Türkiye’nin savunma sanayii adımlarını kara, deniz ve hava unsurları olarak ayırdığımız karşımıza her üç alanda da tarihi bir dönemden geçtiğimizin fotoğrafı çıkıyor.
Ülkemizde savunma sanayiini sadece kara unsurları üzerinden okuyan geniş bir kitle var. Bu algıyı havada yerli ve milli SİHA’lar kırdı. Denizlerde ise süreç çok farklı gelişti ve burada ortaya konan savunma sanayii ürünleri yerine Mavi Vatan adı altında topyekun bir sahiplenme ortaya kondu.
Geçtiğimiz günlerde HİSAR A+ Hava Savunma Füze Sistemi'nin tüm unsurlarıyla teslim edildiği, harp başlıklı atışında yüksek hızlı hedefi uzak menzil ve yüksek irtifada imha eden HİSAR O+ Hava Savunma Füze Sistemi'nin ise seri üretime geçme aşamasına geldiği duyuruldu.
Kara için üretilenler deniz unsurlarına da entegre edilebilir
Hisar füze ailesiyle ilgili bu gelişmeyi ilk duyduğumuzda hemen hepimizin aklına nedense kara unsurlarımız ve sınır güvenliğimiz geldi. Hatta bu sistemlerin Suriye sınırında ya da Libya’da sahayı nasıl etkileyeceğine kafa yorduk.
Aslında bir adım geriye çıkıp resmin bütününe baktığımızda Hisar ailesinin sadece karada değil Mavi Vatan için de son derece değerli olduğunu rahatlıkla görebiliriz. Ancak haberin başında da bahsettiğimiz üzere, Türkiye’de savunma sanayii haberleri ağırlıklı olarak kara unsurları üzerinden düşünülüyor. Belki de bu nedenle Hisar ailesi ve Mavi Vatan arasındaki bağı güzel bir şekilde kuramadık.
Bir üst lige çıkacağız
Savunma ve Denizcilik Araştırmacısı Kozan Selçuk Erkan, bu bağı bize anlatabilecek en önemli isimlerden biri… Öncelikle Hisar’daki son gelişmelerle başlıyoruz… Erkan’a göre Hisar füze ailesinin tamamlanması teknolojik olarak aşılan önemli bir basamak ve bu sayede Türkiye söz konusu alanda daha üst ligde bir oyuncu olmaya hak kazanacak.
Peki Hisar’ın ya da daha genel bir şekilde soracak olursak kara sistemleri için geliştirilen bir sistemin deniz platformlarına entegre edilmesi gerçekten de mümkün mü? Bu durumu ‘kaçınılmaz’ olarak tanımlıyor Erkan.
ABD menşeli füzelerin yerini alacak
Kozan Selçuk Erkan’ın anlattıklarından, özellikle Hisar O+ füzesinin deniz unsurlarımızda kullanılabileceği sonucuna ulaşıyoruz. Ancak yine de emin olmak adına biraz daha detaylandırmasını istiyoruz:
“Kara sistemleri için geliştirilmiş bir füze olsa da denizde kullanılabilme imkanının olması kaçınılmaz. Özellikle seri üretime giren Hisar O+ sınıfı füzeler menzil irtifa ve diğer kabiliyetleri deniz kuvvetlerinde kullanılan ABD menşeli füzeler ile eşleşiyor. Kısacası bu kritik konuda dışa bağımlılığı azaltan önemli bir kazanım.
Geçtiğimiz günlerde ilgili kurumlar tarafından TCG İstanbul için de Milli Dikey Atıcı entegre edileceği ve bu sayede yerli füzelerin, özellikle de Hisar O+ füzesinin kullanılacağı belirtilmişti.
Deniz unsurlarımızda ROKETSAN tarafından geliştirilen Milli Dikey Atım Sistemi (MİDAS) olacak. Bu sistemin ROKETSAN’ın ürettiği tüm füzelerini atabilecek beceride olması gayet mümkün. Yani biraz daha açarsak, MİDAS’ın Hisar A+, Hisar O+ Hisar U, Atmaca gemi savar ve Gezgin seyir füzesi atabileceğini düşünebiliriz.
Meraklısı için kısa bir not daha verelim, yakın gelecekte deniz testlerine başlanacak olan milli firkateynimiz TCG İstanbul da Hisar O+ füzeleriyle göreve başlayacak.”
Deniz unsurları kendini nasıl savunuyor?
Haberimizin temel konusu Hisar füze ailesinin deniz unsurlarına entegre ihtimali olsa da burada temel bir sorunun daha yanıtını almak istiyoruz. Kozan’a bir deniz unsurunun hava savunma sistemleriyle ne tür bir ilişki kurduğunu soruyoruz…
Deniz sistemlerinde hava savunma konusunun savunma yapılan göreve ve görevin icra edildiği bölgeye göre değişiklik gösterdiği bilgisiyle başlıyor Erkan süreci anlatmaya. Milli firkateynlerimize getiriyor sözü ve bu platformların gerektiğinde hava savunma görevlerinde de kullanılacağı için ağırlıklı olarak orta menzilli hava savunma füzeleri taşıdığına işaret ediyor.
Ancak MİLGEM korvetleri için süreç biraz daha farklı… “Onlar ağırlıklı olarak denizaltı savunması yapacakları için kısa menzilli hava savunma füzeleri kullanırlar” diyor Erkan ve yerli imkanlar geliştikçe Hisar O+ füzesini muhtemelen sadece kızıl ötesi tarayıcı başlıkla değil ayrıca aktif radar tarayıcı başlığıyla da deniz unsurlarımızda görebileceğimize değiniyor.
İhraç ettiğimiz platformlara yerli füzeler eklenecek mi?
Önce Hisar füze ailesinden biraz bahsettik ardından da bir deniz unsurunun hava savunma sisteminin nasıl işlediğinden… Erkan bunları anlatırken iki temel nokta beliriyor zihnimizde. Birincisi, deniz unsurları için de Türkiye’nin çok gelişmiş füze sistemlerini milli imkanlarla geliştirmesi. İkinci husus ise Pakistan ve Ukrayna gibi ülkeler başta olmak üzere Türk üretimi deniz unsurlarının yakaladığı ihracat başarısı…
Bu iki noktayı birleştirdiğimizde haliyle “Yurt dışına sattığımız deniz platformlarında yerli ve milli füze sistemleri eklenecek mi?” sorusu kendiliğinden ortaya çıkıyor. Amacımız, söz konusu projeler ihracat başarısı yakalayıp, yakalayamayacağı… Kozan çok temel bir çerçeve çizerek yanıtlıyor sorumuzu:
“Yurt dışına yapılan ihracatta yerli ürünlerin özellikle tercih edilmesi için öncelikli olarak yurt içinde kullanımının yaygınlaşması şart. Yani siz daha çok üretecek, adetsel olarak belli bir noktaya gelecek, ürettikçe öğrenecek ve kritik sistemlerin yerlilik oranı artıracaksınız.
Bu saydığım yol haritası sizi mutlu bir sona götürebilir. Çünkü bunları başarabilmeniz demek maliyetlerinin düşmesi anlamına gelir ki bu da rekabet gücünüzü artıran en önemli unsurlardan biri. Bu alanda bizim füzelerin batılı muadillerinin çok pahalı olduğunu belirtmekte fayda var. Sizin aynı kalitede bir ürünü daha ucuza satmanız haliyle ihracat konusunda da elinizi güçlü kılar ve bir süre sonra dünyanın dört bir yanına bu sistemleri satabilirsiniz.”
TCG Anadolu’da Hisar O+ görmek mümkün mü?
Eğer Türkiye’de yerli ve milli deniz platformlarıyla ilgili bir haber yapıyorsanız sözü TCG Anadolu’ya getirmek neredeyse bir ritüel… Biz de bunu bozmuyoruz ve hizmete gireceği günü iple çektiğimiz TCG Anadolu’nun Hisar O+ taşıma ihtimaline değinmek istiyoruz.
Selçuk Kozan Erkan, TCG Anadolu’da radarların ve yakın hava savunma sistemlerinin sırayla monte edildiğini söylüyor. Peki ya Hisar O+? “Yakın gelecekte olmasa da üretmeye başladığımız orta menzilli hava savunma füzelerini ya da daha gelişmiş ve küçültülmüş ölçülerdeki füzeleri TCG Anadolu üzerinde görebiliriz” diyor Erkan.
Ancak daha farklı bir noktaya dikkat çekiyor… Türkiye’nin bu alanda önündeki en önemli işlerden birinin ‘kara konuşlu sistemler için tasarlanan füzelerin deniz sistemlerine entegrasyonu’ olacağını söylüyor.
Kara sistemlerinde hacim ve ağırlık çok sorun teşkil etmiyor. Ancak Erkan, deniz sistemlerinde ihracat başarısını da hedefliyorsak özelliklerinden kaybetmeden daha küçültülmüş ya da daha sıkışık paketlenmiş yerli sistemlere ihtiyaç duyacağımıza işaret ediyor.
İlgili kurumların bu konuda da çalışmalara ivedikle başladığına dair inancını dile getiren Selçuk Kozan Erkan, Türkiye’nin yerli ve milli sistemlerinin Mavi Vatan’da da büyük roller oynayacağına dair beklentisiyle sözlerini tamamlıyor.