Anlamlı olmayan cümleler, kısa veya cevapsız çağrılar... Ankesörlü telefonlardan periyodik ve ardışık aramalar FETÖ'nün en gizli iletişim yöntemiydi.
Örgütün asker içindeki kripto üyeleri, bu yöntemle yıllarca sivil yöneticileriyle iletişim kurdu. Ancak FETÖ'nün tüm gizli planları gibi ankesör taktiği de titiz çalışmalar sonunda deşifre edildi.
İtirafçı şüpheli asker Y.G. ifadesinde, "Düzenli olarak telefonla iletişim kurmayız. Ancak sohbetleri aksattığımız dönemlerde bu kişi tarafından sohbete çağrılmak ya da evimize geleceğini beyan etmesi amacıyla aranırız. Ankesörlü hat üzerinden iletişimin amacı iki tarafın da deşifre olmaması." diye anlatıyor.
Ankesörlü telefon soruşturması
Ankesörlü telefon soruşturmasında 9 kritere bakılıyor. 4'ü olmazsa olmaz kabul ediliyor. Diğerleri ise delilleri destekliyor.
İlk kriter aranma sayısı. 5 ve daha fazla arananların görüşmeleri incelemeye alınıyor. Periyodik olarak 15 günlük zaman aralığında düzenli arananlar da şüpheli gruba giriyor. Ayrıca aranmaları farklı ankesörlerden yapılmış şüpheliler de soruşturma kapsamına alınıyor.
Örgütün iletişim yöntemlerinden biri de "sıfır saniye aramalar", yani cevapsız çağrılar. Sözde sivil yöneticiler kripto örgüt üyelerini ankesörlü ya da büfe telefonlarından arayıp hemen kapatıyordu.
Arayan numarayı tanıyan üyeler de o hafta örgütsel bir faaliyet olacağını anlıyordu.
Karanlık örgütün gizli iletişimi
Örgütün haberleşme yöntemi bununla sınırlı değildi. Akıllı telefonlar için mobil uygulama da geliştirdiler. O da Fetullahçı Terör Örgütü'nün şifreli haberleşme ağı "ByLock"tu.
ByLock'un lisans sahibi David Keynes ifadesinde şöyle anlatıyor:
"Birbiriyle irtibatı olmayan, birbirini tanımayan kişiler bu uygulamayı kullanamaz. Çünkü programa üyelik oluşturulduktan sonra kişiye özel numara veriliyordu. Bir kişiyle konuşabilmek için kişiye özel bu numaranın programa eklenmesi gerekiyordu. Karşıdaki kişinin de benim numaramı ekleyerek aynı işlemi yapması gerekliydi."
Örgüt ByLock'u, Kasım 2014 itibarıyla kullanmaya başladı. Sadece karşılıklı eklenen kişilerin iletişim kurabildiği program, üç gün içinde mesajları kendi kendine siliyordu.
MİT'in hassas çalışmasıyla deşifre edildi. Mayıs 2016'da milyonlarca yazışma ve e-posta ile bu yazışmaları yapanların bilgilerine ulaşıldı.
FETÖ'cülere bir darbe daha
FETÖ bu uygulamanın MİT tarafından fark edilmesiyle yeni bir iletişim kanalı kullanmaya başladı. O sistem de daha fazla kripto ve şifre uygulanan Eagle programıydı.
FETÖ'nün 'komiserlerden sorumlu' komiser yardımcısı üyesi A.Ç. de ifadesinde şu şu şekilde konuştu:
"Bu programın bir özelliği seçeceğiniz bir programa örneğin; WhatsApp veya Kakao gibi programlara yama yapılıyor. Baktığınızda WhatsApp görünür ama içeriği Eagle programıdır. 24 saatte, gelen tüm mesajlar otomatik olarak silinir, oldukça güvenlidir. Bize söylenen bu programı kimse deşifre edemez, kimse tespit edemez."
MİT o programın da peşine düştü. Gözaltındaki örgüt üyelerinin itiraflarından yararlanan MİT, Eagle'ın şifresini çözdü.
Ardından "Eagle temizliği" için düğmeye basıldı, operasyonlarla bu yöntem de tamamen devre dışı kaldı.
Haber: Semih Kılıç