Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) öncülüğünde geliştirilen kritik projeler ardı ardına hayata geçmeye devam ediyor. SSB Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir’in; “HİSAR 2022’ye hızlı başladı! HİSAR O+ Sisteminin ilk RF (Radyo Frekansı) Arayıcı Başlıklı Test Füzesi atışında hedef imha edildi ve hava savunmamıza yeni bir kabiliyet eklendi” mesajı bu yılın önemli gelişmelerinden biri olarak kabul ediliyor.
Hatırlanacağı üzere HİSAR O+ Hava Savunma Füze Sistemi, 2021’in son günlerinde tüm unsurlarıyla TSK’ya teslim edilmişti. Daha önce Kızıl Ötesi Arayıcı Başlıklı Füze atma kabiliyetine sahip olan sistem, son test atışıyla beraber RF (Radyo Frekansı) Arayıcı Başlıklı Füze atma yeteneğine de ulaşmış oldu.
Peki bu ne anlama geliyor? RF Arayıcı Başlıklı bir Hisar O+ füzesinin ilgili kuvvetlere katkısı ve sahaya yansıması nasıl olacak?
Gelişim süreci durmadan devam ediyor
Savunma Sanayii Araştırmacısı Ahmet Alemdar, HİSAR hava savunma sisteminin kendi içinde olgunlaşan ve yeni kabiliyetler kazanan bir yapıya sahip olduğuna işaret ediyor. İlk başta tespit edilen özelliklere ulaşılmaya çalışılırken bu süreç içerisinde ‘hedef setinin’ de kabiliyetlerinin geliştiğinden bahsediyor. Daha net bir ifadeyle, rakibin de boş durmadığına dikkat çekiyor.
Durum böyleyken geride kalmamak adına geliştirmeler ve yeni kabiliyetler kazanmak gerektiğini belirten Alemdar, Türkiye’nin de böyle bir çalışma yöntemini başarıyla uyguladığına değiniyor.
RF arayıcı başlık eklenmesi ne anlama geliyor?
Ahmet Alemdar, hava savunma füzelerinin hareketli hedeflere karşı hassas vuruş kabiliyetinin geliştirilmesinde arayıcı başlığın kritik önemde olduğu görüşünde.
HİSAR RF füzesinin arayıcı başlık radarının ASELSAN tarafından geliştirildiğini ve seri üretimlerin devam ettiğini söyleyen Alemdar şöyle devam ediyor:
“HİSAR RF füzesi terminal safhaya ulaştığında arayıcı başlığındaki radarı sayesinde diğer platformların hedef aydınlatmasına ihtiyaç duymuyor. RF arayıcı başlık radarıyla hedef tayinini yapıp imha etmek üzere hedefine güdümlenebiliyor.
HİSAR RF’in geliştirilme süreci HİSAR O+ füzesi ile birçok alt sistemin ortak olmasından dolayı oldukça kısa sürede gerçekleşti. HİSAR O+ ile HİSAR RF cephesinden yansıyan görüntülere göre önemli bir yapısal farklılık söz konusu. Özellikle başlık bölgesi ile kanat kontrol ve denge yüzeylerinin yapısı ve konumlandığı bölgede bu durum dikkat çekiyor.
Kanat kontrol yüzeylerinin HİSAR O+ füzesine göre daha yukarıda konumlandığı ve farklı bir yapıya sahip olduğu görülüyor. Denge kanat yüzeyleri ise daha geniş bir yapıda. Ayrıca arayıcı başlık ile patlayıcı bölgesi daha geniş çapa sahip. RF arayıcı başlık yapısından dolayı çapın artmış olması muhtemel. HİSAR RF yapısal olarak Siper Blok-1 füzesi ile önemli ölçüde örtüşüyor.
HİSAR füzeleri halihazırda çift darbe itki sitemi ile terminal safhada enerjisini artırarak hedefine yaklaşıyor.”
Deniz Kuvvetleri için de son derece önemli bir gelişme
Türkiye’nin doğrudan ya da örtülü ambargolara maruz kaldığı artık herkesin bildiği bir konu. ABD'nin Mk41 ve Deniz Serçesi adıyla bilinen hava savunma sisteminde ambargosu mevcut. İ Sınıfı Firkateynler için de talebimize henüz cevap verilmediğini biliyoruz.
Alemdar, söz konusu gelişmeyi bir de bu penceren yorumluyor ve “HİSAR O+ halihazırda Kara Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde kullanılıyor. Bu sistemin RF arayıcı başlıklı versiyonunun özellikle Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından tercih edilmesini bekliyorum. Ayrıca Hava Kuvvetlerinin de bahsi geçen versiyonunu kullanması sürpriz olmaz” yorumunda bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul fırkateyninin suya iniş töreninde Milli Dikey Atım Sistemi ile yerli füzenin bu platformda kullanılacağını açıklamasını anımsatan Alemdar, devam ediyor:
“Türk Deniz Kuvvetleri’nin teslim edilmesi planlanan İ sınıfı fırkateynlerde HİSAR RF sistemi yine yerli dikey atım sistemi ile konuşlandırılabilecek. RF arayıcı başlık hava şartlarından daha az etkileniyor. Böylece olumsuz hava koşullarında dahi hedef tespitini yüksek doğrulukta gerçekleştirebiliyor. Tüm bu kazanımlar hem deniz hem hava kuvvetleri tarafından sisteme daha sıcak bakılmasını sağlıyor.
Hava savunma sistemlerinde arayıcı başlık kritik önem sahip. Bu noktada dışa bağımlılık bazı konularda ürettiğiniz çözümlere engel olabiliyor. Bu nedenle olabildiğince bağımsız olmak gerekiyor.
Türk hava savunma füze sistemlerine yurt dışından yoğun ilgi mevcut. Sistemlerdeki kritik teknolojilerde dışarıya bağımlı olunması durumunda mevcut ve potansiyel ihracat faaliyetleri büyük risk altında icra edilecekti. Belki de olumsuz sonuçlanacaktı. HİSAR RF füzesinde kullanılan ve ASELSAN tarafından geliştirilen aktif radar arayıcı başlığın aynı zamanda TÜBİTAK SAGE tarafından yürütülen GÖKTUĞ hava-hava füzesi ailesinde de kullanılması bekleniyor. Alt sistem bazındaki kabiliyet kazanımları farklı ürünlerde kullanılabiliyor. Ki bu da son derece kritik bir kazanım aslında.”
İhraç ettiğimiz deniz unsurları için çok değerli bir gelişme
Ahmet Alemdar ile sohbetimizin sonunda sürecin muhtemel ‘ihracat’ tarafına da kısaca değinmek istiyoruz.
Deniz platformlarında hava savunma füze sistemlerinin stratejik bir yeri olduğu bilgisiyle giriyor konuya. Türkiye’nin gemi inşa ve modernizasyon projelerinde HİSAR RF gibi ailenin diğer hava savunma füzelerinin önemli kazanımlar sunacağından bahsederek, “HİSAR sistemi ile 'İ' sınıfı fırkateynlerde yerlilik artacak, Türk Donanma unsurlarının hava savunması yerli ve milli sistemlerimize emanet edilecek. Ayrıca bu gelişme ihracat noktasında önemli avantajlar sağlayacak. Yurt dışına komple hava savunma füze sistemi olarak ihraç edilebileceği gibi Pakistan için üretilen gemilere ve diğer projelere de hava savunma füze çözümü olabilir. Böylece Türk savunma sanayii ekosisteminin pazardaki katkı payını artmasına da katkı sağlayacak” diye sözlerini tamamlıyor.