Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Anayasa değişiklik paketi, denge ve fren mekanizmalarını güçlendirecektir. Teklif edilen değişikliklerle Meclise tarihinde ilk kez bugüne dek sadece vatana ihanetle yargılanabilen cumhurbaşkanları hakkında soruşturma açma yetkisi veriliyor." ifadesini kullandı.
Kalın, CNN International web sitesi için kaleme aldığı ve 16 Nisan'da yapılacak halk oylamasını değerlendirdiği makalesinde, sandıktan "evet" çıkmasının milletin ve Türkiye'nin gerçek dostlarının çıkarına olduğunu belirtti. Makalede, Türkiye'de 16 Nisan Pazar günü cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini içeren 18 maddelik anayasa değişikliği paketi hakkında bir referandum düzenleneceğini ifade eden Kalın, son aylarda teklif edilen değişiklikler hakkında birçok iddianın ortaya atıldığını anımsattı.
"Demokrasimiz daha dayanıklı hale gelecek"
Kalın, reformların "tek adam rejimine yol açacağını, denge ve fren mekanizmalarının zayıflatıldığını" ortaya atanların olduğunu, hatta "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hali hazırda sahip olduğu bazı yetkileri elde etmek için anayasayı değiştirmek istediği"nin söylendiğine işaret etti.
İddiaların aksine, anayasa değişikliği paketinin Türkiye için doğru yönde atılmış bir adım olacağını vurgulayan Kalın, "Demokrasimiz daha dayanıklı hale gelecek, ekonomimiz güçlenecek ve güçler ayrılığı kuvvetlendirilerek denge ve fren mekanizmaları desteklenecektir. Türkiye'de 1960'tan itibaren en az dört hükümet, askeri darbeler neticesinde görevden ayrılmak zorunda kaldı. Darbecilerin toplumsal talepleri bastırmak için dizayn ettiği parlamenter sistem, on yıllar boyunca kısa ömürlü ve zayıf koalisyon hükümetleri ortaya çıkardı." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan yıllardır anayasa reformunun güçlü bir destekçisi olmuştur. 2007 yılında genel başkanlığını yaptığı AK Parti, bir sivil anayasa taslağı hazırlamış ancak bu konuda adımların atılması mümkün olmamıştır. Aynı yıl düzenlenen bir anayasa referandumu ile cumhuriyet tarihinde ilk kez cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesini sağlayacak değişiklikler yapılmıştır. 2011'de ise Türkiye'nin önde gelen siyasi partileri arasında yeni anayasa konusunda diyalog kurulması amacıyla Mecliste bir komisyon kurulmuş, bu komisyon, 60 madde üzerinde uzlaşı sağladıktan sonra kendini feshetmiştir."
"Yürütme erki cumhurbaşkanının altında toplanacak"
2015'te yeni anayasa çalışmalarının, AK Parti tarafından yeniden başlatılmak istenmişse de bu konuda ilerleme sağlanamadığını aktaran Kalın, makalesinde şu ifadelere yer verdi:
"Son olarak 15 Temmuz darbe girişiminin ardından MHP yönetimi, mevcut parlamenter sistemin yapısal sorunlarının giderilmesi amacıyla AK Parti'nin anayasa değişikliği paketine destek vereceğini duyurdu. 16 Nisan Pazar günü sandıktan 'evet' çıkması durumunda on yıldır devam eden bu tartışma önemli reformlarla çözüme kavuşacak. Anayasa değişiklik paketinin kabulü halinde başbakanlık kaldırılarak, yürütme erki cumhurbaşkanının altında toplanacak. Türkiye'de cumhurbaşkanları seçilmek için halkın çoğunluğunun oyunu almak zorunda olduklarından, yeni sistemle zayıf koalisyon hükümetlerinin teşkil ettiği riskler otomatik olarak ortadan kalkacak."
İbrahim Kalın, İtalya'nın 2015'te koalisyon hükümetlerine son vermek için seçim kanununu değiştirdiği hatırlandığında, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının benzer bir adım atarak, mevcut sistemin yapısal sorunlarını gidermek istemesinin ne kadar makul bir talep olduğunun anlaşılacağını belirtti.
"Türkiye'nin istikrarı tüm bölge açısından önemli"
Türkiye'nin istikrarının tüm bölge açısından önemli olduğuna dikkati çeken Kalın, yakın geçmişte Avrupa'ya yönelik mülteci akınının kontrol altına alınmasından, Suriye'de DEAŞ terör örgütüne darbe vurulmasına ve uluslararası terör tehditleri hakkında ilgili devletlerle istihbarat paylaşımına kadar, birçok alanda Türkiye'nin adım atabilmesi, tek parti hükümetince yönetilmesi ve cumhurbaşkanı ile başbakanın aynı gelenekten gelmesi sayesinde mümkün olduğunun altını çizdi.
"Denge ve fren mekanizmalarını güçlendirecek"
Kalın, eğer referandumdan "evet" çıkarsa, gelecekte tüm hükümetlerin Türkiye'yi etkin şekilde yönetme imkanına kavuşacağını vurguladı.
Makalesinde, anayasa reformunun, Türk ekonomisinin sağlıklı bir şekilde yoluna devam etmesi açısından da önem taşıdığına değinen Kalın, geçmişe bakıldığında ekonominin siyasi istikrar dönemlerinde ciddi başarılar elde ettiğini, koalisyon dönemlerinde ise geriye gittiğinin görülebildiğine işaret etti.
Kalın, tarihsel olarak istikrarlı hükümetlerin krizleri daha etkin şekilde yönetebildiğini, yapısal reformları zamanında hayata geçirebildiğini ve yatırım ortamını iyileştirdiğini belirtti.
İbrahim Kalın, neticede tek parti iktidarları döneminde ekonominin yüzde 5,6 büyürken, genel ortalamanın yüzde 3,4 seviyesinde kaldığını söyledi.
"Meclis, cumhurbaşkanını erken seçime götürebiliyor"
Anayasa değişiklik paketi, denge ve fren mekanizmalarını güçlendirecektir. Teklif edilen değişikliklerle Meclise tarihinde ilk kez bugüne dek sadece vatana ihanetle yargılanabilen cumhurbaşkanları hakkında soruşturma açma yetkisi veriliyor. Ayrıca Meclis, cumhurbaşkanını erken seçime götürebiliyor."
"Cumhurbaşkanının, mahkeme üzerinde kontrol sağlaması mümkün olmayacak"
Paket kapsamında cumhurbaşkanına da kendisini ve Meclisi eş zamanlı olarak seçime götürme yetkisi verilirken, hakkında soruşturma yürütülen cumhurbaşkanının bu yetkiyi kullanma hakkı olmadığını belirten Kalın, parlamentonun, cumhurbaşkanının çıkardığı kararnameleri iptal etmek isterse aynı konuda kanun çıkarabileceği bilgisini de verdi.
Son çare olarak ise yürütme ve yasama arasındaki anlaşmazlıkların çözüm mercisinin millet olacağına işaret eden Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, makalesinde şunları kaydetti:
"Aynı zamanda Anayasa Mahkemesi'nin kanun ve kararnameleri denetleme yetkisi devam ediyor. Anayasa Mahkemesi üyelerinin 12 yıllığına seçilecekleri ve 65 yaşında emekli olacakları düşünüldüğünde, herhangi bir cumhurbaşkanının iki dönem görev yapması durumunda bile mahkeme üzerinde kontrol sağlaması mümkün olmayacak. Aynı şekilde HSYK üyelerinin çoğunluğu da Meclis tarafından belirleniyor. 13 üyenin 4'ü cumhurbaşkanı tarafından atanırken, kalan 7 üye Meclis tarafından belirleniyor. Son olarak Adalet Bakanı ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı doğal üye kabul ediliyor. AA