Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasının (FETÖ/PDY) Beytepe Jandarma Okullar Komutanlığındaki "mahrem" yapılanmasına ilişkin 88'i asker, 52'si sivil, 140 kişinin yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.
Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, bazı tutuklu sanıklar ile avukatları ve yakınları katıldı.
Soruşturma aşamasında etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanan tutuksuz sanık U.U, örgüt üyeleriyle Samsun’da üniversiteye başladığında tanıştığını, maddi imkansızlıklardan dolayı o zaman cemaat olarak bildiği yapının evlerinde kaldığını belirtti.
Üniversiteye kayıt olduğunda İsak kod adını kullanan, daha sonra Hasan Hüseyin Akdoğan olduğunu öğrendiği kişinin kendisini örgüt evlerine götürdüğünü aktaran U.U, "Ailemin imkanları iyi değildi. Kalacak yerim yoktu. İsak kod adlı kişi, bana uygun fiyata kalacak yer bulabileceğini ancak evlerde kalabilmesi için namaz kılmam gerektiğini söyledi. Ben de namaz kılan insanlardan hiçbir zaman zarar gelmeyeceğini düşündüğüm için kalmayı kabul ettim." dedi.
"Kuran-ı Kerim'e el bastırarak sınav sorularını gösterdiler"
Terör örgütü üyesi olmadığını savunan U.U, Jandarma askeri okulları sınav sorularının imtihandan önce kendisine gösterilmesine ilişkin şunları söyledi:
"2012 yılında Hasan Hüseyin Akdoğan, astsubaylık sınavı olacağını söyledi. 5 arkadaşla birlikte bizi bir eve götürdü. Umut kod adlı kişiyle görüştük. Sınav 16 Nisan’daydı. 14 Nisan'da 6 kişi o eve gittik. İkişerli gruplar halinde odaya girdik. Bize sınav soruları verileceğini söyledi. Kuran-ı Kerim'e el bastırarak sınav soruları yarım saat boyunca gösterdiler."
Mahkeme Başkanı Abdullah Köksal'ın "Sınav sorularını görmen nedeniyle, kopyacılık yaptığını ya da kamuyu dolandırdığını düşünüyor musun?" sorusu üzerine U.U, "Ben zaten bir seneye yakın sınava hazırlandım, bakmasam da kazanırdım. Ayrıca sonradan okula alımlarda kontenjan arttırılmasıyla ek kontenjanla girebildim. Kamunun zararını gidermek isterim ama giderecek maddi imkanım yok." dedi.
Astsubay olduktan sonra Hakkari'ye atandığında telefonuna "Halis" kod adlı kişinin ByLock yüklediğini öne süren U.U, " 2015 ocak ayında acil ve önemli başlıklı ByLock'dan mesaj attılar. 'Bu programı silin, fabrika ayarlarına dönün.' diye. Sonra ben de programı sildim." diye konuştu.
Savcılık sorgusunda etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan tutuksuz sanık Hasan Hüseyin Akdoğan, mahkemede savcılıkta verdiği ifadeleri ve üzerine atılı suçları kabul etmediğini belirtti.
Mahkeme Başkanı Köksal'ın savcılıkta birçok kişiyi teşhis ettiğini ve örgüte giriş sürecini detaylı olarak anlattığını hatırlatması üzerine Akdoğan, "25 gün nezarethanede kaldım. Koşullar çok zordu ve psikolojik baskı altında ifade verdim." ifadesini kullandı.
Sanık Akdoğan, Samsun’da din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliğini bitirdiğini, Türk Silahlı Kuvvetlerinin öğretmen alacağına ilişkin ilanını gördüğünü ve başvurduğunu aktardı. Akdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"İmam hatipli olmamdan dolayı almayacaklarını düşündüm ve umutsuz bir şekilde şansımı denedim. Başvurum kabul edildi. Yazılı sınavı geçtim. Spor mülakatını ve sözlü mülakatı da geçtikten sonra TSK'ya katıldım. Askeriye geçişimde kimsenin yardımı olmadı. Çevremde FETÖ’cüler vardı. Ancak görüşlerini kabul etmediğim için beni sohbete çağırmadılar. Evlerinde kalmadım."
Maltepe Askeri Lisesinde din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olarak göreve başladığını ve daha sonra Bolu Komando Tugayında görevliyken gözaltına alındığını anlatan Akdoğan, FETÖ ile hiçbir bağlantısı olmadığını öne sürdü.
İddianamede bazı sanıkların, kendisi hakkında örgüt yöneticisi olduğu ve askeri lise sorularının öğrencilere dağıtılmasında aracılık ettiği yönündeki beyanları anımsatılan Akdoğan, “İddianame bana ulaşmadı. Kollukta ve savcılıkta verdiğim ifadeleri kabul etmiyorum. Örgütle alakam yok. Örgütün haberleşme araçlarını kullanmadım. Beni teşhis eden sanıkları tanımıyorum." dedi.
Savcılıktaki ifadeleri reddeden tutuksuz sanık tutuklandı
Sanık beyanından sonra söz alan cumhuriyet savcısı, sanığın savcılık ve kolluktaki beyanlarında detay ifadelerde bulunduğunu, mahkemede şartlar oluştuğu takdirde etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanacağını söylese de daha önce verdiği ifadelerinden döndüğünü belirterek sanığın tutuklanmasını talep etti.
Duruşmaya verilen kısa aranın ardından Mahkeme Başkanı Akdoğan, savcının mütaalasına ilişkin şunları kaydetti:
"Tutuksuz sanığın, daha önceki ifadeleri ve teşhis ettiği kişilerin hiçbirini mahkeme huzurunda tanımadığını söylemesi, diğer sanıkların etkin pişmanlıkta bulunduğunu beyan ederek, hem kollukta hem de savcıya verdiği ifadede detay içeren beyanlarda bulunmuş, mahkememizde de şartları oluştuğu takdirde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını söylese de daha önce vermiş olduğu ifadelerden döndüğü, teşhis yaptığı kişilerden hiçbirini tanımadığını ve verdiği beyanların hiçbirinin doğru olmadığını söyledi.
Sanığın vermiş olduğu ifadede delilleri karartma ihtimali bulunduğu gerekçesiyle, mevcut delil durumu itibariyle adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı düşüncesiyle, silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan tutuklanmasına karar verildi."
Tutuksuz sanık Y.Ç, örgütle üniversitede tanıştığını, bir dönem örgüt evlerinde "abilik" yaptığını ve ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etti.
Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalandığını anımsatan Y.Ç, hakkıda verilen adli kontrol hükümlerinin kaldırılmasını talep etti.