Açık 6.9ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
TRT Haber 21.06.2021 14:46

HDP iddianamesinin ayrıntıları: PKK'nın siyasi kanadı oldu

Anayasa Mahkemesi’nin kabul ettiği HDP'nin kapatılmasına ilişkin iddianamenin ayrıntıları ortaya çıktı. İddianamede HDP’nin terör örgütü PKK'nın siyasi kanadı olduğu vurgulandı. Parti binalarının örgüt evi haline getirildiği anlatıldı.

HDP iddianamesinin ayrıntıları: PKK'nın siyasi kanadı oldu

Anayasa Mahkemesi'nin kabul ettiği HDP'nin kapatılmasına yönelik iddianamenin detayları belli oldu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianamede HDP ile terör örgütü PKK arasındaki ilişkiye vurgu yapıldı.

İddianamenin sonuç ve talep kısmında, "devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı eylemlerin odağı haline geldiği" belirtilen HDP'nin, Anayasa'nın 69'uncu ile 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası gereğince temelli kapatılması istendi.

Partinin terör örgütü ile organik bağı bulunduğu belirtilen iddianamede, Hazine yardımlarının bulunduğu banka hesabına tedbiren bloke konulması talep edildi.

"HDP, Terör örgütü PKK'nın siyasi kanadıdır" denildi. Parti binalarının örgüt evi haline getirildiği kaydedildi. İddianamede, aralarında eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile parti yöneticileri ve üyelerinin de bulunduğu 451 kişi hakkında siyasi yasak talebinde bulunuldu.

O isimler arasında eş genel başkanları Pervin Buldan, Mithat Sancar, Sezai Temelli ile eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ da bulunuyor. 

Grafik: TRT Haber[Grafik: TRT Haber]


Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin tarafından HDP'nin kapatılması istemiyle hazırlanan ve Anayasa Mahkemesince kabul edilen iddianamede, silahlı terör örgütü PKK/KCK ile HDP arasında yapısal benzerlik bulunduğu ifade edildi.

Kapatılan diğer partiler

Bölücü terör örgütünün kongresinde alınan kararların ardından 1990'dan itibaren silahlı eylemlerin yanında örgütün kendi tabiriyle "sivil alanda demokratik siyaset"i gündeme aldığı belirtilen iddianamede, Bu duruma paralel olarak meşru alanda partilileşme başlamış ve ilk olarak 7 Haziran 1990 tarihinde Halkın Emek Partisi (HEP) kurulduğu, “bölücülük propagandası yapmak, örgüt güdümünde faaliyet göstermek” suçlarından açılan davalar sonucunda Anayasa Mahkemesi tarafından 14 Temmuz 1993’te kapatıldığı anlatıldı.

HEP'in ardından Demokrasi Partisi (DEP), Halkın Demokrasi Partisi'nin (HADEP), Demokratik Halk Partisi (DEHAP), Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) kapatıldığı Mayıs 2008'de de Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP) kurulduğu hatırlatıldı.

Parti yöneticileri örgüt elebaşından talimat aldı

Örgüt elebaşının BDP'nin, "yeniden yapılandırılması" talimatı sonrası BDP'nin ismini Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) olarak değiştirildiği 2011'de Halkların Demokratik Kongresi'nin (HDK) kurulduğu anlatılan iddianamede, ilerleyen süreçte de HDK öncülüğünde 15 Ekim 2012'de HDP'nin kurulduğu belirtildi.
İddianamede, parti yöneticilerinin örgüt elebaşı ile görüşmeler yaptıkları ve ondan talimat aldıkları belirtildi.

Öz yönetim, Kobani, hendek olayları...

Parti yöneticilerinin eylemlerinin ve özgürlük söylemlerini kullanmasının partinin gerçek amacını gizleme amacı taşıdığı anlatılan iddianamede, demokratik özerklik, öz yönetim, Kobani, hendek olayları ile yaşanan olayların partinin asıl amacını anlaşılır kıldığı kaydedildi şu tespitler sıralandı:

"İç savaş denemesi yapılmıştır"

"Bu olaylarda gerçekleşen eylemlerle kargaşa ve iç savaş denemesi yapılmıştır. Siyasal partiler açısından demokratik hak ve özgürlükleri araçsallaştırmak hakkın kötüye kullanımıdır. Örgüt liderinin konuşma içeriğinde bahsettiği kişiler siyasi parti temsilcileri ile örgütün dağ kadrosundaki kişilerdir. Nitekim basın açıklaması, gösterilerde örgüt ve liderinin referans kabul edilerek lehine slogan atıp, övgüler dizilmesi, sembollerinin taşınması, bunların her faaliyetinin doğru ve tartışmasız kabul edilerek en ufak eleştiri yöneltilmemesi, demokratik zeminde siyaset yapıldığı iddiasını geçersiz kılmaktadır. Oysa demokratik zeminde siyaset söylemiyle ortaya çıkan davalı siyasi parti HDP yöneticilerinin, söylenenin aksine örgüt lideri her daim olmazsa olmazları olmuştur. Bu ruh hali sadece eylemlerine değil, söylemlerine de hakim kılınmıştır."

6-8 Ekim süreci: Tabandaki kitlesini isyana tahrik ettti

Kobani bahanesiyle 6-8 Ekim 2014'te düzenlenen eylemlere değinilen iddianamede, "Kobani olaylarında meydana gelen ölüm ve yaralanma, yakma, yıkma eylemlerinden sonra Türkiye Cumhuriyeti devletini ve organlarını savaşın karşı tarafı olarak addedip, tabandaki halk kitlesini devlete karşı kışkırtarak isyana tahrik etmek, Gezi eylemlerini hatırlatarak diğer halk kitlelerinden destek almak için sessiz kalınması durumunda daha vahim sonuçların doğacağı baskısı yaratmak gibi bir dizi eylem ve faaliyet yürüttükleri görülmüştür" değerlendirmesinde bulunuldu.

6-8 Ekim 2014'teki şiddet eylemleri öncesi bir kısım PKK’lı üst düzey yöneticiler ve PKK güdümündeki internet sitelerinin halkı kışkırtarak ayaklanmaya davet ettikleri, parti yöneticilerinin de açıklamalarıyla eylemlere destek çağrısında bulundukları ifade edilen iddianamede, "Bu çağrıların amacının güvenlik güçleri ile göstericileri karşı karşıya getirip iç savaş çıkartmak olduğu aşikardır." değerlendirmesine yer verildi.

"PKK'nın örgütsel faaliyetlerinin tamamlayıcısı"

İddianamede, "bu çağrılarda terör örgütü PKK ve onun siyasi kanadı HDP'nin eşgüdüm içinde aralarındaki iş bölümüne göre hareket ettikleri" kaydedildi.

HDP'nin daha kurulduğunda, PKK terör örgütü ve elebaşını referans kabul ettiği belirtilen iddianamede, elebaşının "HDK-HDP doğru bir projedir, isimlendirme de doğrudur" ifadeleri de yer aldı.

Kuruluşa elebaşı etkisi

Partinin başkanı ve yöneticilerinin elebaşı tarafından belirlendiği iddianamede şöyle anlatıldı: 

"Genel Başkanı, kurucuları, kurulma süreci, süreçte rol alan aktörlerin kimlikleri ile niteliklerinin örgüt lideri tarafından belirlendiği, bu belirlemelerin, başta 18 Ağustos 2013 ve 27 Ekim 2013 tarihli kongreler ile 17 Ağustos 2013-14 Ekim 2013 tarihleri arasındaki avukat görüşmeleri olmak üzere ayrıntıları ile iddianamenin tamamına yansıdığı, örgüt liderinin çatı partisi projesinin 2004 yılından itibaren HDP'nin kuruluş sürecine kadar devam ettiği, sadece adı değişen siyasi partilerle sürecin nasıl devam ettirildiği net şekilde ortaya konulmuştur."

Misyonu: Terör örgütünün illegal amaçlarına legal görünüm kazandırmak

Partinin, silahlı terör örgütünün illegal amaçlarına legal görünüm kazandırmak gibi bir misyon yüklendiği belirtilen iddianamede, "PKK/KCK terör örgütünün müzahir kitle üzerindeki etkisini sürdürebilme adına zaman zaman örgütün, yayın organları üzerinden yapmış olduğu çağrı ve açıklamaları talimat olarak algılamış ve benzer çağrılarda bulunmuştur" denildi.

Terör örgütüne bir kısım katılımların HDP organize etti

İddianamede ayrıca, bölücü örgüte karşı gerçekleştirilen operasyonlar nedeniyle canlı kalkan eylemleri düzenlendiği, örgüte katılımların da HDP'nin organizesinde sağlandığı belirtilerek, şunlar kaydedildi:

"Terör örgütüne bir kısım katılımların HDP'nin organizesinde sağlandığı, milletvekili dokunulmazlığını kullanmak suretiyle tahsis edilen makam araçlarıyla PKK/KCK terör örgütüne ait silah, mühimmat, eleman aktarımını gerçekleştirdikleri tespit edilmiştir. Ölen örgüt mensuplarının cenaze ve taziyelerin organizasyonlarını yaptıkları, katıldıkları, cenaze ve taziyelerde bu teröristlere yönelik övücü söylemlerde bulunmak suretiyle onları kahramanlaştırdıkları, belediyelerin imkanlarını bu törenler için seferber ettikleri, operasyonlara katılan güvenlik korucularına yönelik tehditkar söylemlerde bulundukları anlaşılmıştır."

Sıradaki Haber
Müsilaja karşı Marmara'ya 'nefes' takviyesi
Yükleniyor lütfen bekleyiniz