TBMM Genel Kurulu, Başkanvekili Akif Hamzaçebi başkanlığında toplandı.
Ardından Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Manisa 1. Piyade Er Eğitim Tugay Komutanlığı Albay Arif Seyhun Kışlasında görülen gıda zehirlenmesi vakalarına ilişkin Genel Kurulu bilgilendirdi.
Manisa 1. Eğitim Tugayındaki ilk zehirlenme vakasının 23 Mayıs'ta akşam yemeğinde görüldüğünü, 5 bin 820 askerden bin 47'sinin yemekten etkilendiğini bildiklerini ifade eden Işık, şunları kaydetti:
"Bu bin 47 askerimizin 209'u hastanelere sevk edildi. Hastanelere sevk edilen askerlerimizden Hüsnü Özel hayatını kaybetti. Hayatını kaybetme sebebi henüz otopsi raporu çıkmadığı için resmi olarak açıklanmamakta. Otopsi raporu bekleniyor. Bunun dışında Burhan Güvenen adlı askerimiz de yoğun bakımda. Dün gece itibarıyla aldığım bilgi, askerimizin hayati tehlikesi almadığı yönünde. Olayın hemen ardından gerek idari, gerekse adli tahkikata başlandı. İncelemeler sonucunda o gün verilen hindi etinde salmonella bakterisi tespit edildi. Bu teşhis ve tespitten sonra ilgili firmanın yemek ihalesinin feshedilmesi süreci başlatıldı."
"Yemek kontrol teşkilatı mensuplarının tamamı değişti"
Fikri Işık, yemek firmasına ait ihalenin fesih yazısının 16 Haziran'da Bakanlık tarafından ihaleyi yapan bölge tedarik başkanlığına ve gerekli tedbirlerin alınması için daha önceden bilgilendirilen bölge komutanlığına gönderildiğini söyledi.
Bunun ardından birlikteki yemek kontrol teşkilatı mensuplarının tamamının da değiştirildiğinin altını çizen Işık, "Bu olaydan sonra 16 Haziran 2017'de aynı kışlada bu defa da 69 askerimizin şikayeti oldu. Bu askerlerimiz hemen müşahade altına alındı. Dikkat çekici olan bu 69 askerimizden 62'sinin aynı bölükten olmasıdır. Bu vakanın sadece yemekten zehirlenme durumu ile ilgili olmayabileceğini, başka dış etkenlerin de olma ihtimalini ortaya çıkardı. Bu konuda da araştırmalarımızı sürdürüyoruz." dedi.
"Tüm ihtimalleri de hesaba katan bir çalışmayı yürütüyoruz"
Işık, dün akşam verilen akşam yemeğinde ise Batı Kışlada benzer bir olayla karşılaşıldığını, yemek yiyen 5 bin 470 askerden 617'sinin etkilendiğini, bunlardan da 372'sinin hastanelere sevk edildiğini anlattı.
Dün akşam itibarıyla yaşanan olaydan dolayı hayati tehlikesi olan hiçbir askerin bulunmadığını ifade eden Işık, şu değerlendirmede bulundu:
"Dün akşam olayı haber alır almaz Kara Kuvvetleri Komutanımızla birlikte Manisa'ya gittik. Bölgeye ulaşır ulaşmaz askerlerimizi ziyarete gittik. Olayı askerlerimizden dinledik. İşin ilginç yanı hiç yemek yemediği halde etkilenen askerimiz var, sadece çorba ve cacık yediği halde etkilenen askerimiz var, bunun yanında çorba, tavuk eti, pilav, cacık, tatlı yiyen ve etkilenen askerimiz var. Bu askerlerimizin ifadesi. Yetkililerden aldığımız bilgiler dahilinde hiçbir ihtimalin dışlanmadan her türlü çalışmanın yapılmasının gerekliliği kanaatine vardık ve şu anda bu çalışmalar yapılıyor. Sadece olayı bir yemekten zehirlenme vakası olarak değerlendirmiyor, bunu da içinde barındıran ama tüm ihtimalleri de hesaba katan bir çalışmayı yürütüyoruz."
Işık, 23 Mayıs tarihinden bu yana Manisa'da görevli sağlık personelinin hassasiyetle çalıştığını belirterek, kendilerine olağanüstü gayretlerinden ötürü teşekkür etti. Işık, "23 Mayıs'tan itibaren yaşadığımız ikisi gerçekten bizi endişelendiren 16 Haziran'da yemekten olmadığını düşündüğümüz zehirlenme vakasıyla birlikte bu üç olay bazı tedbirleri hemen devreye sokmamız gerektiğini gösterdi. Bu son olay öncesinde ilgili firmanın, gelen raporlar doğrultusunda sözleşmesinin fesih talimatı tarafımdan verilmiştir ve bu talimat Cuma günü ihaleyi yapan birimimize ulaştırılmıştır." sözlerine yer verdi.
"Kışlada yemek pişirme faaliyeti bugün itibariyle sonlandırılmıştır"
Bakan Işık, tedbir amaçlı olarak kışlada yemek pişirme faaliyeti bugün itibarıyla sonlandırıldığını ve hazır yemek paketi uygulamasına geçildiğini bildirdi.
Kışlada bulunan erlerin bu hafta yemin töreni olacağını ve yemin töreninin ardından, bayramdan hemen önce askerlerin kışladan ayrılacağını anımsatan Işık, askerlerin kışladan ayrılmasını müteakip hem doğu hem de batı kışlaya yani 1. Eğitim Tugayına en az beş hafta süreyle asker alınmayacağını açıkladı.
Bu süre içerisinde tugayın bütün alt yapısının gözden geçirileceğini belirten Işık, "Malum bölgede yoğun depremler var. Her türlü ihtimali göz önüne aldığımız için acaba yeraltı sularından bir karışma mı var buna bakacağız. Alt yapımızda bir sorun var mı, yok mu bunu hemen değerlendireceğiz. Bütün tesislerimizi başta hijyen şartları olmak üzere gözden geçireceğiz." diye konuştu.
"Fiyat rekabetine dayanan alım yönteminin TSK'nın ihtiyacına cevap vermediği açıktır"
Bu çalışmayı beş haftalık süre içerisinde tamamlamayı hedeflediklerine işaret eden Işık, bu beş haftalık süreç sonucunda eğer alınan tedbirleri yeterli görürlerse tekrar burada eğitim faaliyetine başlayacaklarını, yeterli görmemeleri durumunda ise buraya gelecek askerleri başka eğitim tugaylarına göndereceklerini ve buradaki tedbirler tam anlamıyla alınana kadar bu çalışmalarını sürdüreceklerini söyledi. Işık, bu süreçte özellikle tugayın tüm denetimlerini de yapmış olacaklarını ve aksamalar varsa da bununla ilgili gerekli tedbirleri alacaklarını aktardı.
"Bu olay bize bir gerçeği daha gösterdi. Sadece fiyat rekabetine dayanan alım yönteminin silahlı kuvvetlerimizin ihtiyacına cevap vermediği açıktır." diyen Işık, bununla ilgili de tedbirlerin alınmasına yönelik çalıştıklarına değindi.
"Bundan sonraki ihalelerde yasaklı"
Bir milletvekilinin, "Bu fesih, sadece Manisa'daki yemek ihalesini mi kapsıyor, yoksa firmanın diğer yerlerdeki ihalelerini de etkiliyor mu?" sorusu yönelttiğine işaret eden Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu konu İhale Kanununda düzenlenmiş. İhale Kanununda, mevcut yerdeki sözleşmesi feshedildiğinde en az bir yıl sürede, bazen iki yıl sürede, bazen de belli şartlar dahilinde beş yıla kadar ihale yasaklısı konumuna geliyor. Ama şu anda diğer yerlerde devam eden hizmetlerinde kanuna göre sorun yoksa, onu feshetme hakkına sahip değiliz. Ama bundan sonra gireceği tüm ihalelerde, bütün kamuda yasaklı hale geliyor.
Sözleşmesini feshettiğim bir firma ile ilgili, 'gıda zehirlenmesi değildir' diyerek ne elde edeceğim? Aksine benim için en kolay yol, 'bu da gıda zehirlenmesidir' diyip, zaten firmaya faturayı kesmişim... Hayır, ben oradaki askerlere, onların ailelerine ve millete olan saygımdan dolayı diyorum ki... Bana askerlerin bazıları, 'ben hiç yemek yemediğim halde zehirlendim.' dedi. Demek ki başka sebeplerde olabilir. Hiç bir sebebi, ihtimali dışlamadan gerekli tüm araştırmayı yapmak benim boynumun borcudur."
"Görevli oradaki personelle ilgili gerekli idari tahkikat başlamıştır"
Milli Savunma Bakanı Işık, sözlerini şöyle tamamladı:
"Şunu herkesin çok iyi bilmesi lazım. Bırakın AK Parti'li olmayı, babamın oğlu olsa işini doğru yapmayan, askerimizin sağlığı ile ilgili en küçük ihmali olan herkesten gerekli hesabı sorarım. Bakan olarak bu benim görevimdir, görevimi yapmakta tereddüt etmem. Orada ihmali olduğu noktasında tereddüt ettiğimiz tüm kamu görevlileri ile ilgili şu anda idari tahkikat da başlatılmıştır. Gıda kontrolünü yapmakla görevli oradaki personelle ilgili gerekli idari tahkikat başlamıştır. Ayrıca adli tahkikat da başlamıştır. Bu konu bütün yönleriyle ortaya çıkarılana kadar biz bu konunun üzerinde hassasiyetle durmaya devam edeceğiz."