Türkiye, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı'ndan sonra Fırat'ın doğusundaki terör unsurlarını da temizlemek için operasyon başlatıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Türk Savunma Sanayii Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, "Fırat'ın doğusunu bölücü terör örgütünden kurtarmaya yönelik harekatımıza birkaç gün içinde başlayacağımızı ifade ettik, ediyoruz." dedi.
TRT Haber Özel Haberler Koordinatörü Mehmet Kancı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarını TRT Haber canlı yayınında değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fırat'ın doğusuna birkaç gün içinde operasyon başlayacağını açıkladı. TRT Haber Özel Haber Koordinatörü Mehmet Kancı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarını @trthaber canlı yayınında değerlendirdi.https://t.co/OHkZ06cHSQ pic.twitter.com/DqXgAIcMMV
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 12 Aralık 2018
Kancı'nın konuya dair açıklamaları şöyle;
Aslında meselenin geçmişine bakarsak bu Fırat'ın doğusu meselesinin geçen Temmuz ayında ABD'nin vaatleri doğrultusunda çözülmüş olması gerekiyordu. Fakat o günden bu yana gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan gerek Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun ifade ettikleri gibi Türkiye'yi oyalama taktikleri kullandılar.
ABD'nin Suriye temsilcisi James Jeffrey bunu daha ileri götürdü, Münbiç'te kurulan gözlem noktaları için "Bunlar saldırı noktası değil gözlem noktası. Biz buradan PKK'nın PYD'nin hareketlerini gözlemliyoruz, taciz ateşlerini önlemeye çalışıyoruz" gibi Türkiye'nin aslında aklı ve talepleriyle biraz hafife alan söylemlerde bulundu.
"Terör koridorunun tamamen ortadan kaldırılması sürecine girildi"
Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bugünkü açıklamalarına baktığımız zaman artık bu terör koridoru oluşturma girişiminin tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik bir sürece girildiği anlaşılıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ifadesinde şuna dikkat etmek lazım ABD askerlerine zarar vermek istemiyoruz diyor. Bölgede yalnız ABD askerleri yok tabiki bunu da belirtmekte fayda var. Fransız özel kuvvetleri de bölgede bulunuyor. Hatta Münbiç'in çeşitle yerlerinde Fransız özel kuvvetlerinin PKK/PYD'lilere nasıl eğitim verdikleri zırhlı araçları ile onlara nasıl eşlik ettikleri medyaya yansımıştır.
Fırat'ın doğusu dediğimiz zaman bu çok geniş bir alana tekabül ediyor. Dolayısıyla Zeytin Dalı Harekatı'ndan sonra Afrin Harekatı'ndan sonra şöyle bir anlayış belirmişti kamuoyunda sanki Türkiye Afrin'den Azez'den sürekli doğuya doğru ilerlemek durumunda gibi. Halbuki Türkiye'nin güney sınırından Fırat'ın doğusuna geçilebilecek pekçok nokta var. Cumhurbaşkanı Erdoğan Fırat'ın doğusu derken Münbiç'i telafuz etmedi bunu kastediyor. Türk Silahlı Kuvvetleri bu geniş sınır hattının herhangi bir noktasından Fırat'ın doğusuna sarkabilir.
Bu sadece bu bölgedeki terör odaklarının temizlenmesi açısından önemli olmayacak. Aynı zamanda Irak'ın kuzeyindeki ABD üslerinden Münbiç'e kadar uzanan bir lojistik yolu var. Bu lojistik yoldan sürekli olarak silah sevkiyatı yapılıyor. Bölgedeki terör örgütü unsurlarına. Türkiye hem bu terörist unsurları Suriye'nin kuzeyinden temizlerken bir yandan da o lojistik hattına Münbiç'e uzanan lojistik hattını silah hattını da kesmiş olacak. Zaten eğer Türkiye'nin planlarındaki gibi tahmin ediyorum işler ilerleyecek olursa Münbiç'teki ABD ve Fransız askeri varlığının da bu anlamda pek bir anlamı kalmayacak. Bunlar Türkiye'nin her iki yandan yürüteceği harekatla zaten Münbiç'te kapalı kalmış olacaklar.
Bölgede 30 bin kişilik terör gücü var mı?
Özellikle Deyrizor'da güneydeki çatışmalar sırasında PKK/PYD terör örgütünün bölgedeki Hristiyanları kendilerinden olmayan etnik grupları Arapları hatta çocuk yaştaki savaşçıları DEAŞ'ın önüne sürdüğüne tanık olundu. Dolayısıyla 30 bin rakamı neyi temsil ediyor gerçekten 30 bin kişilik bir güç var mı, ne kadar etkili bu soru işareti. Zeytin Dalı Harekatı'ndan önce de bu tür sayılarla verilerle Türkiye'nin gözünü korkutmaya çalışmışlardı. Zeytin Dalı Harekatı'nın ne kadar kısa sürede ve etkili bir şekilde tamamlandığını herkes hatırlıyor. Dolayısıyla bu 30 bin kişilik kuvvet Türkiye'nin karşısına çıkacak mı, çıkarsa kimler çıkacak bu bir soru işareti. Bu bir propaganda savaşından ibaret bir durum olarak görünüyor.
Konunun bir başka yönü daha var. Bölgede Türkmenler var Arap aşiretleri var ve dahası PKK/PYD'nin amaçlarını ve ideolojilerini paylaşmayan Kürtler var. Bu Kürtlerden oluşturulmuş silahlı milis güçleri var. Bunlar da TSK harekata başladığı zaman Türkiye'nin yanında yer alacaklar. Kendi yaşadıkları topraklarda özgürce yaşayabilmek için harekete geçecekler. O zaman da zaten bu PKK/PYD'nin Fırat'ın doğusundaki hakim siyasi irade olduğu yönündeki inanç da yıkılmış olacak büyük bir ihtimalle. Harekat başladıktan sonra bunun ayrıntılarını daha da fazla göreceğiz. Fırat Kalkanı Harekatı'na başlangıcı itibarıyla öncelikle bölgenin gerçek sahibi olan Arap aşiretlerinin savaşlarının yola çıkmasıyla operasyon başlamıştı. Bu harekat başladığında da yine Türkmenleri, PKK/PYD ile ortak bir iradeyi paylaşmayan Kürtleri sahada görme fırsatı bulacağız.
Türkiye'nin nasıl ilerlemesi beklenebilir?
Afrin'deki kadar kısa süreli bir harekat takvimi hazırlanmamış olabilir. Türkiye'nin elindeki silahlı insansız hava araçları filosu genişlemiş vaziyette. Türkiye'nin artık teknolojik anlamda vurucu güç anlamında geçmişe oranla hatta Zeytin Dalı Harekatı'na bile oranla farklı kabiliyetlere ulaşmış durumda. Bölgenin coğrafyası meselesi var burası Afrin'e göre daha kolay bir coğrafya. Zırhlı birlik harekatlarına daha fazla elveren bir coğrafya. Her ne kadar Münbiç'in çevresine veya kontrolleri altında tuttukları diğer yerleşim birimleri etrafına hendekler kazılmış olsa da bu Türk Silahlı Kuvvetleri'nin elindeki imkanları engellemeye yetecek bir önlem değil. Bir de hava hakimiyeti meselesi var. Afrin'de özellikle işimizi kolaylaştıran unsurlardan bir tanesi Türk Hava Kuvvetleri'nin yoğun bombardıman ile yolu açması olmuştu. Yine aynı imkana sahip olabilecekse Türkiye, Türk Hava Kuvvetleri burada varlığını ortaya koyabilirse terör örgütünün Suriye'nin bu kuzey hattındaki mevcut düz arazide Türk Silahlı Kuvvetleri karşısında dayanma ihtimali son derece az.
Harekat Türkiye ile ABD'yi karşı karşıya getirir mi?
ABD'nin yönetiminde de çok parçalı bir yapı var. Bunu gözönüne almak lazım. Beyaz Saray'da Trump ve çevresinin söyledikleri ile Pentagon'da veya ABD Dışişleri Bakanlığında konuşulanlar veya verilen mesajlar arasında birbirine çelişkili mesajlara rastlıyoruz. Burada tabi Münbiç ve çevresindeki ABD ve Fransız üslerinin yerleri belli.
Eğer ABD askerleri veya Fransız askerleri bu üslerden dışarı çıkıp Türk Silahlı Kuvvetleri'ne mukavemet anlamında herhangi bir harekatta bulunmazlarsa tabiki kendilerine bir zarar gelmesi söz konusu değil.
Özellikle Türkiye ile ABD arasında Münbiç'te devriye faaliyetleri arasında işbirliği başladıktan sonra oradan gelen görüntülerde birşey dikkatimi çekti. Eskiden ABD askerleri araçlarında ve üzerlerinde PKK/PYD terör örgütünün armalarını taşırlardı. Uzun bir süredir bu armaları taşımıyorlar artık. Herhalde kendilerini güvenliğe almanın bir yolu olarak görmüş vaziyetteler. ABD ordusu buna hedef olmak istemeyecektir.
Öncelikle kritik noktalar vurulacak
Zeytin Dalı Harekatı'nda terör örgütü Avrupa'daki unsurlarını kullanarak Türkiye aleyhinde bir propaganda başlatmıştı. Hastanelerin, sivil yerleşim yerlerini vurulduğunu iddia ediyorlardı. Ancak Türkiye insansız hava araçları ile aldığı görüntülerle nasıl askeri hedeflerin son derece titizlikle ince bir şekilde vurulduğunu tüm dünyaya gösterdi.
Bendiran köyüne hakim bir tepede Türkiye'nin sıfır noktasında Akçakale'nin karşısında hakim bir tepenin üzerine kazılmış hendekler görülmüştü. TRT Haber drone'u ile çekilmişti bu görüntüler. TRT Haber drone'u bu uçuşu yaparken teröristlerin burada kazdıkları tünellerde, cephaneliklerde, mevzilerdeki faaliyetleri de görülüyor. Bu drone çekimi sırasında TRT Haber'in drone'una ateş açmışlardı.
Türkiye harekata başladığında Fırat'ın doğusuna doğru harekete geçtiğinde Türkiye topraklarını hedef alan taciz atışları yapılan bu noktaları hedef alacak. Türkiye'nin elinde bütün bunların görüntüleri var TRT Haber olarak biz de Kasım ayının ilk haftasında Akçakale bölgesine taciz atışları yapılan bu noktayı görüntülemiştik. Türkiye'nin elinde bu tünellerin, hendeklerin ayrıntılı görüntüleri var.
Operasyon sonrası bölgenin yaşanabilir hale getirilmesi
Terör örgütü gittiği yerlerde yaptığı tek şey tünel kazmak, hendek kazmak orayı askeri bir mevziye dönüştürmek. Bölge halkının çocuklarını ellerinden alıp silah altına almak bunları öne sürmek profesyonel kadroları yerine ki DEAŞ'a karşı bunu yapıyorlar.
Aradan geçen yıllarda ABD kendilerine silah tedarik ederken yaptıkları tek imar faaliyeti bu hendeklerin, tünellerin kazılması oldu. Bugün Rakka'da veya Ayn el Arap'da halk sefalet içerisinde. Altyapı eksikliği zirve noktasında ancak Türkiye'nin bir sene gibi kısa sürede Afrin'de ve Fırat Kalkanı bölgesinde Suriyelilerin oranın gerçek sahiplerinin dönüşü için yaptığı bayındırlık faaliyetleri bütün dünyanın gözü önünde gerçekleşti.
Kaynak: TRT Haber