Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, bakanlığı ve ilgili kurumlarının 2019 bütçesinin sunumunu yaptı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin Türkiye'nin milli hedeflerine ulaşması ve muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma yolculuğunun hızlandırılması için Cumhuriyetin önemli büyük bir kazanımı olduğu ifade eden Çavuşoğlu, diplomasilerinin köklü değerlerine bağlı kalarak yeni dönemde daha dinamik, daha proaktif bir şekilde devam devam etmek için çalışmalarını yürüttüklerini söyledi. Çavuşoğlu, "Dış politikada ülkenin ufkunu, milletimizin yolunu açmaya devam edeceğiz." dedi.
“Türkiye adalet ve vicdan merkezi olarak hareket etmeye devam edecek”
Çavuşoğlu, gönlünü Türkiye'ye yöneltmiş mazlumları yalnız bırakmayacaklarının altını çizerek, "Türkiye bir adalet ve vicdan merkezi olarak hareket etmeye devam edecek." ifadesini kullandı.
Dışişleri Bakanlığı olarak Avrupa Birliği (AB) Başkanlığı ile bütünleştiklerini aktaran Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Yurt dışındaki misyon sayımız artmaya devam ediyor. Vatandaşlarımıza yönelik konsolosluk hizmetlerimizin kalitesi yükseliyor. Profesyonel kadrolarımızı kuvvetlendiriyoruz. Bilişim ve teknoloji altyapımızı güçlendirmeye devam ediyoruz. Geleneksel medya araçları ve sosyal medya başta olmak üzere her platformda kamu diplomasisi çalışmalarına yoğunlaşıyoruz."
Çavuşoğlu, hükümetlerinin ilk ve ikinci 100 Günlük İcraat Programları'nda bakanlığının önemli projelerle yerini aldığını belirterek, zamana ve şartlara adapte olarak 2023 ve ötesine dair ulusal hedeflere giden yolda somut katkı sağlamaya devam edeceklerini vurguladı.
"Dış politikamız ülkü ve ilkelerine sahip çıkan nitelikte"
"Tüm gücümüzle hedeflerimize ilerleyeceğiz. Şüphesiz bu yolda Gazi Meclisimizin desteği son derece önemlidir." ifadesini kullanan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Çok boyutlu ve zorlu sınamalarla kuşatılmış bir coğrafyada yaşadığımız gerçektir. Bu durum yıllardır böyle ve öngörülebilir gelecekte de böyle olacak. Sınamalarla birlikte değişim süreçleri de bölgemizde ve dünyada devam ediyor. Asya kıtası yükseliyor. Afrika kıtası, ekonomik açıdan potansiyelini artırmaya başladı.
Dünyanın geleceğini değiştirecek bilgi temelli ekonomi hızla şekilleniyor. Bu değişken zeminde dış politikamız, vizyonu ve manevra yeteneğiyle ülkü ve ilkelerine sahip çıkan bir niteliktedir. Temel ülkü ve ilkelerimiz her tartışmanın üstündedir.
Bu temel, istiklalimizin korunması, Türk milletinin huzuru, güvenlik ve refahın sağlanması. Bu yaklaşım, 'Yurtta Barış, Dünyada Barış' anlayışıyla tüm insanlığın barış, refah ve istikrarı için çalışmamızı gerektiriyor."
Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın öncülüğündeki milli ve yerli dış politikalarının, girişimci ruhu, insani ve vicdani kültürü yansıttığına işaret ederek, bunun 'girişimci ve insani' bir dış politika olduğunu aktardı.
Türkiye'nin dünyadaki hangi sorun olursa olsun bu sorunun çözümüne dair geçerli ve sonuç odaklı tezler ortaya koyduğunu, uluslararası sistemin adil ve hakkaniyet ekseninde şekillenmesi için iddiasını sürdürdüğünü ve bu yöndeki reform çabalarına öncülük ettiğini, değişimin gerisinde kalan değil, bu değişimi yönlendirme ve yönetme kararlılığına sahip olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, çalışmalarına bu yönde devam ettiklerini söyledi.
Türkiye'nin aktif dış politikasına değinen Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Terörle mücadele stratejilerimizde, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarımızda, Suriye krizinin çözümü için Astana toplantılarıyla siyasi sürece yaptığımız katkılarda, son olarak Soçi’de imzaladığımız ve İdlib’de bir insani faciayı önleyen mutabakat zaptında, düzensiz göçle mücadelede yaptığımız önemli katkılarda, Irak’ın yeniden imarı için uluslararası alandaki en yüksek meblağı içeren taahhüdümüzde, rekor sürede tertip ettiğimiz Filistin/Kudüs konusundaki iki Olağanüstü İslam Zirvesi’nde, artırarak sürdürdüğümüz ve milli gelire oranla dünyada ilk sırayı aldığımız insani yardımlarımızda, küresel bir markaya dönüşen arabuluculuk faaliyetlerimizde ve Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koydukları 'Dünya Beşten Büyüktür' iddiamızda, hem girişimci anlayışı, hem insani duruşu görmek mümkündür."
"Yoğun temaslar Türkiye'nin ağırlığını gösteriyor"
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, hedefleri için çalışırken, yoğun ve sürekli bir diplomasi yürütmek, üst düzey temaslarda bulunmak gerektiğine dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:
"2018 yılı Ocak-Kasım döneminde yurt dışına Cumhurbaşkanı seviyesinde 27, Başbakan seviyesinde 8 (24 Haziran öncesi) ve Dışişleri Bakanı seviyesinde 72 ziyaret gerçekleştirdik. Bize ise devlet başkanı seviyesinde 62, hükümet başkanı seviyesinde 28 ve dışişleri bakanı düzeyinde 35 ziyaret gerçekleşti. 24 ülkeyle Yüksek Düzeyli İşbirliği veya Stratejik Konsey mekanizmalarımız var. Ayrıca üçlü/dörtlü mekanizma formatında düzenli toplantılar yapıyoruz.
Bu yoğun temas ve ağlar, ülkemizin uluslararası gelişmeler ve bölge denklemleri bağlamında sahip olduğu ağırlığı gösteriyor. En son Suriye konusundaki Türkiye, Rusya, Almanya, Fransa dörtlü zirve toplantısında da görüldüğü gibi, 2019 yılına girerken Türkiye, önemli kararların alındığı masalarda ev sahibi konumunda bulunmakta ve merkezi rolünü güçlendirmektedir."
Çavuşoğlu, dış politikanın önceliklerinin başında terörle mücadele, kriz yönetimi, stratejik ilişkilerin yönetimi, komşu ülkelerle ilişkiler, bölge odaklı açılım politikaları, yurt dışındaki vatandaş ve soydaşların geldiğini söyledi.
FETÖ ile mücadele
Milli güvenliğin dış politika için de öncelikli olduğunu belirten Çavuşoğlu, "Bakanlığımız, terör örgütleriyle mücadelede hep devrede ve faal olmuştur. FETÖ mensuplarının Türk adaletine hesap vermelerini sağlıyoruz. FETÖ’nün yurt dışı yapılanmasının elebaşlarına yönelik soruşturmalar kapsamında 452 şahsa ilişkin iade dosyaları hazırlandı. Bunlar şahısların bulunduğu 83 ülkeye ulaştırıldı." bilgisini verdi.
Çavuşoğlu, üçüncü ülkelere sınır dışı edilenlerin yanı sıra, 21 ülkeyle ikili iş birliği anlaşmaları çerçevesinde toplam 104 FETÖ mensubunu Türkiye’ye getirerek adalete teslim ettiklerini bildirdi.
FETÖ iltisaklı eğitim kurumlarının kapatılması, FETÖ’den arındırılması ve Türkiye Maarif Vakfına (TMV) devredilmesi için neticeler aldıklarını anlatan Çavuşoğlu, 21 ülkede FETÖ iltisaklı okul ve dil kurslarının sonlandırıldığını, Maarif Vakfının 16 ülkede FETÖ iltisaklı okulları devraldığını kaydetti.
Çavuşoğlu, yabancı kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi için dış basına 3 bin 503 mülakat verildiğini, 428 toplantı yapıldığını, 899 makale ve mektup yayınlandığına aktararak, bu sene de "15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri Anma" etkinliklerini tüm yurt dışı misyonlarında gerçekleştirdiklerini anımsattı.
“DEAŞ'ın ideolojisiyle mücadele daha önemli”
Çavuşoğlu, bakanlığının, terör örgütü PKK'nın yurt dışındaki tüm faaliyetleriyle mücadelede ilgili kurumlarla eş güdüm içerisinde yoğun çaba sarfettiğini söyledi.
ABD'nin, terör örgütünün üç elebaşı için para ödülü koymasının olumlu, ancak geç ve yetersiz bir adım olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, bunun neticesini sahada da görmek istediklerini belirtti.
Çavuşoğlu, "Muhataplarımıza PKK ile mücadelede samimi, somut ve tutarlı iş birliği beklediğimizi her vesileyle vurgulamaya devam ediyoruz. Son bir yılda Almanya, İngiltere, Fransa'da PKK ile ilgili tedbirler alındığını görüyoruz. Suriye ve Irak'ta DEAŞ terör örgütüne karşı kayda değer ilerleme kaydedildi. Ancak bu örgüt, değişen şartlara göre kendini uyarlıyor. Sahada DEAŞ ile mücadele önemli ama DEAŞ'ın ideolojisiyle mücadele daha önemli." diye konuştu.
“Çatışma ortamının sona erdirilmesi için çaba sarfediyoruz”
DEAŞ'ın faaliyetlerinin barış dini İslam'la bir ilgisi olmadığının dünyaya iyi anlatılmasının öncelikleri arasında yer aldığını vurgulayan Çavuşoğlu, Türkiye'nin DEAŞ ile mücadelesinin uluslararası platformda da takdir toplandığını söyledi.
Kriz yönetiminin de dış politikalarının öncelikleri arasında yer aldığını anlatan Çavuşoğlu, "Suriye'de akan kanın durdurulması ve buradan bize yönelik tehdidin bertaraf edilmesi önceliğimizdir. Sahada sükunetin korunup, siyasi çözüm sürecinin ilerletilmesine yönelik katkılarımız devam ediyor. Sınırımıza mücavir alanda çatışma ortamının sona erdirilmesi için çaba sarfediyoruz." dedi.
Çavuşoğlu, Soçi'de Rusya'yla imzalanan muhtırayla İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nin mevcut halinin muhafaza edilmesi için önemli bir adım attıklarını ifade ederek, "Milyonlarca Suriyeliyi yeni bir insani felaketten koruduk. Milyonlarca insanın evini terk etmesinin önüne geçtik. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın bu konuda gösterdiği liderlik bütün dünya tarafından takdirle takip edilirken ülkemizin küresel vicdan merkezi konumunu da teyit etmiştir." değerlendirmesinde bulundu.
"Suriye'de siyasi sürecin canlandırılmasını hedefliyoruz"
Çavuşoğlu, Suriye'de siyasi sürecin yeniden canlandırılmasını hedeflediklerine değinerek, "Sürecin ilk aşamasını oluşturacak Anayasa Komitesinin tesisi ve çalışmalarına başlaması için gayret gösteriyoruz. Dörtlü zirvede, komite yıl sonuna kadar ilk toplantısını yapabilir mi, onun derdindeyiz." ifadesini kullandı.
Terör örgütü PKK'nın uzantısı PYD/YPG'nin ve DEAŞ'ın Suriye'deki varlığına son vermek için girişimlerine kararlılıkla devam ettiklerini dile getiren Çavuşoğlu, bu bölgelere insanların gönüllü olarak dönmesi için destek verdiklerini söyledi.
"Şu ana kadar ülkemizden Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı bölgelerine 260 binden fazla mülteci dönmüştür." bilgisini veren Çavuşoğlu, uluslararası topluma bu konuda hassas olmaları çağrısında bulundu.
Münbiç Yol Haritası kapsamında ise ABD'yle 1 Kasım 2018'den bu yana müşterek devriyeler icra ettiklerini anımsatan Çavuşoğlu, "Bu yol haritasının nihai hedefi PYD/YPG terör örgütünün Münbiç'ten tamamen çıkarılması ve bölgenin kontrolünün gerçek sahiplerine iade edilmesidir, bunun takipçisi olmaya devam edeceğiz." dedi.
"Irak'ta kapsayıcı siyasal sistem temenni ediyoruz"
Çavuşoğlu, Irak'la ikili ilişkilerin geliştirilmesine özel önem verdiklerini de belirterek, şöyle devam etti:
"Yeni göreve başlayan hükümetle iş birliğimizi geliştirmek istiyoruz. Bu çerçevede, Sayın Cumhurbaşkanımızın özel temsilcisi olarak Irak'ı ziyaretimde tüm önde gelen siyasi şahsiyetlerle görüştüm. Irak'ta yeni hükümetle birlikte halkın tüm kesimlerini kucaklayan kapsayıcı bir siyasal sistemin ortaya çıkmasını temenni ediyoruz.
Kendisiyle ve komşularıyla barışık bir Irak'ın bölgesel barış ve istikrar bakımından büyük önem taşıdığına inanıyoruz. Güvenlik tekrar geri gelmeye başlayınca Musul ve Basra başkonsolosluklarımızı da tekrar açmak için resmi çalışmaları başlattık.
PKK ve FETÖ terör örgütlerinin Irak'taki varlığına son verilmesi konusunda gerek Irak Merkezi Yönetimi'ne gerekse Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ne destek vermeye devam edeceğiz."
“Büyükelçiliği Kudüs’e taşıma kararı barışa darbe indirdi”
Çavuşoğlu, Türkmenlerin güven ve huzur içinde yaşamaları ve hayatın her alanında adil temsillerinin sağlanmasının temel öncelikleri arasında yer aldığını vurgulayarak, "Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'yle de Irak'ın toprak bütünlüğü ve siyasi birliğine saygı ilkesi temelinde ilişkilerimizi geliştirmek arzusundayız." diye konuştu.
İsrail'in işgal ve hukuk tanımazlığının devam ettiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, ABD'nin İsrail'deki büyükelçiliğini tek taraflı Kudüs'e taşıma kararının barışa darbe indirdiğini söyledi. Çavuşoğlu, "Bu durum karşısında sessiz kalamazdık ve kalmadık. Uluslararası toplumu hemen harekete geçirdik. İstanbul'da İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Zirvesi tertipledik. BM Genel Kurulunda Filistinli sivillerin korunması konulu kararın kabulünde etkin rol oynadık. Filistin’e desteğimizi sürdüreceğiz." dedi.
“FETÖ'yle ilgili taleplerimizin ısrarla takipçisi olduk”
ABD'yle ilişkiler, NATO üyeliği ve AB üyelik sürecinin dış politikada temel ve stratejik öncelikler arasında olduğunu belirten Çavuşoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"ABD'yle hepimizin bildiği bazı zorluk ve sorunlar yaşadık. PYD/YPG'ye destek, FETÖ davası başta olmak üzere önemli konuları ABD'yle yapıcı bir çerçevede görüşmeye gayret ettik. ABD (eski) Dışişleri Bakanı Tillerson'la kurduğumuz çalışma grupları, hukuki meseleler ve Münbiç'le ilgiliydi. Münbiç Yol Haritası'nda anlaştık. FETÖ'yle ilgili taleplerimizin ısrarla takipçisi olduk. Yakın dönemde ilişkilerimizde yaşadığımız gerilimli süreçlerde tehdit dili ve yaptırımlarla bir sonuç alamayacaklarını ABD kendisi de görmüş oldu."
Çavuşoğlu, rahip Andrew Brunson davası ve bakanlara uygulanan yaptırımlar konusunu geride bıraktıklarını belirterek, "ABD'deki FETÖ varlığı ve faaliyetleri ile ABD'nin PYD/YPG'ye verdiği desteği sürdürmesi ilişkilerimizi gölgeleyen temel unsurlar olmaya devam etmektedir." dedi.
Münbiç Yol Haritası konusunda varılan mutabakatı ve bazı FETÖ iltisaklı kuruluşlarla ilgili olarak ABD makamlarınca başlatılan soruşturmaları olumlu gelişmeler olarak değerlendirmekle birlikte yeterli görmediklerini ifade eden Çavuşoğlu, bu konuda yapıcı bir etki göstereceklerinin altını çizdi.
Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'nin NATO'nun önemli bir üyesi olduğunu hatırlatarak, bu yapıda oynadığı kilit rol çerçevesinde NATO'ya katkılarını sürdüreceklerini bildirdi.
AB ile ilişkiler
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üyeliğinin her türlü siyasi engele rağmen en önemli stratejik hedeflerden biri olduğunu vurgulayarak, "Bizim için AB süreci herhangi bir dış politika meselesi değildir. Önümüzdeki siyasi, ekonomik ve sosyal dönüşümü destekleyen, daha müreffeh Türkiye hedefimizin ayrılmaz bir parçasıdır." diye konuştu.
AB Bakanlığının Dışişleri Bakanlığına bağlı bir başkanlık olarak yapılandırıldığını hatırlatan Çavuşoğlu, AB Başkanlığının özerk yapısının korunmasının, Türkiye'nin AB sürecindeki kararlılığının önemli bir göstergesi olduğunu kaydetti.
Gelecek dönemde de reformlara devam edileceğini belirten Çavuşoğlu, vize serbestisi için kalan 6 kriter için de çalışmaların yeniden başladığını, yargı ve temel haklar ile adalet, özgürlük ve güvenlik alanlarına odaklanacaklarını vurguladı.
Çoğu Avrupa ülkesiyle Türkiye'nin ilişkilerinin son derece olumlu olduğuna değinen Çavuşoğlu, Gümrük Birliğinin güncellemesinin de Türkiye'nin önceliği olduğuna dikkati çekti.
"Kıbrıs Türk halkının hakkını yedirmeyeceğiz"
Çavuşoğlu, Yunanistan'daki FETÖ iltisaklı şahıslar ve Batı Trakya Türk Azınlığının sorunlarını da her vesileyle dile getirdiklerini belirtti.
Türk tarafının tüm yapıcı yaklaşımına rağmen Rum tarafının yönetimi, ekonomiyi ve gücü paylaşmak istememesi nedeniyle Kıbrıs'ta kapsamlı çözüm müzakerelerinden sonuç alınamadığını dile getiren Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
"KKTC'nin yurt dışındaki temaslarının arttırılması, daha fazla ofisin açılması için, diğer taraftan KKTC pasaportunun daha fazla ülkede geçerli olması için kardeşlerimizle beraber çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Diğer taraftan biliyorsunuz Doğu Akdeniz'de en uzun kıyı şeridine sahip olan ülkeyiz. Ülkemizin Kıbrıs Adası'nın batısında ve kuzeyindeki deniz alanlarındaki meşru hak ve çıkarlarını korumak için gerekli tedbirleri aldık.
Bu konuda kimsenin bir macera içerisine girmesini istemeyiz. Bu tür gelişmelerde karşılığını verdiğimizi görüyorsunuz. Ada etrafındaki hidrokarbon zenginlikleri üzerinde Kıbrıs Türk halkının da hakkı vardır. Kıbrıs Türk halkının hakkını yedirmeyeceğimizi herkese çok net bir şekilde söylüyoruz."
"Rusya ile güçlü bir siyasi irade ve diyaloğumuz var"
Rusya ile ilişkilerin olumlu bir zeminde gelişmeye devam ettiğini aktaran Çavuşoğlu, "Güçlü bir siyasi irade ve liderlerimiz arasında yakın bir diyalog var. En sorunlu zamanda bile bir çıkış yolu buluyoruz." dedi.
Türkiye ve Rusya'nın Suriye'den Kırım'a, Kafkasya'dan Balkanlar'a pek çok konuda fikir alışverişinde bulunduğunu anlatan Çavuşoğlu, iki ülkenin anlaşamadığı konularda diyalogla ortak payda bulmaya çalışıp iş birliğine yöneldiğini vurguladı.
Türkiye'nin Ukrayna ile ilişkilerini stratejik ortaklık temelinde geliştirdiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, "Kırım'ın yasa dışı ilhakını tanımıyoruz. Temel önceliğimiz ise Kırım Tatarlarının durumudur." diye konuştu.
Moldova ile ilişkilerin de stratejik ortaklık seviyesine çıkarıldığını anımsatan Çavuşoğlu, Gagauz Yeri'ndeki soydaşların esenliği için çalıştıklarını ifade etti.
Bakan Çavuşoğlu, Balkanlar'daki barış ve istikrar ortamının korunmasına büyük önem verildiğini dile getirerek, bölge ülkeleriyle ikili ilişkilerin karşılıklı yarar temelinde geliştirildiğini kaydetti.
"ABD yaptırımlarını doğru bulmuyoruz"
İran ile iş birliğinin, iyi komşuluk ilişkileri ve halkların ortak menfaatleri temelinde geliştirildiğini belirten Çavuşoğlu, "Ticaret, turizm, ulaştırma ve enerji ilişkilerimizin güçlenmesi gerekiyor, güçleniyor. Terörizmle mücadele dahil bazı konularda da gerek ikili gerekse Türkiye-Azerbaycan-İran üçlü mekanizmalarımız var, bu çalışmalarımızı sürdüreceğiz." dedi.
İki ülkenin bölgesel konularda da istişare halinde olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, Rusya'nın da katılımıyla Astana Süreci'nin devam ettirileceğini söyledi.
Çavuşoğlu, "ABD yaptırımlarını doğru bulmuyoruz. Yaptırımlara karşıyız. Yaptırımların gerek İran halkı gerekse ikili ticari ve ekonomik ilişkilerin üzerindeki muhtemel olumsuz etkisini en aza indirmek için ABD başta olmak üzere AB ve tüm taraflarla, hatta Asya'daki ülkelerle de yakın iş birliği içindeyiz." dedi.
“Azerbaycan Türkiye’deki en büyük yatırımcı”
Azerbaycan ile yıl boyunca yoğun temas ve ziyaretlerin devam ettiğini anlatan Çavuşoğlu, Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol ve Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hatları ile TANAP gibi ortak projelerle yürütülen iş birliğinin sonuçlarının alındığını dile getirdi.
Çavuşoğlu, Trans Adriyatik Boru Hattı (TAP) ile Azerbaycan gazının Avrupa piyasalarına ulaşması için çalıştıklarını, 19 Ekim'de açılan STAR Rafinerisi ile de Azerbaycan'ın Türkiye'deki en büyük yatırımcı olduğunu söyledi.
Nahçıvan-Ermenistan sınırındaki çatışmanın ve Azerbaycan'ın Ermenistan kontrolündeki Kızılkaya Tepesi'ni geri almasının önemli gelişmeler olduğunu anlatan Çavuşoğlu, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sorunların barışçıl yollarla çözülmesi için çabaların devam edeceğini vurguladı.
“Ahıska Türklerine en üst düzeyde destek veriliyor”
Bakan Çavuşoğlu, Gürcistan ve Orta Asya Cumhuriyetleri ile yakın temas ve iş birliğinin devam ettiğinin altını çizerek, Ahıska Türklerine en üst düzeyde destek verildiğini belirtti.
Çavuşoğlu, Özbekistan'daki yeni yönetimle birlikte ilişkilerin canlandığını ve Türkmenistan ile de bağların güçlendirildiğini belirtti.
Pakistan ve Afganistan arasındaki sorunların çözülmesi, diyaloğun artması ve terörle mücadele için de Türkiye'nin desteğinin devam ettiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, üçlü mekanizmanın çalıştığını söyledi.
Türkiye'nin, "Asya'nın Kalbi- İstanbul Süreci"nin eş başkanlığını üstlendiğine işaret eden Mevlüt Çavuşoğlu, "Aralık ayında uygun bir zamanda toplantıyı yapacağız, Afganistan Cumhurbaşkanı da gelecek." dedi.
Japonya ile Ekonomik Ortaklık Anlaşması
Çin Halk Cumhuriyeti ile ilişkilerin geliştirildiğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Uygurların meselesini, durumunu da çok yakından takip ediyoruz." ifadesini kullandı.
Çavuşoğlu, Japonya ile ilişkilerin mükemmel düzeyde olduğunu belirterek, Ekonomik Ortaklık Anlaşması'nın 2019 yılının ilk yarısında imzalanmasının planlandığını söyledi.
Güneydoğu Asya ve Pasifik'in küresel siyaset ve ekonomide yükselişte olduğuna ve ASEAN ülkeleriyle ilişkilere önem verildiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, Türkiye'nin Güneydoğu Asya Uluslar Topluluğunun (ASEAN) Sektörel Diyalog Ortağı olduğunu hatırlattı.
Arakanlı Müslümanlar
Myanmar'daki gelişmelerin ve Arakanlı Müslümanların durumunun takip edildiğini belirten Çavuşoğlu, "Uluslararası toplumla, BM ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) gibi ortaklarımızla da bu süreci yakından takip ediyoruz. Bu bir insani dramdır ve BM raporlarında da çok açık net bir şekilde soykırım olduğu belirtilmiştir. Bu konuya hassasiyetimizi sürdürmek durumundayız. O kardeşlerimize sahip çıkmak durumundayız." diye konuştu.
Afrika kıtası ile ilişkilerin açılım değil, ortaklık politikası temelinde yürütüldüğünü vurgulayan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Kıtadaki büyükelçiliğimizin sayısı 41'e yükseldi. Bu sayıyı inşallah 50'ye çıkaracağız. TİKA, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, AFAD, Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı, Anadolu Ajansı ve Türk Hava Yolları gibi tüm kurumlarımızla kıtadaki varlığımızı daha da güçlendireceğiz tüm dünyada olduğu gibi. Saydığım tüm kurumlarımız bizim tüm dünyadaki yumuşak gücümüzdür. Türkiye'nin saygınlığını da önemli bir şekilde arttırmaktadır."
Çavuşoğlu, Türkiye'nin Latin Amerika ve Karayipler bölgesine yönelik açılımının da ortaklık politikasına dönüşmeye başladığını belirterek, Bolivya ile Trinidad ile Tobago'da büyükelçiliklerin açılmasıyla Latin Amerika ile bağların daha da güçlendiğini anlattı.
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin yürüttüğü insani dış politikaya dikkati çekerek, "On yıl öncesine kıyasla insani yardımlarımızı yaklaşık 100 kat arttırarak geçtiğimiz yıl 8,1 milyar dolara yükselttik. Bu, bizi dünyada en cömert ülke yaptı." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin En Az Gelişmiş Ülkelere (EAGÜ) desteğinin altını çizen Çavuşoğlu, haziran ayında Gebze'de EAGÜ'lere yönelik Teknoloji Bankasının açıldığını, burada üretilen teknolojinin de en az gelişmiş ülkelere transfer edilmesinin amaçlandığını hatırlattı.
Yurt dışındaki vatandaşlar
Yurt dışındaki vatandaşların çıkarlarının korumasının ve onlara en kaliteli hizmetin sunulmasının da öncelikli konular arasında olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, Konsolosluk Çağrı Merkezinin vatandaşların kesintisiz konsolosluk hizmeti alabilmesi için 7/24, Türkçe ve 5 dilde hizmet verdiğini dile getirdi. Merkezin başka ülkelerin vatandaşlarına da yardımcı olduğunu anlatan Çavuşoğlu, çağrı merkezine bugüne kadar yaklaşık 5,6 milyon telefon geldiğini belirtti.
Yurt dışında yaşayan vatandaşları yabancı düşmanlığı, ırkçılık, İslam ve Türkiye karşıtlığına karşı korumak ve kollamakla görevli olduklarını söyleyen Çavuşoğlu, sıkıntı yaşayan vatandaşlara hukuki destek verildiğini aktardı.
Çavuşoğlu, "Vatandaşlarımızın yaşadığı başka sorunlar var. Aile sorunları var, çocukları bazen ellerinden alınıyor. Şimdi Aile Bakanlığımızla beraber aile müşavirlerimizi göndererek bu konuda da danışmanlık veriyoruz. Berlin'den başlatarak şimdi bazı ülkelerde yurtlar açıyoruz, kreşler açıyoruz. Ailelerinden alınmak zorunda kalan bu çocuklarımıza orada güvenli bir şekilde sahip çıkmak bizim görevimizdir." diye konuştu.
"Kariyer memurlarımızın yaklaşık yüzde 23'ünü çıkarmak zorunda kaldık"
Dışişleri Bakanlığı kadrosunun FETÖ terör örgütü nedeniyle azaldığına işaret eden Çavuşoğlu, "Oluşturduğumuz komisyon ve mahkeme kararları ve ortaya çıkan somut deliller sebebiyle kariyer memurlarımızın yaklaşık yüzde 23'ünü bakanlığımızdan çıkarmak zorunda kaldık." bilgisini verdi.
Bu açığın kapatılması için zorlu ve kapsamlı sınavların yapıldığını ve Türkiye'nin misyon sayısının 240'a ulaştığını bildiren Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "Önümüzdeki süreçte 260'a çıkacağız. Şu halimizle dünyada beşinci sıradayız. İnşallah ilk 4'e ve ilk 3'e de gireceğiz." dedi.
Çavuşoğlu, bünyesinde AB Başkanlığını, Ulusal Ajansı ve Türk Akreditasyon Kurumunu (TÜRKAK) da barındıran bakanlığın 2019 yılı bütçesinin yaklaşık 4,6 milyar TL olduğunu sözlerine ekledi.
Kaynak: AA