Tarih 10 Kasım 1938, öğle saatleri... Dolmabahçe Sarayı'nda derin bir sessizlik...
Resmi bülten hazırlandı; Büyük Önder'in ölümü dünyaya duyuruldu.
Kimse öldüğüne inanmadı, ülkede hayat durdu
Önce Dolmabahçe Sarayı'nın çatısındaki Cumhurbaşkanlığı sancağı yarıya indirildi.
Ankara Radyosu'nda bir spiker ağlayarak verdi haberi. Büyük Önder'in hasta olduğunu bilseler de kimse inanmak istemedi, öldüğüne...
Tüm etkinlikler iptal edildi, hayat adeta durdu. Bir ülke, liderinin arkasından ağlıyordu.
Dolmabahçe Sarayı Merasim Salonundaki katafalk, ziyaret için hazırlandı.
Tarihin gördüğü en büyük cenaze korteji yola çıktı
Ulu Önder'in naaşının üzeri Türk bayrağıyla örtüldü, güllerle donatıldı. 16 Kasım sabahı ziyaretler başladı.
Ata'nın naaşı, 19 Kasım sabah 8'i 10 geçe, salonun ortasındaki büyük avizenin altına, iki masanın üstüne kondu. Cenaze namazını, Profesör Dr. Şerafettin Yaltkaya kıldırdı ve tarihin gördüğü en büyük cenaze korteji yola çıktı.
Gözleri yaşlı binler uğurluyordu, Ata'yı...
İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Halil Bal, o günü şöyle anlatıyor:
"Dolmabahçe'den Sarayburnu'na kadar ahalinin yürüdüğü, caddelerin dolduğu, kadınlı erkekli pek çok halkın caddelere sokaklara döküldüğü görülüyor. Çok tabi önemli bir hadisedir. Türkiye'nin kurucusu büyük bir önder vefat etmiştir."
Her istasyonda saygı duruşu
Atatürk'ün naaşı Sarayburnu'ndan, Yavuz zırhlısına konuldu. Gemiler 21 pare top atışıyla Ata'yı selamladı. Yavuz zırhlısı akşam İzmit İskelesi'ne ulaştı. Ata'nın naaşı Ankara trenine koyuldu.
Her istasyonda, gece olmasına rağmen binlerce kişi Ata'yı selamladı.
Tren, 20 Kasım sabahı Ankara’ya ulaştı. Cenazeyi Ankara Garı'nda dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve yetkililer karşıladı.
Atatürk'ün naaşı daha sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne götürüldü. Ankara'da da halk, tıpkı İstanbul’daki gibi gözyaşları içinde katafalkın önünden saygı geçişi yaptı, liderini son kez selamladı.
Atatürk'ün naaşı, 21 Kasım 1938 günü yine büyük bir törenle Etnografya Müzesi'ne götürüldü.