Kimi zaman savaş bölgelerinde, kimi zaman ölümcül virüslerin bulunduğu yoğun bakım odalarında…
Onlar her koşulda, en sıcak noktalarda görev başında...
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü olarak kutlanıyor.
Virüs nedeniyle 400'den fazla gazeteci yaşamını yitirdi
Gazetecilik, dünyanın en zor mesleklerinden biri. Öyle ki her yıl yüzlerce gazeteci tehlikeli saha şartlarında haber yaparken hayatını kaybediyor. Bu tehlikeli koşullara bir de koronavirüs salgını eklendi. Salgın nedeniyle dünya genelinde 400'den fazla gazeteci hayatını kaybetti.
Meslek hayatları boyunca onlarca kez savaş, terör olayı, doğal afet ve felaketlere şahit oldular. Fakat ilk kez uluslararası çapta alarm veren bu denli tehlikeli bir virüsle karşılaştılar.
Gazeteciler, koronavirüs salgınında neler yaşadıklarını anlattı
İlk kez böyle bir durumla karşılaştıklarını belirten TRT Haber Kameramanı Muratcan Reyhan, "Pandemi hastanelerine girdik, yoğun bakım ünitelerine girdik. Bir yandan kendimizi korumaya çalıştık, bir yandan da işimizi yapmaya çalıştık. Gerçekten zor zamanlardı" dedi.
Salgın hastanelerine giren gazeteciler, önlem anlamında sağlık personelinden farksızdı.
'O tulumlarla çalışmanın ne kadar güç olduğunu anladık'
TRT Haber Muhabiri Fatma Demir Turgut ise şöyle konuştu:
"Hastalar ve sağlık personeli bu süreçte neler yaşıyor bunları haberleştirmemiz, görüntüleyip izleyiciye aktarmamız gerekiyordu. O nedenle pandemi servislerine girdik. Tulumları giydik, siperlik taktık, maskeyle birlikte girdik ve bunun ne kadar zor olduğunu o tulumlarla çalışmanın ne kadar güç olduğunu anladık."
'14 saatte 3 ülkeye gittik'
Onlarca tarihi olaya tanıklık ettiler. Yurt dışından Türkiye'ye tedavi için getirilen koronavirüs hastalarının yolculuklarını ekranlara taşıdılar.
TRT Haber Muhabiri Çağla Gül Tuncer de 3 ülkeye ve 4 şehre gittiklerini, bunların hepsini 14 saat içinde yaptıklarını söyleyerek şunları aktardı:
"Koşuşturmalı, oldukça heyecanlı bir maceraydı aslında bizim için. 4 şehirden 3 ülkeden hastalar getirdik Türkiye'nin ambulans uçaklarıyla getirildi. Tüm bu sürece şahit olmak benim için unutulmayacak bir deneyimdi."
Herkes evde, onlar dışardaydı
Birçok gazeteci ilk kez sokağa çıkma kısıtlamasına şahit oldu. Herkes evlerindeyken, onlar boş kalan sokakları ekranlara taşıdı.
AA Foto Muhabiri Şebnem Coşkun da, hiç kimsenin dışarıda olmadığı zaman da çalışmanın enteresan bir süreç olduğunu dile getirdi.
Sevdiklerinden ayrı kaldılar
Salgın sürecinde birçok gazeteci de sağlık çalışanları gibi kendilerini ailelerinden izole etti. Yakınlarına virüs bulaştırmak, onların en büyük korkusu oldu.
TRT Haber Muhabiri Fatma Demir Turgut, "Hastalığı sevdiklerime bulaştırır mıyım diye korkuyorsunuz. Benim 9 aylık bir yeğenim var, ben onu bu süreçte çok az görebildim. Çok görmek istediğim halde göremiyorum, ben görmeden büyüyor" diye konuştu.
Tüm zorluklara rağmen gazeteciler, görevlerini sürdürmeye, haberlerini kamuoyuna ulaştırmaya devam ediyor.
Haber: Mahinur Ünal
Kamera: Tarık Aşçı