Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, özel bir televizyon kanalında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları cevapladı.
24 Haziran'daki 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'nde Erzurum'dan AK Parti listesinden aday olduğunu dile getiren Akdağ, nerede kendisine görev verilirse bunu yerine getireceğini belirtti.
CHP milletvekili Eren Erdem'in bazı açıklamalarının aktarılmasının ardından değerlendirmesi sorulan Akdağ, CHP'nin listelerini yaptığını ama çocuklar gibi birbiriyle kavga etme alışkanlığını sürdürdüğünü söyledi.
Akdağ, CHP'nin son yıllarda böyle bir karakterinin geliştiğini ifade ederek, "Elbette parti içinde parti içi muhalefette olabilir ancak buna benzer hadiseler bir ana muhalefet partisinin aslında iktidar olmaya hazır olmadığını gösteriyor." diye konuştu.
"Vatandaşlarımızın hassasiyetini biliyoruz"
"Filistin'e Umut Ol" yardım kampanyasına vatandaşların nasıl destek vereceğine ilişkin soru üzerine Akdağ, FİLİSTİN yazıp 1866'ya kısa mesaj göndererek, 10 lira destekte bulunabileceğini aktardı.
Daha büyük miktarda bağış yapacakların "afad.gov.tr" internet sitesinden banka hesap numaraları sayesinde destek verebileceğini bildiren Akdağ, "Daha yeni başladı kampanya. Bir milyon liraya yakın bir para toplandı. Her geçen gün artacağını düşünüyorum." dedi.
Yardım kampanyası kapsamında Türkiye'nin hedefinin ne olduğuna ilişkin soru üzerine Akdağ, şöyle devam etti:
"Biz zaten kendi bütçemizden TİKA, AFAD vasıtasıyla Türkiye Diyanet Vakfı, Türk Kızılayı o da kamu yararına bir vakıf, bu kanallardan çok ciddi destekler veriyoruz. Sadece 2016-2017 yıllarında 100 milyon doları aşmış bir miktar, sadece iki yıl içerisinde ama elbette buna vatandaşlarımızın da katkısını bekliyoruz. Bu hususta vatandaşlarımızın hassasiyetini de biliyoruz."
"Filistin'deki hastanenin yapımına 75 milyon lira harcandı"
Filistin'e TİKA aracılığıyla eğitim hastanesi yapıldığını ve yapımına 75 milyon lira harcandığını anımsatan Akdağ, "Hastane Gazze'de İslam Üniversitesinin bir arazisine yapıldı. Kendi içlerinde Filistin Sağlık Bakanı ile üniversitenin anlaşması lazım. Biraz iş gecikmiş. Aslında eylül ayından itibaren orada hastane hazır." dedi.
Akdağ, Türkiye'nin hastane için üç yıl süreyle her yıl 14 milyon dolar destek vereceğini ve hastanenin yönetiminin birlikte yapılacağını kaydetti.
"İsrail ve Mısır, uçak indirmeye müsaade etmedi"
Akdağ, İsrail askerlerince Gazze sınırında düzenlenen gösterilere katılan Filistinlilerin yaralamasının ardından Türkiye'nin harekete geçtiğini ancak İsrail ve Mısır'ın bölgeye uçak indirilmesine müsaade etmediğini ifade etti.
Dünya Sağlık Örgütü Başkanı ve Bölge Direktörü ile görüştüğünü dile getiren Akdağ, "Bir milyon 200 bin dolarlık ilaç ve malzeme ihtiyacını Dünya Sağlık Örgütü ile birlikte hızla temin edip, AFAD vasıtasıyla Filistin'e ulaştıracağız. Şu anda belli bir mesafe aldık. Kızılay bu arada mahallinden satın almalar yaparak, belli ihtiyaçları karşılamıştı ama mahallinde karşılamak çok zor çünkü parayla olmuyor kıt." dedi.
'Umuyorum ki UCM çifte standartlı davranmaz'
Filistin hükümetinin İsrail'in katliamlarıyla ilgili Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCH) başvurusuna karşı İsrail'in tavrının sorulması üzerine Akdağ, bu konuda Filistin'in doğru bir adım attığını kaydetti.
Akdağ, şunları söyledi:
"Ceza mahkemesi nasıl davranır? Bunu şimdiden kestiremeyiz. Umuyorum ki çifte standartlı davranmazlar. Bakın şehit edilen bir tek kişinin elinde silah yok. 60 kişiyi bir çırpıda öldürmek ne demek oluyor yani? Buna kimin hakkı olabilir? Dolayısıyla bir çifte standarda doğru gitmeden Ceza Mahkemesinin bu hususta ciddi bir biçimde, bu meselenin üzerine gitmesini bekliyorum."
"Türkiye bu işlerin liderliğini yürütüyor"
İsrail'e karşı ne tür somut adımlar atılacağına ilişkin soru üzerine Akdağ, şu ifadeleri kullandı:
"Bu hususta açıkçası Türkiye bütün bu işlerin liderliğini yürütüyor. 30 maddede kararlar alındı biliyorsunuz. Bunlardan birisi de ekonomik yaptırımlar. İslam İşbirliği Teşkilatı aslında bu anlamda birlikte hareket edebilirse çok önemli bir güç. Zirvede alınan kararların başlangıç anlamında çok önemli olduğuna inanıyorum ama zaman gösterecek. Bu kararlara üye ülkeler ne kadar riayet edecekler? Ne kadar hassas davranacaklar? Bunu bilmiyoruz.
Bu ülkelerin bir kısmı kendini çok zayıf görüyor. Amerika Birleşik Devletleri'ne karşı da böyle adeta mahkummuş gibi görüyor. Halbuki böyle değil. Dünya 5'ten de büyük Amerika'dan da büyük. Burada söz konusu İslam İşbirliği Teşkilatı'nın çatısı altındaki İslam ülkelerinin büyük bir ekonomi gücü, satın alma gücü var. Dolayısıyla bu satın alma gücü kim zulüm işliyorsa buna karşı yaptırımlar anlamında çalışmalı. Kolay bir iş değil. Zirvede kararlar alınırken Türkiye'nin bir anlamda öncülüğünde çok doğru kararlar alındı. Türkiye'nin ticari yaptırımı İslam İşbirliği Teşkilatı'nın ortak kararlarla birlikte yürüyecek bir mesele."
Kaynak: AA