Hafif Kar Yağışlı 0ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
16.11.2016 14:43

FETÖ'cüler YARSAV'ı nasıl ele geçirdi?

FETÖ soruşturmasında tutuklanan YARSAV üyesi hakim Kazım Uslu, itiraflarıyla örgütün YARSAV'ı nasıl ele geçirdiğini anlattı.

FETÖ'cüler YARSAV'ı nasıl ele geçirdi?

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında tutuklanan ve itirafçı olan Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) üyesi eski Konya Hakimi Kazım Uslu, itiraflarıyla YARSAV'ın terör örgütü tarafından nasıl ele geçirildiğini gözler önüne serdi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen FETÖ soruşturması kapsamında Akşehir Cezaevinde tutuklu bulunan Uslu, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini belirterek, itiraflarda bulundu.

YARSAV üyesi hakim Kazım Uslu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığında verdiği ifadede, terör örgütü FETÖ ile üniversite yıllarında tanıştığını, okumak üzere geldiği Ankara'da devlet yurdu bulamayınca yerleştiği yurtta cemaatle tanıştığını anlattı.

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olduktan sonra hakim adayı olarak göreve başladığını ve cemaatle bağını sürdürdüğünü belirten Uslu, Akseki hakimliğine atandıktan sonra da cemaat toplantılarına katıldığını söyledi. Uslu, bu toplantılarda eski başsavcı Mustafa Baklacı'ya düzenli olarak maaşının yüzde 10'unu himmet adı altında verdiğini söyledi.

Atanabilmek için "Menderes" ismini değiştirdi

Uslu, Akseki'de hakimlik yaptığı dönemde Yargıtay tetkik hakimliğine atanmak istediğini ancak dönemin HSYK Genel Kurulu tarafından atamasının yapılmadığını belirtti.

Akseki hakimi iken, dönemin Akseki Belediye Başkanı Osman Salih Çelikel hakkındaki özel veya belediyeye ilişkin çok sayıda davayı, Çelikel'in aleyhine sonuçlandırdığını itiraf eden Uslu, Belediye Başkanı Çelikel'in kendisini, "Konyalı, adı da 'Kazım Menderes', muhafazakar hakim" diyerek HSYK'ya şikayet ettiğini, atanamamasında bunun da etkili olduğunu öne sürdü.

Bu nedenle "Kazım Menderes" adını "Kazım" olarak değiştirdiğini söyleyen Uslu, tekrar talepte bulunduğunu ve kış kararnamesi ile Yargıtay tetkik hakimliğine atandığını bildirdi. Uslu, bu atamada cemaatin bir etkisinin bulunmadığını öne sürdü.

FETÖ'cüler YARSAV'ı nasıl ele geçirdi?

YARSAV'ın 13 kişilik yönetimi nasıl seçildi?

Kazım Uslu, 2007'de Yargıtay tetkik hakimi olarak göreve başladığını, YARSAV Genel Sekreteri Yargıtay tetkik hakimi Leyla Köksal ile de burada tanıştığını söyledi.

Bu sırada, dönemin tetkik hakimleri, tutuklu Yargıtay üyeleri Hüseyin Güngör Babacan ve Osman Yurdakul ile sohbet toplantılarına devam ettiğini belirten Uslu, maaşının yüzde 10'unu himmet adı altında Babacan'a verdiğini kaydetti.

Uslu, YARSAV'a nasıl üye olduğunu ve YARSAV'daki seçim sürecini şöyle anlattı:

"Leyla Köksal ile insani diyaloğumuz ilerleyince bana YARSAV üyesi olmamı teklif etti. Bu dönemde YARSAV'ın çok cazibesi kalmamıştı. Muhafazakar bir yapıya sahip olduğumu söyledim. Leyla Hanım da Ömer Faruk Eminağaoğlu ile itibar kaybettiklerini, kamuoyunca aşırı solcu olarak tanındıklarını, bu imajı yıkmak istediklerini söyledi. 2010 referandumunun ardından YARSAV'a üye oldum. Hüseyin Güngör Babacan ile Osman Yurdakul benden önce üye olmuşlardı, kurucu üyelerdi. Emine Ülker Tarhan'ın istifası üzerine olağanüstü kongre kararı alındı. Yönetim Kurulu Üyesi olmam ve görev yaptığım dairenin dernek ve vakıflarla ilgili dosyalara bakması nedeniyle kongre sürecinde aktif rol aldım. Osman Yurdakul kongre sürecinde Mithatpaşa Caddesi üzerinde bir adresteki ofise gitmemi istedi. Ofiste İlyas Şahin, Rasim İsa Bilgen, Murat Arslan, Oktay Aydın ve Yüksel Ödemiş de vardı. Osman Yurdakul'un yönlendirmesiyle bu şahısların Fetullah Gülen cemaati ile irtibatlı olduğunu ve işbirliği yaptığını biliyordum. Üç dört toplantıya çağrıldım. Toplantılarda lider pozisyonda İlyas Şahin görünüyordu. Şahin'in 'Kartal' kod ismini kullandığını ve Yargıtay'dan sorumlu veya daha üst pozisyonda birisi olduğunu öğrendim. Bu toplantılarda, kongre sürecinde yapılması gerekenler, İlyas Şahin ile Murat Arslan'ın hazırladığını düşündüğüm 13 kişilik yönetim kurulu listesinin delinmeden nasıl seçileceğine dair konuşmalar ve stratejiler hazırlanıyordu. Liste delinmeden seçimin zor olduğunu belirterek bunun nasıl yapılacağını sorduğum Rasim İsa Bilgen bana, 'YARSAV'a Gülen cemaati mensubu genç meslektaşlardan çok sayıda üye yaptıklarını, listenin herkese verileceğini ve sorun çıkmayacağını' söyledi."

"Arslan'ın YARSAV Başkanı seçileceği belliydi"

Kazım Uslu, YARSAV'ın 13 kişilik yönetim kurulu listesinde Leyla Köksal ve Bülent Yücetürk gibi cemaatçi olmayan sol görüşlülerin de bulunduğunu, 13 kişilik listenin delinmeden açık farkla seçimi kazandığını kaydetti.

Yönetim Kurulu'nun belirlenmesinden sonra ilk toplantıda Murat Arslan ile Bülent Yücetürk'ün başkanlığa aday olduğunu belirten Uslu, 2 oy farkla Murat Arslan'ın başkanlığa seçildiğini kaydetti.

Uslu, "Seçimden önce Mithatpaşa'daki toplantılarda Murat Arslan'ın başkan seçileceği fiilen belliydi. Bu toplantılarda bazı hususları başka odaya geçerek İlyas Bey'le Murat Arslan baş başa görüşüyorlardı. Bu şekilde Fetullah Gülen cemaati, YARSAV Yönetim Kurulu üyeleri ile seçim sürecini organize ederek bizlerin üzerinden müdahalede bulunmuştur. Murat Arslan, gerek tavır gerekse konuşma üslubu ve jargonu açısından cemaat mensuplarından farklıydı, toplantılarda namaz kılınınca Murat Arslan kılmazdı." şeklinde ifade verdi.

YARSAV'ın 2014 HSYK seçimi çalışmaları

Sorular üzerine YARSAV'ın 2014'te yapılan HSYK üyeliği seçimleriyle ilgili çalışmalarını da anlatan Kazım Uslu, Murat Arslan başkanlığındaki yeni yönetim faaliyete başladıktan sonra YARSAV'ın ekonomik olarak sıkıntılı bir sürece girdiğini kaydetti.

Bazı üyelerin istifa ettiğini, istifa etmeyenlerin de aidat yatırmayarak pasif direnişe geçtiğini söyleyen Uslu, ifadesinde şunları kaydetti:

"Cemaat mensubu İlyas Şahin ve Rasim İsa Bilgen'e ekonomik sıkıntıları anlatarak, YARSAV'a neden bu kadar önem verdiklerini sordum. Rasim Bey, 2014 HSYK seçiminde YARSAV'ın etkin rol oynayacağını, ayrıca YARSAV'ın yurt dışı bağlantılarının önemli olduğunu ve yaşaması gerektiğini söyledi. Ekonomik sıkıntı giderek arttı. Hatta dernek kirasını ve çalışanın ücretini ödeyememeye başladı. İcra gelmek üzereydi, bu sıralarda YARSAV'ın hesabına 30-40 bin liralık, daha az veya daha fazla olabilir, ihtiyacı görebilecek kadar para girişi oldu. Bu paranın kaynağıyla ilgili Rasim Bey, yapılan toplantıların birinde 'biz yatırırız, yardımcı oluruz' demişti. Bu konuşmadan bir süre sonra para girişi olmuştu. Rasim Bey'in 'biz' olarak belirttiği kesimin Gülen cemaati olduğunu düşünüyorum. Parayı yatıran kişiler YARSAV'ın 2012 ile 2014 arasındaki hesapları incelenince ortaya çıkacaktır. O tarihlerde üyelik ücreti 300 lira idi. Bu paranın tahminimce 3 bin veya 5 bin lira şeklinde 3-4 farklı kişi tarafından yatırıldığını düşünüyorum."

HSYK seçim süreci

HSYK'nın 2014'deki seçim sürecinde Mithatpaşa Caddesi'nde gayriresmi toplantılar yapıldığını, daha sonra YARSAV'ın resmi yönetim kurulu toplantılarının gerçekleştirildiğini anlatan Uslu, bu toplantılarda HSYK üyeliğine aday olmak istediğini birkaç kez dile getirdiğini söyledi.

Buna karşın hem cemaat üyelerinin hem de sol kesimden olanların kendisini ciddiye almadığını belirten Uslu, YARSAV'ın 11 kişilik aday listesinin bölge toplantılarında belirlendiğini aktardı.

Söz konusu listede yer alan Levent Ünsal'ın cemaat mensubu olduğunu bildiğini ifade eden Uslu, "Levent Ünsal'ın adaylığına itiraz geldi, bunun üzerine Levent Bey ve diğer yönetim kurulu üyeleri tarafından Levent Bey'in Hacıbektaşlı, Alevi olduğu, Hamdi Yaver Aktan'ın onu bizzat tanıdığı ve referans olacağı söylenerek bu itirazlar karşılandı." dedi.

Uslu, kendi katıldığı toplantılarda Levent Ünsal'ın isminin konuşulmadığını ancak "Yargıtay İmamı" olarak bilinen Yargıtay Üyesi İlyas Şahin ile Murat Arslan'ın baş başa yaptıkları toplantılarda Ünsal'ın gündeme gelmiş olabileceğini tahmin ettiğini söyledi.

Şike dosyasının Yargıtay süreci

Adaylık isteğinin ciddiye alınmaması üzerine cemaat tarafından kullanıldığı hissine kapıldığını belirten Uslu, şöyle devam etti:

"2014 yılı yaz aylarından itibaren gerek Mithatpaşa'daki gerekse de Osman Yurdakul ile yaptığımız cemaat toplantılarına katılmadım. Fetullah Gülen cemaati ile ilgimi ve irtibatımı sıfırladım. Buna delil olarak, kamuoyunda şike yargılaması olarak bilinen Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın yargılandığı dosya ile ilgili temyiz incelemesinin yapılacağı 5. Ceza Dairesi'nin başkanı Fetullah Gülen cemaati tarafından değiştirildikten sonra verilen onama kararını, UYAP'a yüklenmeden yanımda yapılan konuşmalardan anlamam üzerine yakınları aracılığıyla Aziz Yıldırım'a iletmemi gösterebilirim. Eğer cemaat mensubiyetim devam etmiş olsaydı böyle bir davranışta bulunmazdım."

Yargıtay 5. Ceza Dairesinin o dönemdeki başkanının Fenerbahçe kongre üyesi Ahmet Ceylani Tuğrul olduğunu hatırlatan Uslu, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere daireye gelmesinden bir süre sonra Tuğrul'un görev süresinin dolması nedeniyle yeniden başkanlık seçimi yapıldığını aktardı. Uslu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu süreçte Fetullah Gülen cemaatinden bir kişinin, kim olduğunu bilmiyorum, Yargıtay 5. Ceza Dairesi üyesi olan Bahri Demirel ile görüşerek aday olması halinde destek vereceklerini söylediğini, bunun üzerine Bahri Demirel'in de teamül dışına çıkarak Ahmet Bey'e karşı aynı daire üyesi olmasına rağmen başkan adayı olduğu ve cemaat desteğiyle seçimi kazandığını, Yargıtay'da yapılan konuşmalardan duydum. Bu hususu o dönemde Yargıtayda görev yapan herkes bu şekilde konuşuyordu. Bu anlattığıma ilişkin bizzat görgüye dayalı bilgim veya katıldığım herhangi bir toplantı yoktur. Yapılan seçimde Bahri Bey başkan seçildi ve şike dosyasında kararın onanması yönünde oy kullandı. Fetullah Gülen cemaati genelde bu tür durumlarda başkan veya daire başkanlığı seçimlerinde kimlerin seçilmesi gerektiğini birkaç ay önceden planlamıştır. Osman Yurdakul, Hüseyin Yıldırım ve Aydın Boşgelmez aracılığıyla özel yemekli toplantıda, belirlediği adaya teklifte bulunarak pazarlık yapıp, istediklerini blok yöntemiyle seçtirmiştir. Ancak Bahri Demirel'in seçilmesinde Osman Yurdakul, Hüseyin Yıldırım ve Aydın Boşgelmez'in böyle bir faaliyette bulunup bulunmadığını bilmiyorum."

Uslu, örgütün haberleşme için kullandığı ByLock programının, Yargıtay 18. Hukuk Dairesinde tetkik hakimi olarak birlikte çalıştığı Mustafa Savaş tarafından telefonuna yüklendiğini, bu programla sadece Savaş ile mesajlaşabildiğini anlattı. AA

Sıradaki Haber
Metin Kaplan'a yeniden yargılama ve tahliye
Yükleniyor lütfen bekleyiniz