Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla düzenlenen yemekte konuştu.
"Şehitler ve gazilerimiz, ülke millet olarak bizim şeref madalyalarımızdır. Onların fedakarlığı sayesinde bugün burada olduğumuzu çok iyi biliyoruz." şeklinde konuşan Erdoğan, şunları söyledi:
"Şunun da farkındayız, bu ülkede şehitler tepesi hiçbir zaman boş kalmadı. Allah'ın izniyle boş kalmayacak. Hamdolsun, milletimizin tamamı o tepedeki nöbete taliptir, talip olmayı sürdürecektir. Bizim tarihimizde zaferler ayı olan ağustosu, 30 Ağustos Zafer Bayramı ile uğurluyoruz. 4 gün önce hem Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün açılışını yaptık hem de Malazgirt Zaferi'nin 945. yıl dönümü kutladık. Bugün 30 Ağustos Zafer Bayramı vesilesiyle bir aradayız. Ayrıca ağustos ayı içinde Mercidabık Zaferi'ni, Otlukbeli Zaferi'ni, Çaldıran Zaferi'ni, Belgrad Zaferi'ni, Mohaç Zaferi'ni, Kıbrıs Zaferi'ni yad ettik. Kurtuluş Savaşımızın habercisi olan Erzurum Kongresi, Sevr'in yırtılıp atılması gibi çok önemli hadiselerin yıl dönümleri de ağustos ayı içindeydi. Bu zaferlerin hepsini de gelecek nesillere en doğru, en güzel şekilde öğretmeli, aktarmalıyız. Geçmişini bilmeyenin geleceği de olmaz. Bu millet asla aslını inkar eden haramzade olmadı, olmayacaktır. Çünkü biz kökü mazide olan atiyiz."
"Azımsanamayacak bir mesafe katettik"
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine karşı milletin verdiği mücadeleye işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Milletimiz, 15 Temmuz'da ağustos ayındaki zaferleri öncüsüz, muştusuz bırakmamak istercesine yepyeni bir zafere imza attı. Düşman bu defa dışarıdan değil, maalesef içeriden saldırdı. Esasen bu saldırı yeni başlamış da değildir. Biliyorsunuz Fetullahçı Terör Örgütü ile çok daha öncesinden başlayan, bilhassa 17-25 Aralık'tan sonra yoğunlaşan mücadelenin içindeydik. Son 3 yıldır emniyet ve adalet teşkilatları başta olmak üzere bu şer örgütünün mensuplarını devletin ve toplumun her zerresinden kazımak, kirli karanlık yüzlerini ifşa etmek için gece gündüz çalışıyoruz. Bu konuda azımsanamayacak bir mesafe de katettik. Pek çok kimse bizim bu çabamızı kişisel kavga olarak görme, bu şekilde yansıtma yoluna gitti. Ne zamanki 15 Temmuz'da tepemizde savaş uçakları, savaş helikopterleri, sokaklarımızda tanklar, zırhlı araçlar askeri kamyonlar belirdi ancak işte o zaman meselenin şahsi bir mesele olmadığı anlaşıldı."
Milletin, Fetullahçı Terör Örgütü mensuplarının, devletin mensuplarına emanet ettiği silahları halka çevirmesi karşısında en büyük kenetlenmesini yaşadığını ifade eden Erdoğan, dünyada başka hiçbir örneği olmayan şekilde erkeği kadını, genci yaşlısı, her siyasi görüşten, her meşrepten insanların darbecilerin karşısında yer aldığını anımsattı.
Erdoğan, darbecilerin, uçaklar ve helikopterlerle alçaktan uçuş yaparak bomba atmaları, ağır silahlarla ateş etmelerinin milleti korkutamadığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Darbe girişimi bastırıldığında 241 vatandaşımız şehit olmuş, 2 bin 194'ü de yaralanmıştı. Bakınız sadece şu Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin çevresinde şehit edilen vatandaşlarımızın sayısı nedir, biliyor musunuz? Buradaki şehit sayımız son tespitte 29 olduğu ortaya çıktı. Şu bulunduğumuz binanın önünde, arkasında, aşağısında tam 29 masum vatandaşımız sırf ülkelerine, bayraklarına, ezanına geleceklerine sahip çıkma iradesini ortaya koydukları için katledildi. Kendi milletine karşı böyle bir ihaneti sergileyebilenlerin bu milletle herhangi bir ilgilerinin olması mümkün müdür?"
"Yüce dinimizin değerlerini istismar eden FETÖ ve DAİŞ gibi örgütlere karşı uyanık olmak zorundayız." ifadesini kullanan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Allah bize düşünmemiz, mukayese etmemiz, kendi kararımızı kendimiz vermemiz için akıl vermiş. Birçok ayette Rabbimiz bize şöyle buluyoruz, 'Hiç akıl etmez misiniz, hiç düşünmez misiniz?' Çünkü bizim dinimiz akledenler için var, düşünenler için var. Bunun yanında bize irade vermiş. Yolumuzu kolayca bulabilelim diye rehber olarak kitabımız Kuran-ı Kerim'i, önder olarak Peygamberimiz Hazreti Muhammed'i (S.A.V) göndermiş ama bu örgütün önündeki kişi, kendileri söylüyor, 'Bize Feto şah damarımızdan daha yakın.' Bu ifade şirktir. Yani Rabbimize ortak koşmaktır. Çünkü Rabbimiz, kitabımız Kuran-ı Kerim'de, şah damarından bize daha yakın olduğunu kendisi bildiriyor. 'Ben size şah damarınızdan daha yakınım.' diyor. Bu alçaklar, işte burada şirkin işine girmek suretiyle, nerede olduklarını çok açık net ortaya koyuyorlar."
"Ruhunu bir dolara satanlar..."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Millet olarak, binlerce yıllık bir devlet geleneğine, maddi ve maddi manevi boyutlarıyla muhteşem bir medeniyet birikimine, coğrafyamızda bin yıllık hakimiyete sahibiz." dedi. Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bütün bunlar ortada dururken, aklını ve inancını Amerika'da yaşayan bir şarlatanın emrine verenlerin, ruhunu 1 dolara satanların tarihimizle kültürümüzle bizimle bir ilişkisi olamaz. Artık mesele kanma kandırma meselesi olmaktan çıkmıştır. 17-25 Aralık'ta ilk emareleri görülen, 15 Temmuz'da artık gizli saklı bir tarafı kalmayan gerçeklere rağmen, bu ihanet çetesinin içinde faaliyet göstermeyi sürdüren herkes, taammüden vatan hainidir, millet düşmanıdır. Bunu tekrar ilan ediyorum. Kim nerede kimi biliyorsa yetkili mercilerimize bunu bildirmelidir. Saklamaya gizlemeye gerek yok. Bildirin ki bunları bir an önce temizleyelim."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin yaşadığı sıkıntıların birçoğunun altında yatan unsurlardan birinin FETÖ olduğunu belirterek, "Önümüzdeki cürufu deştikçe görüyoruz ki Türkiye'nin Suriye'de, Irak'ta yaşadığı sıkıntıların altındaki en önemli unsurlardan biri yine FETÖ'dur. Ülkemizin AB ile batı ülkeleriyle diğer komşularıyla yaşadığı krizlerin bir tarafında mutlaka bunlar vardır. Bilhassa son 4-5 yıldır yaşadığımız sosyal ve ekonomik kriz teşebbüslerinin hepsinin bir yerinde mutlaka FETÖ'nün parmak izlerine rastlanmaktadır." şeklinde konuştu.
"Kainatı yöneten de bu şarlatan"
Devleti ele geçirmek için önce tüm sistemi felç etme gayretinin, FETÖ'nün en başından beri izlediği taktik olduğuna işaret eden Erdoğan, ele geçirilen şemada da örgütün hedefinin sadece Türkiye'yi değil, dünyayı ele geçirmek olduğunu vurguladı. Erdoğan, şunları kaydetti:
"Şemada ne diyor, kainat imamı. Ne demek bu? Yani kainatı yöneten de bu şarlatan. Onun için 170 ülkede faaliyet gösteriyorlar. Fakat bizim dostlarımız hala bunun farkında değil. Ne zaman farkında olacaklar? Bizim gibi farkında oldukları zaman fark edecekler ama o zaman da iş işten geçmiş olacak. Onun için mecburen onlara da anlatıyoruz. Hepsini tek tek arıyoruz. Devlet başkanlarına anlatıyoruz, hükümet başkanlarına anlatıyoruz, bakanlarına anlatıyoruz."
Bu mücadelenizde Cumhurbaşkanı olarak, başkomutan olarak, bu aziz milletin bir evladı olarak daima askerlerimizin yanındayım, yanlarında olmaya da devam edeceğim."
"Devletimizi gereken her alanda tepeden tırnağa yeniden yapılandırıyoruz"
FETÖ'nün, Türk Silahlı Kuvvetleri başta olmak üzere emniyetten adliyeye, eğitimden sağlığa her kurumu tezgahladıkları kumpaslarla, oynadıkları oyunlarla adeta kirlettiklerini zamanla hep birlikte fark ettiklerini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İhanetlerinin finansmanını, milletimizin eğitim, hayırseverlik, yardımseverlik duygularını istismar ederek, sömürdükleri devasa bir kaynakla yürüttüklerini de gördük. Dikkat ederseniz ne zaman ki 'Dershaneler kapatılsın' dedik, ne zaman ki kamuya personel alımını mercek altına aldık, bunlar adeta altlarında ateş yakılmış gibi hopladılar. Bütün iş, ipler orada koptu. 'Dershaneler kapatılsın' dedik orada koptu. Çünkü, sadece dershanelerden gelirleri yılda 1 milyarın üstündeydi. Yani eski rakamla 1 katrilyon sadece oralardan geliyordu. Bu tedbirler, FETÖ'nün hem insan hem finans kaynaklarının kurutulması anlamına geliyor.
17-25 Aralık'ta emniyet ve yargıda aldığımız tedbirleri, Türk Silahlı Kuvvetleri başta olmak üzere diğer kurumlarda aynı sürat ve kararlılıkla hayata geçirmekte zorlanmamız, 15 Temmuz felaketine yol açtı. Rabb'imiz Kur'an-ı Kerim'de, 'Bizim hayır gördüklerimizde şer, şer gördüklerimizde hayır olabileceğini' söylüyor. Hamdolsun, 15 Temmuz gecesi başlayan şer hareketi 16 Temmuz'da milletimiz için büyük bir hayra vesile oldu. Şimdi yaşadığımız hadiselerden çıkardığımız dersler ışığında, devletimizi gereken her alanda tepeden tırnağa yeniden yapılandırıyoruz, yapılandırmak durumundayız.
Onun için kimse kusura bakmasın, 'Bu benim yakınımdır, bu benim şuyumdur, buyumdur' filan demesin. Bunlara kim bulaşmışsa bunları bu devletten kazımak durumundayız. Eğer bunu yapmazsak şehitlerimize biz bunun hesabını veremeyiz, gazilerimize bunun hesabını veremeyiz."
"Türkiye'nin bugünü 15 Temmuz sabahından çok daha aydınlıktır"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, millet olarak sağlanan bu güzel birlik, beraberlik, kardeşlik iklimini daha da güçlendirerek 2023 hedeflerine ulaşmak için hep birlikte çalışmak gerektiğini vurguladı.
Erdoğan, "Aksi takdirde inanın bu hesabı vermek zor. Veremeyiz. Şu anda gazilerimizle beraber yaşıyoruz ve onlar her an gördüğümüz her yerde bunu bize soruyor. Bu dünyada bizden şüphesiz ki davacı olma hakkına sahiptirler. 26 Ağustos ruhunun da 30 Ağustos ruhunun da ancak bu şekilde yaşatılabileceğini biliyoruz. Türkiye'nin bugünü 15 Temmuz sabahından çok daha aydınlıktır. Ümitvar olmak için bugün düne göre çok daha fazla sebebimiz var. Yeter ki bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım." ifadelerini kullandı.
"TSK hainlerden temizlendikçe daha da güçleniyor"
Gaziantep'e gittiğini hatırlatan Erdoğan, on binlerce Gazianteplinin 53 şehide, 100'e yakın gaziye rağmen meydanda toplandıklarını aktardı. Hastanede gazileri ziyaret ettiğini, 5 yaşında, 10 yaşında gazi çocuklar gördüğünü anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hepsinde de o yüzlerindeki tebessüm yine eksik olmuyordu. Tabii ki 53 şehit, 54 şehit az bir rakam değil. Öbür tarafta 100'ü bulan gazi az değil ve bunlar aynı akraba içerisinde, ama bakıyorsunuz ki terör örgütünden destekli olan bir siyasi parti kalkıp hala bunları istismar ediyor ve utanmadan sıkılmadan bunların defnine gidenleri ve o arabaları, araçları taşlama yoluna gidiyorlar. Niye? Çünkü bunların bizim inancımızla, bizim dinimizle yakından uzaktan alakası yok. Bunlarda edep adap diye bir şey yok. Bir defnin edebi, adabı nedir? Bunlarda böyle bir şey yok. Ve utanmadan sıkılmadan bunlar bizim de partimizin üyesidir gibi yalanları da uyduruyorlar. Velev ki partinin üyesi dahi olsa böyle bir günde bu yapılır mı? Ama yaptılar."
Erdoğan, hiçbir terör örgütünün, ilanihaye ülkenin ayağına bağ olmayacağını vurgulayarak, "İşte görüyorsunuz Türk Silahlı Kuvvetleri içine sızan hainlerden temizlendikçe daha da güçleniyor, daha da etkili hale geliyor. Bunu öyle bilesiniz." dedi.