Kilis'te, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında bazı gizli tanıkların ifadeleri, örgütün eleman temini, bürokrasiyi ve siyaseti dizayn çabalarını ortaya çıkardı.
Kilis Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 148 sayfalık iddianamede örgütün çeşitli kademelerinde bir süre görev yaptıktan sonra 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından gözaltına alınan ve gizli tanık olarak örgütün işleyişi hakkında bilgi veren gizli tanık "Yüksel", asker ve polis olacak kişilerle özel olarak ilgilenildiğini, verilecek talimatları harfiyen yerine getireceğinden emin olunan öğrencilerin askeri okullara kaydettirildiğini itiraf etti.
"Yüksel" örgütün asker ve polis olacak kişilerle özel olarak ilgilendiğine dikkati çekerek, ifadesinde şunları aktardı:
"Cemaate bağlılığından şüphe edilmeyen, verilecek talimatları harfiyen yerine getireceğinden emin olunan öğrenciler askeri okullara, yine cemaat içerisinde özel olarak ilgilenilip ama bazen talimatları sorgulayan veya eleştiren öğrenciler de polislik mesleğine yönlendirildi. Öğrencilerin nerelerde eğitim görecekleri ve hangi meslek grubuna gideceklerine cemaatteki görevliler karar verirdi. Ben yapılanma içerisinde bulunduğum sürece hep astsubay okullarına gidecek öğrencilerle ilgilendim."
Öte yandan, Kilis Mustafa Atınç Erkek Öğrenci Yurdunda düzenlenen bir toplantıda Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümüyle ilgili konuşulduğunu beyan eden "Yüksel", şöyle devam etti:
"Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterinin kaza neticesi düşmediğini, aslında düşürüldüğünü, bu olayın aydınlatılmasını sağlayacak helikopter içerisinde bulunan teknik cihazların olay yerine ilk intikal eden askerler tarafından helikopterden söküldüğünü, bu askerlerin arasında bizzat cemaat tarafından askeri okula girmesi sağlanan Kilis'in Hüseyinoğlu köyünden ismini bilmediğim bir astsubayın da yer aldığını anlattılar."
"Size ders çalışın diyen oldu mu?"
Gizli tanıklardan "Alperen" ise örgütün göründüğü gibi olmadığını, dini duyguları yoğun olan insanları kendi amaçları doğrultusunda kullandıklarını belirterek, bu nedenle gizli tanık sıfatıyla ifade vermek istediğini dile getirdi.
Tanımadığı 5-6 kişiyle örgütün sözde "büyük talebe mesulü" olan Fethi Y'nin karşısına çıktıklarını, bu kişinin kendilerine "ne olmak istediklerini" sorduğunu, kiminin öğretmen kiminin asker olmak istediğini, kendisinin ise polis olmak istediğini söylediğini anlatan "Alperen", ifadesinde şunları kaydetti:
"Bunun üzerine Fethi Y. artık kendilerinden 'Halil' isimli kişinin sorumlu olduğunu, bundan sonra toplantılara katılmamamızı, sadece Fetullah hocanın kitaplarını okuyup kasetlerini izlememizi söyledi. Halil bana bir kod ismi vererek, bundan sonra bu kod ismini kullanmamı, artık gerçek adımı kullanmamamı söyledi. Halil'e 'abi benim matematiğim çok zayıf, bize muhtemelen özel ders verecekler, matematik ağırlıklı çalışmam lazım' dediğimde, kendisi bana 'Fethi abi size ders mi çalışın dedi? Siz onun dediği gibi Fetullah hocanın kitaplarını okuyun, kasetlerini izleyin gerisini biz halledeceğiz' diye cevap verince, bu şahısların bizleri ders çalıştırarak veya eğiterek değil de bir şekilde sınav işlerimizi hallederek bizi iş sahibi yapacaklarını anladım."
Gizli tanık "Aytürk" ise Kilis'te örgütün 2 ayda bir büyük toplantı yaptığını, bu toplantıya sözde "il imamı"nın da katıldığını, kendilerinden gazete ve dergi abonesi yapmalarını, burs ve kurban toplamalarını istediğini vurgulayarak örgütün tek isteğinin para olduğuna değindi.
"Aytürk", bir defasında örgütün sözde "Esnaf ve iş adamları imamı" olan Yusuf Y'ye zekatını akrabasına vereceğini söylediğini, bu kişinin de kendisine "Zinhar haramdır, zekatını cemaate vereceksin" dediğini belirtti.
1.3ºC
Ankara
