altun, "Toplam ticaret hacmimiz yaklaşık 4 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. Sayın Cumhurbaşkanı'mız Recep Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu vizyon çerçevesinde bu ticaret hacminin kısa vadede 5 milyar doları aşmasını beklemekteyiz." değerlendirmesini yaptı.
Kültür, sanat ve turizm alanında da ilişkilerin kayda değer bir gelişme gösterdiğine dikkati çeken Altun, "Ülkelerimiz arasındaki işbirlikleri ve bunların beraberinde getirdiği dostluk, şüphesiz ki şu an içerisinde bulunduğumuz küresel sistemde en imtiyazlı özelliğimizdir." ifadelerine yer verdi.
Altun, insan hakları ve onurunun, Türkiye'nin üzerine titrediği ve her fırsatta uluslararası platformlarda gündeme getirdiği "evrensel değerler" niteliğinde olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Bu bilinçle hareket edildiğinde 7 Ekim'den beri dünya gündemini meşgul eden Gazze krizi bağlamında Türkiye'nin barışçıl çözümler arayışı ve BM parametreleri çerçevesinde iki devletli çözüme destek veren yaklaşımı, bölgede kalıcı barışın sağlanması yolunda atılan önemli adımlardandır. Günümüz Türkiyesi sadece kendi sınırlarında değil, bölgesel ve küresel düzlemde oyun kurucu, kendi aleyhine oluşturulmaya çalışılan oyunları bozan ve sorunların, krizlerin çözümünde aktif rol alan bir ülkedir."
"Türkiye-Avusturya ilişkilerinin güçlenerek devam edeceğine inancımız tamdır"
Altun, Türkiye'nin Rusya-Ukrayna krizine yaklaşımında da bölgesel istikrar ve barışın korunması fikrini merkeze alarak adımlarını şekillendirdiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Karadeniz'de stratejik bir konuma ve NATO üyeliğine sahip olan Türkiye, bu krizde belirleyici bir rol oynamıştır. İnsani yardım girişimleri, özellikle tahıl koridoru üzerinden yapılanlar, Türkiye'nin savaşın yol açtığı küresel gıda güvenliği sorunlarını hafifletme konusundaki liderliğini ortaya koymuştur. Bu çabalar, Türkiye'nin bölgesel ve küresel sorunlar karşısında proaktif bir yaklaşım sergilediğinin altını çizmektedir.
Küresel barışa aktif katkı sağlaması beklenen iki ülke olarak gelecekte Türkiye-Avusturya ilişkilerinin güçlenerek devam edeceğine inancımız tamdır. Türkiye, barış, istikrar ve işbirliğinin güçlü bir savunucusu olarak yoluna devam edecek ve atılacak her adımda hem ülkemiz hem de dünya için daha iyi bir gelecek inşa etmeye katkıda bulunacaktır. 100 yılı geride bırakan dostluğumuzun ve işbirliğimizin gelecekte de artarak devam etmesini diliyorum."