Turan Berkan Güney, Mehmetcan Akyıl ve Erdem Dikdire…
Üç arkadaş 2 Şubat günü alışveriş için Kadıköy’e gitti. Akşam saatlerinde evlerine dönmek için Kadıköy’den ayrılmak üzereyken eylemcileri ve onların arasında kalmış yaşlı kadını gördüler. Mendil satan yaşlı bir kadın olayların tam ortasındaydı ve ezilme tehlikesiyle karşı karşıyaydı.
Güney, Akyıl ve Dikdire, kadını oradan uzaklaştırmak istedi ancak onlar da kalabalığın içinde kaldı. Eylemcilere dertlerini anlatamadılar. İtiş kakış kavgaya dönüşünce devreye provokatörler girdi.
Kalabalığın içinden yükselen “Bunlar sivil polis. Vurun!” sözleri o kavganın dönüm noktasıydı. Üç arkadaş bir anda toplu saldırı ile karşı karşıya kaldı.
Gençlerin yardımına polis yetişti. Kalabalığın içinden üç genci çıkardı. Sosyal medyada yanlış bilgiyle yayılan o fotoğraf da işte tam o anda çekildi.
Aradan günler geçmesine rağmen olayın etkisinden hala kurtulamayan Turan Berkan Güney, Mehmetcan Akyıl ve Erdem Dikdire psikolojik destek almaya hazırlanıyor. En fazla darbeye maruz kalan Turan Berkan Güney ise hayatına kaşına atılan 18 dikişle devam ediyor.
Polis olmasaydı büyük ihtimalle hayatta değildik
Güney, kafasını yastığa koyduğunda o anları tekrar yaşadığını, yardıma ihtiyacı olan yaşlı bir kadına el uzatmanın bedelinin bu kadar ağır olmaması gerektiğini söylüyor.
Bira şişesiyle başına üç kez darbe aldığını söyleyen Turan Berkan Güney, yaşadıkları tehlikenin boyutunu “Polisimiz orada olmasaydı ben bugün çok büyük ihtimal hayatta değilim” sözleriyle anlatıyor.
“Gördüğüm kadarıyla protestolara katılan kitlenin çok büyük bölümü öğrenci değildi” diyen Güney, göstericilerin arasında azınlıkta kalan bir öğrenci grubunun olduğunu, art niyetli grupların ise bu öğrencileri kalkan olarak kullandığını düşünüyor.
Güney, olayın ardından telefonunun ve parasının çalındığını da karakolda fark etmiş.
Oradaki insanlarla güzel şartlarda karşılaşmak isterdim
Erdem Dikdire, Turan Berkan Güney’i kanlar içinde gördükleri an şoka girdiklerini, çok kısa süre içinde kendilerinin de darbelere maruz kaldığını söylüyor.
O gün o saatte orada bulunmalarının tek sebebinin alışveriş yapmak ve hava olmak olduğunu söyleyen Dikdire, “Belki o gün orada kavga etmeseydik, daha farklı bir mekanda karşılaşsaydık, belki iki çay içip çok güzel dostluklar kurabilirdik” diyor.
Dikdire, hak aramanın dükkanlara, polislere ve halka saldırarak gerçekleşmeyeceğini sözlerine ekliyor.
Korkuyorum
Mehmetcan Akyıl da saldırının etkisini yaşamaya hala devam ediyor.
Turan’ı kanlar içinde gördükten sonra oturup ağladını, ilk güne göre kendisini daha iyi hissetse de korktuğunu söylüyor.
Akyıl, “Korkuyorum. Neden? Benim ailem var. Bana bir şey olursa onlar üzülecek, sevdiğim insanlar üzülecek. Bize orada nasıl davrandıklarını biz biliyoruz. Yarın bir gün bize nasıl davranacaklarını da yine biz biliyoruz” diyor.