Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye-Afrika Ekonomi ve İş Forumu gala yemeğindeki konuşmasında, 54 ülke, 1 milyar 100 milyona yakın nüfustan oluşan, yıllık 2,2 trilyon dolarlık gayrisafi hasılaya sahip ve ortalama yüzde 5,6 büyüyen Afrika'yı, "geleceği olan bir kıta" şeklinde tanımladı.
Türkiye-Afrika ilişkilerinin, Batı dünyasının, gelişmiş ülkelerin Afrika ile olan ilişkilerinden çok farklı olduğunu dile getiren Yıldırım, "Tek taraflı menfaat ilişkisi, bizim geleneğimizde de geçmişimizde de yoktur. Biz, iş birliği yaptığımız, beraber çalıştığımız uluslarla, ülkelerle uzun vadeli yol arkadaşlığı yaparız, beraber kazanırız, beraber kaybederiz, beraber seviniriz, beraber üzülürüz. Menfaat iş birliği, bizim geleneğimizde yoktur, kazanacaksak birlikte kazanalım, kazanmayacaksak birlikte kazanmayalım." diye konuştu.
"Hava taşımacılığı ile başlayan ulaşım kolaylığı, ticari ilişkilere de yansıdı"
Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye-Afrika ilişkilerinde özellikle hava taşımacılığı ile başlayan ulaşım kolaylığının, ticari ilişkilere de yansıdığına değinerek, "Buna uygun olarak Afrika ile ticaretimiz, son yıllarda önemli ölçüde arttı. Çok değil bundan 10 yıl önce 6-7 milyar dolar arasında toplam ticaretimiz varken, şu anda 18 milyar dolara yaklaşmış vaziyette. Bu yeterli mi? 1 milyar nüfus, 2,2 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklük, dünyanın yüzde 24 karasal parçasına, yüzde 6 büyüme gerçekleştiren bir kıtadan bahsediyoruz. Tabii ki bu gerçek potansiyeli yansıtmıyor. Türkiye ile Afrika arasındaki gerek ekonomik potansiyel, gerekse yatırım imkanları bunun çok çok üzerinde. İşte bu ve buna benzer toplantılar, bu potansiyelin ortaya çıkmasını ve daha da geliştirmesini sağlıyor, buna bir fırsat oluşturuyor." diye konuştu.
Türk müteahhitlerinin Afrika kıtasındaki doğrudan yatırım tutarlarının 60 milyar doları aştığını kaydeden Yıldırım, yatırımlardaki bu artışta üstlendiği iddialı projelerle takdir kazanan müteahhitlik sektörünün öneminin altını çizdi.
"Sosyal sorumluluk projelerine TİKA ile katılıyor ve birçok anlamlı projeyi gerçekleştiriyoruz"
Yıldırım, dünyada 104 ülkede 300 milyar doların üzerinde iş hacmine ulaşan Türk müteahhitlik sektörünün, dünyanın en büyük 250 uluslararası müteahhitlik şirketinin bulunduğu listede 43 firmasıyla yer aldığını belirterek, "Engin tecrübeleri ve kaliteli hizmetleriyle Afrikalı dostlarımız imkan tanındığı takdirde yatırımcılarımızın, müteahhitlerimizin kıtanın ihtiyacı olan altyapılarının, üstyapılarının geliştirilmesinde önemli katkı sağlayacağına hiçbir tereddüt yoktur." dedi.
Afrika'da faaliyet gösteren firmaların büyük çoğunluğunun KOBİ'ler olduğuna değinen Yıldırım, "Bu firmalar, tecrübelerini arazide doğrudan muhataplarıyla paylaşmakta ve bölgenin ekonomisinin, istihdamının, üretiminin gelişmesine katkı sağlamaktadır. Afrika ekonomisinin sağlıklı bir şekilde gelişimi, istihdam oluşturulması, gelir dağılımındaki dengenin daha da iyileştirilmesi, kadın ve genç girişimcilerin desteklenmesi, KOBİ'lerin genel ekonomi içerisindeki payının daha da artırılmasıyla mümkün olacaktır. Afrika ülkelerinde kamu ve özel sektörün kapasite gelişimine özel bir önem veriyoruz. İlgili bakanlıklarımız, kurumlarımız, Afrikalı muhataplarıyla bu anlamda her türlü iş birliği ve tecrübe paylaşımını gerçekleştirmektedir. Ülkemizce Afrika ülkelerinde sosyal sorumluluk projelerine de TİKA marifetiyle katılıyor ve birçok anlamlı projeyi gerçekleştiriyoruz."
"Bu alçak terör örgütü Türkiye'nin dışarıdaki imajına da zarar verdi"
Başbakan Yıldırım, konuşmasında, 15 Temmuz'da yaşanan darbe girişimine de değinerek, girişiminin hiçbir ülkenin terörden ari olmadığını gösterdiğini kaydetti. Yıldırım, bu darbe girişimiyle terörün sınır aşan doğasına bir kez daha şahitlik edildiğini dile getirdi. Salonda 15 Temmuz'da yaşananlara ilişkin belgesel film gösterildiğini hatırlatan Yıldırım, şöyle dedi:
"Belki Türkiye'ye gelmeden, olaylara dışarıdan baktığınız zaman farklı düşünceniz olabilir ama darbeden sonra geçen süre içinde bütün ziyaretçilerimiz, bütün dostlarımız duyduklarıyla gördüklerini kıyaslayarak işin nasıl anlatıldığı değil nasıl olduğu konusunda çok daha keskin kanaatlerle memleketlerine dönmüştür. Maalesef bu alçak terör örgütü Türkiye'nin huzuruna, güvenliğine, istiklaline zarar vermekle kalmamış, Türkiye'nin dışarıdaki imajına da zarar vermiştir. Bu terör örgütünün yaptıklarının sadece Türkiye'yle sınırlı olduğunu düşünürseniz, büyük yanılgı içinde olursunuz. 160 civarında ülkede faaliyeti olan bu küresel terör örgütü, ülkelerinizde gelecekte sizin için potansiyel bir tehdit olduğunu asla hatırınızdan çıkarmamanız ve gereken tedbirleri vakitlice alıp böyle bir belayla yüzleşmek zorunda kalmayın. Darbe girişiminin ardından siz değerli dostlarımızın halkımıza ve hükümetimize verdiğiniz destek ve dayanışmadan dolayı da bir kez daha hepinize çok teşekkür ediyorum. Bu girişimin bünyesinde bulunan eğitim, yardım, iş dernekleri kılığı altında faaliyet gösteren birçok kuruluş sizin ülkelerinizde de var. Bunu da biliyoruz. Bu örgütün yerleştiği ülkelerin istikrarını, güvenliğini de zamanla tehdit edeceğini göz ardı etmeyin, bunu daha önce de ifade etmiştim. O bakımdan örgütle bağlantılı iş adamları, örgütün illegal faaliyetlerine finansal destek sağlamaktadır. Bu itibarla örgütün kıtadaki varlığına son verilmesi istikametinde var olan desteğinizin artarak devamını bekliyoruz. Emin olun ki bu küresel terör örgütü herkes için bir tehdittir. Asla bunları aranızda barındırmayın."