Özhaseki, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Çevre Projeleri Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, bakanlığının şehircilik faaliyetlerinin yanı sıra çevre konusundaki çalışmalarının da devam ettiğini söyledi.
Özhaseki, bugün aralarında katı atık bertaraf tesisi, atık su arıtma tesisi, kanalizasyon, içme suyu şebekesi, temiz hava merkezi, çevre düzenlemesi ve hizmet binası gibi birçok farklı birimin bulunduğu 120 tesisin açılışını gerçekleştireceklerini söyledi.
Belediyelere 300 çevre temizlik aracı dağıtımı ile yine 20 bin civarında da çöp konteyneri hibesi yaptıklarını dile getiren Özhaseki, sanayi devrimiyle birlikte hızlı tüketimin arttığını ve bu nedenle atıkların da çoğaldığını anımsattı.
Şehirlerin büyümesiyle ortaya çıkan atıkların bir sorun oluşturduğuna dikkati çeken Özhaseki, "2050 yılında dünya nüfusunun 9 milyar olacağı tahmin ediliyor.
Böylelikle şehirlerimizin daha da büyüyeceği, atıkların daha da çoğalacağı bir ortamda eğer tedbirler almazsak gelecekte bizi felaketler bekliyor.
Özhaseki, 1901 ile 2010 periyodunda küresel ortalama deniz suyu seviyesinin yaklaşık 19 santimetre yükseldiği, atmosferdeki karbondioksit oranının da yüzde 42 arttığı bilgisini vererek, şöyle devam etti:"Bütün bu veriler aynı hızla devam ederse herhalde felaketlere kapı açılmış olur.
Kuraklık, düzensiz yağışlar, seller insanoğlunu bekliyor. Bizim memleketimizde 'anasırı erbaa' diye bir tabir var. Çocukluğumuzda büyüklerimizden bunu hep duyduk.
Hava, su, toprak ve enerji/ateş bunları doğru kullanmak lazım. 'Bunları eğer sınırsız bir şekilde kullanırsak, bizi felaketler bekler' diye hep söylerlerdi.
Neticesinde de bizim bu medeniyet kodlarımızdaki sözlerimize çok uymadığımız için sürekli karşımıza bir takım felaketler çıkıyor.
Özhaseki, 195 ülkenin katıldığı Marakeş'teki İklim Değişikliği Konferansı'nda yaptığı konuşmayı hatırlatarak, şunları kaydetti: "Konuşma sırası bana geldiğinde, 'Burada yeşil iklim fonu oluşturduk, 100 milyar dolar para topluyoruz. Bunu niye yapıyoruz? Küresel ısınmayı engelleyelim diye yapıyoruz. Atmosferdeki sera gazını geriye çekelim diye yapıyoruz. Peki bunu engellemezsek ne olur? İleride biyoçeşitlilik ölebilir. Türkçesi, kabaca tabir, otlar kuruyabilir, denizdeki bazı canlıların hayatı son bulabilir. Evet bunlar doğru işler. Asla biyoçeşitlilik ölmesin, denizlerdeki balıkların hayatı son bulmasın ama biliyor musunuz şimdi bu gayreti gösteren insanlar, açık denizlerde çocuklar ölüyor, kılı kıpırdamıyor. Biz ev sahipliği yapıyoruz. Bu insanlar savaştan kaçıp, çocuklarıyla basit, sade bir yaşam sürmek için denize açılıyorlar ve denizlerde ölüyorlar ama sizin otlara gösterdiğiniz ihtimam ve gayreti o çocuklara göstermediğinize bizzat şahitlik ediyoruz. 3 milyon insana ev sahipliği yapıyoruz. Onlara bakıp, gözetiyoruz, devlet olarak onlara 25 milyar dolar harcadık. Bunu niye yapıyoruz? Çok basit bir cevabı var. İnsanız merhamet taşıyoruz, vicdan taşıyoruz, onun için yapıyoruz.' dedim "
2.9ºC
Ankara
