Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Mehmet Yılmaz, hakim ve savcı terfilerinde objektif kriterleri olan, adaletli, çalışanı çalışmayandan ayıran bir terfi sistemi arayışına girdiklerini ve not sistemini geri getirdiklerini bildirdi.
Yılmaz, HSYK'da düzenlediği basın toplantısında hakim ve savcılara yönelik yeni terfi sistemi hakkında bilgi verdi.
Hakim ve savcıların mesleğe başladığı andan itibaren terfi incelemesine tabi tutulduğunu anlatan Yılmaz, göreve başladıklarında terfi sisteminin niceliğe dayalı olduğunu, gelen işlerin yüzde 80'ini çıkaran hakim, savcının terfi ettiğini söyledi.
Yılmaz, 2010'da halkoyuna sunulan anayasa değişikliğiyle oluşturulan HSYK'dan önce hakimlerin müfettiş hal kağıtları, Yargıtaydan aldıkları notlar ve geçirdikleri işler değerlendirilerek terfi ettiğini, bir de bilimsel eser çalışması varsa bunun terfide dikkate alındığını belirtti.
Daha sonra 2010'da oluşturulan HSYK'da Yargıtayın not uygulamasına son verildiğini, sadece müfettiş hal kağıtları ve iş yüzdesinin referans alınmaya başladığını aktaran Yılmaz, şöyle konuştu:
"Yaşadığımız yoğunluk sırasında denetimler de yapılamayınca müfettiş hal kağıtları da değerlendirme dışında kaldı. Elimizde kala kala terfi için değerlendirebileceğimiz bir tek iş yüzdesi kaldı. Bunun sıkıntısı şu, devreden ve gelen işlerin yüzde 80'ini çıkaran her hakim, savcıyı mümtazen terfi ettiriyorduk. Niteliğine bakamıyorduk, Yargıtaydan geçirdiği işlerin mahiyetini de değerlendiremiyorduk. Hakim ve savcılarımız yüzde 99 oranında mümtaz terfi alıyorlardı. Mevcut duruma göre biraz sıkıntılı olan bir sonuç bu. Bu nedenle objektif kriterleri olan, adaletli, çalışanı çalışmayandan ayıran bir terfi sistemi arayışına giriştik. Bu sene yapılan değişiklikle tekrar not sistemini geri getirdik."
"Yargıtay ve istinaf not verecek"
Yargıtay ve istinaf mahkemelerinin kendilerine gelen dosyalar üzerinden ilgili hakime "pekiyi", "iyi", "orta" ve "zayıf" olarak not vereceğini belirten Yılmaz, istinaf mahkemesi hakimleri için de temyiz edilen kararlar üzerinden Yargıtayın not takdirinde bulunacağını, yani istinaf hakimlerinin de aynı şekilde not takdirine tabi tutulacağını kaydetti.
Yılmaz, "Yeni getirdiğimiz sistemde ilgilinin terfisini, geçirdiği iş miktarı, Yargıtay ve istinaf notu, sair çalışmaları ve bilimsel eserlerini değerlendirerek belirleyeceğiz. Bir hakim ve savcının A defterine terfi edebilmesi için Yargıtaydan geçirdiği iş miktarının yüzde 80'in üzerinde olması, bunlarda iyilerin oranının yüzde 80'e ulaşması ve müfettişten olumlu sicil alması gerekecek. Tek zayıf notu olsa bile mümtazen terfi edemeyecek." ifadelerini kullandı.
Mehmet Yılmaz, kadastro hakimlerinde pozitif ayrımcılık yaptıklarını ve onlarda oranın yüzde 70 olduğunu belirtti.
Değerlendirmenin sadece notlarla kalmayacağını, 1. ve 2. bölge hakimleri için kota getireceklerini anlatan Yılmaz, 1. bölgede 20, 2. bölgede 10 işin Yargıtaydan geçirilmesi gerektiğini, kadastro hakimlerine ise kota uygulanmayacağını bildirdi.
İş çıkarma imkanı bulunmayan infaz hakimleri ve başsavcı vekilleriyle ilgili de sadece sicillerle ve diğer bilgilerle terfi değerlendirmesi yapacaklarını dile getiren Yılmaz, istinaf mahkemelerinde gerekli iş yüzdesinin de adli yargıdan 10'ar puan düşük olacağını kaydetti.
Yılmaz, "Böylece yeniden çalışanı çalışmayandan ayırabilecek, objektif ölçülere dayanan, hakkaniyeti biraz daha yüksek bir terfi sistemine kavuşturmuş olacağız." diye konuştu.
Eski sistemin 100 işten 80'ini geçiren ancak 40 işi Yargıtayca bozulan hakim ile 70 iş geçiren ve 40 işi onanan yani nitelikli çalışan hakimi ayırmaktan uzak olduğunu ifade eden Yılmaz, "Not sisteminin devreye girmesiyle daha yetkin bir sisteme kavuşmuş olacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Yılmaz, hakim ve savcıların 1. sınıfa ayrılma incelemesinde de geçmiş terfilere bakılacağını, bunların yarısından fazlasının nitelikli olması gerektiğini, aksi halde ilgilinin 1. sınıfa ayrılamayacağını ifade etti.
"Etik kodlar devreye girecek"
Yargıdaki etik kodların yazımıyla birlikte Türk yargısına özgü etik kodlarının da devreye gireceğini vurgulayan Yılmaz, etik kodlara aykırı davranışın, disiplinden ayrı bir saha olması nedeniyle daha çok terfide değerlendirilip, nazara alınacağını bildirdi.
Özellikle sosyal medya kullanımının bu konuda herkesin en fazla merak ettiği saha olduğunu dile getiren Yılmaz, "Bu saha maalesef hem diğer unsurlar hem de hakim savcılar tarafından pek bilinçli ve sorumluluk duygusu yüksek kullanılmıyor." dedi.
Bu sıkıntılar nedeniyle verilen disiplin cezalarını hatırlatan Yılmaz, şunları kaydetti:
"Ama tabii bunun sorumsuz kullanılmasının bir disiplin boyutu, bir de etiğe aykırı boyutu var. Etik ve disiplin, sınırları birbirine çok yakın iki saha. Eylemin ağırlığını tartacağız, hangi hallerde disiplin soruşturması açılması gerekir, hangi hallerde bu ağırlığa erişmedi. Ama 'bu davranış da bir müeyyideye kavuşturulmalı' dediğimiz nokta terfi ve tayin olacak. Örneğin, kılık kıyafetteki hakimlik ve savcılık mesleğine yakışmayan tarz ilk etapta etiğe aykırı durum olarak değerlendirilebilecek ama bu kılık kıyafetteki ölçüsüzlük öyle bir hal aldığı zaman disiplin sahasına da girebilecek."