Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, İstanbul'da AK Parti Kağıthane İlçe Teşkilatı tarafından düzenlenen programda Gümüşhaneli sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldi.
Burada bir konuşma yapan Işık, 16 Nisan'da yapılacak halk oylamasının, Türkiye açısından önemine değinerek, "Bir gövde iki baş ancak masallarda olur, gerçek hayatta olmaz. Türkiye, bir an evvel bu çift başlılığı ortadan kaldırmalıdır. 'Evet' dersek Türkiye ne kazacak? Bu çift başlılık ortadan kalkacak. Cumhurbaşkanı ile başbakanlık makamı birleşecek. Artık, istikrar sandıkta sağlanacak. Akşam sandıklar açıldığında hükümeti kimin kuracağı belli olacak." diye konuştu.
Bakan Işık, konuşmasının ardından salondaki vatandaşların sorularını cevapladı.
Türkiye'nin Rakka operasyonuna katılmak için, terör örgütü PYD'nin olmamasını ön şart olarak koştuğunun altını çizen Bakan Işık, "Türkiye ile ABD arasında bu konudaki görüşmeler devam ediyor. Görüşmelerdeki ilerlemelere bağlı olarak Türkiye Rakka'ya ya gider ya gitmez." ifadelerini kullandı.
"İlk defa bu kış dağları onlara bırakmadık"
Türkiye'nin savunma sanayiinde yerli üretim silahlarla terör örgütüne ağır kayıplar verdirdiğinin altını çizen Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:
"PKK'nın beli kırıldı. Son 1,5 senede 9 bin 700'ün üzerinde PKK'lı terörist etkisiz hale getirildi. Bunlar bu silahlar kullanılmasa başarılabilir miydi? 35 senedir biz, yazın terörle mücadele edip, kışın dağları onlara bırakıyorduk. İlk defa bu kış dağları onlara bırakmadık. Gece gündüz, eksi 40 derecede operasyonlarımızı sürdürdük. Hamdolsun, terör örgütü kıpırdayamayacak hale geldi. Önceden gelir, karakolları basarlardı, askerlerimizi şehit ederlerdi. Şimdi yapabildikleri sadece haince, yollara el yapımı patlayıcı tuzaklamak, patlatmak. Şimdi onu engellemek için de çok yoğun çalışıyoruz. İnşallah o tedbiri de yakında geliştireceğiz."
"Füze ve hava rampası sistemlerini geliştirmeye başladık"
Bakan Işık, Türkiye'nin savunma sanayiinde geldiği noktayı özetleyerek, "Savunma sanayiinde kendi gemilerimizi üretmekten, ihraç eder hale geldik. En önemlisi gemilerin üzerindeki silahların çok büyük bir kısmı, yerli üretim. ASELSAN, ROKETSAN ve yerli firmalarımız üretiyor. Şu anda yerli uçak ve helikopter motorumuzu geliştiriyoruz. İnşallah yerli muharebe uçağımızı 2023'e kadar seri üretime geçireceğiz. Artık kendi füze ve hava rampası sistemlerini geliştirmeye başladık. Bütün bu gelişmeler, birilerinin uykusunu kaçırır mı, rahatsız eder mi, 'Türkiye'ye karşı tedbir almak gerekir' dedirtir mi? Bunun için en iyi tedbir, Türkiye'yi kendi içinde kavga ettirir durursunuz." görüşünü dile getirdi.
"Türkiye 14 yıldır istikrarı sağlamamış olmasaydı bu dediklerimin hangi birini yapabilirdik?" diye soran Bakan Işık, "Susuz kalırız ama hürriyetsiz kalamayız. Bu topraklarda, hür ve bağımsız kalmanın yolu da güçlü bir ordu, güçlü bir ekonomi ve güçlü bir demokrasidir. Bunun için gece gündüz çalışmaya devam ediyoruz. Konya'da yerli muharebe uçağı HÜRKUŞ'un ilk silahlı uçuş denemelerine katılacağım." dedi.
Gümüşhane'ye havaalanı müjdesi
Bakan Işık, Gümüşhane'nin Salyazı mevkisinde yapılacak havaalanı çalışmalarının başladığı müjdesini de vererek, şunları söyledi:
"Teknik çalışmalar, karların erimesinden sonra başlayacak. Ardından ihaleye çıkılacak. 50 metre genişliğinde 3 bin metre uzunluğunda büyük gövdeli uçakların dahi kullanabileceği bir havaalanı Salyazı'ya yapılacak. Hem Gümüşhane, hem Erzincan hatta Erzurum, Trabzon'un bile kullanabileceği bir havaalanı olacak."
"Kerkük'teki Türkmenlerin, soydaşlarımızın hak ve hukuklarını korumak hem Türkiye'nin görevi ve hakkıdır."
Bir soru üzerine Bakan Işık, Kerkük'te yaşanan bayrak krizine de değinerek, konuşmasına şöyle devam etti:
"Şu anda Irak'ın o bölgesinde, filli bir devlet otoritesi yok. Kim ne kaparsa, elinde kalıyor. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi de hamle yapıp Kerkük'ü kendine katmak istedi ama Türkiye olarak biz bunu açık kaynaklarla, hem de diplomatik yollarla 'böyle bir yanlışı yapmayın' dedik. İşler, orada belli bir süre sonra normale dönecek. Türkiye'nin, orada bir oldu bittiye müsaade etmesi, kesinlikle mümkün değil. Oradaki Türkmenlerin, soydaşlarımızın hak ve hukuklarını korumak hem Türkiye'nin görevi ve hakkıdır. Bunu kullanmaktan da Türkiye hiçbir zaman çekinmez."
Program, hatıra fotoğrafı çekilmesiyle son buldu. AA