Türkiye gibi yarım asırdan fazla bir süre savunma sanayii ihtiyaçlarını neredeyse tamamen dışarıdan temin eden bir ülke için oldukça anlamlı bir dönemden geçiyoruz... Özellikle insansız araçlar ve otonom sistemler konusunda son yıllarda gaza biraz daha basan Ankara, ortaya koyduğu platformların bir arada çalışabilmesi noktasında da çok iyi bir sınav veriyor.
Bunun son örneği geçtiğimiz günlerde Mersin’de yaşandı. Test atışına dair önce kısa bir hatırlatma yapalım ve ardından bu görüntülerin bize ne anlattığına geçelim…
Dünyada örneği yok
Test atışında uygulanan senaryo kapsamında, Bayraktar TB2 deniz üzerinde bir hedef tespit etti. Bu bilgi, ASELSAN mühendislerince yerli ve milli imkanlarla geliştirilen İnsansız Deniz Aracı (İDA) Albatros sürüsüne iletildi. Sürüsü diyoruz çünkü söz konusu senaryoda deniz üzerinde 8 ayrı Albatros-S vardı.
Hedef gemiye doğru hareketlenen sürü kendi içerisinde farklı algoritmalarla en doğru seçeneği belirledi. Üzerinde Roketsan tarafından geliştirilen patlayıcı bulunan kamikaze rolündeki Albatros-S’lerden biri gemiye tam ortadan çarptı ve 22 metrelik gemi dakikalar içinde suya gömüldü. Böylelikle dünyada ilk defa İDA-İHA müşterek operasyonu ile İDA sürüsü kamikaze saldırı konsepti gösterilmiş oldu.
Ukrayna’nın SİDA kullanımından çok daha farklı
Söz konusu test atışı aslında yerli ve milli savunma sanayiinde gelinen noktayı, ASELSAN, Roketsan, Baykar başta olmak üzere bu alanda çalışan Türk mühendislerin yetkinliğini, Milli Savunma Bakanlığı ve Savunma Sanayii Başkanlığı olmak üzere kurumlar arası koordinasyonu ve tüm bunların eklenmesiyle ortaya konan ‘bakış açısını’ göstermesi adına dikkate değer.
Burada bir parantez açalım ve patlayıcı yüklü İDA’ların öncelikle Ukrayna’da kullanıldığı yönünde sosyal medyada dolaşan söylemlere değinelim. Ukrayna, patlayıcı yüklü insansız deniz araçları ile Rus gemilerini vurdu. Ancak orada kullanılan insansız deniz aracının, uydu kontrolü üzerinden operatör yönetiminde olduğu bilgisi paylaşılıyor. Yani masa başında hedefi gören, son yönlendirmeyi yapan ve çarpışma kararını veren bir 'insan'dı.
Mersin’deki test atışındaysa, Albatros İDA sürüsü, düşman unsur bilgisi kendilerine geldiğinde tamamen otonom olarak karar aldı, rota çizdi, her bir platform farklı bir yöne dağıldı ve sistem kendisine verilen görev için en uygun pozisyona geçti.
Bu tür sistemlere gemilerin yanıt vermesi çok zor
Ukrayna-Rusya savaşından alınan derslerden biri de hiç şüphesiz kamikaze insansız deniz araçlarının nasıl birer asimetrik tehdit olabildiği meselesiydi. Rusya’nın yüz milyonlarca dolarlık gemilerinin oldukça ucuz, basit ve hızla üretebilen kamikaze İDA’larla oyun dışı bırakılabilmesi, gemilerin yumuşak karnının ne olduğu bir kez daha gösterdi.
Karadeniz’deki saldırılarda genellikle tek kamikaze İDA gördük. Her ne kadar tespiti zor olsa da tek bir kamikaze İDA’nın imhası için farklı seçenekler var. Kısa menzilli güdümlü füzeden tutun da diğer gelişmiş seçeneklere kadar gemi personelinin eli bu anlamda dolu.
Hedef geminin üzerine onlarca kamikaze İDA gönderilebiliyor
Peki, geminize bir değil de sürü halinde insansız deniz aracı yaklaşırsa durum nasıl olacak? İşte ASELSAN Albatros’u rakiplerinden ayıran ve onu çok seçkin kılan özelliklerden biri de bu. Türk mühendislerin geliştirdiği bu sistemle hedef geminin üzerine isterseniz onlarca kamikaze İDA gönderebiliyorsunuz.
Bu ne demek? Sizin gönderdiğiniz platform sayısı artınca geminin savunma sistemindeki silah ve sensörler bir süre sonra doyuma ulaşacak ve İDA'ların bir kısmı geminin katmanlı savunma sistemini aşacak. Zaten o noktadan sonra sizin tek bir İDA’nız dahi geminin ‘hayati’ noktalarından birine çarparak infilak ettiği zaman iş başarıyla tamamlanmış oluyor.
Bir dipnot verelim ve ABD’nin İran insanlı/insansız kamikaze bot tehdidine karşı sistemler geliştirdiğini, o sistemin de aynı anda sadece 3 hedefe angaje olabildiğini anımsatalım.
Türk savunma sanayii geleceği bugünden yakaladı
Mersin’deki testin en kritik noktalarından biri de Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı Bayraktar TB-2’nin operasyonda boy göstermesiydi. Senaryoya göre hedef Bayraktar TB2 tarafından tespit edildi ve insansız deniz araçları o noktaya yönlendirildi. Böylelikle dünyada ilk defa İDA-İHA müşterek operasyonu ile İDA sürüsü kamikaze saldırı konsepti gösterilmiş oldu.
Bu detay bize aslında çok kritik bir mesaj da veriyor… Türk Deniz Kuvvetleri bir niyet ortaya koyuyor ve ‘elimdeki insansız sistemleri harekat alanımda müşterek kullanacağım’ diyor.
Halihazırda Deniz Kuvvetleri aslında su üstü unsurları ve hava platformlarını birlikte kullanıyor. Buna ‘deniz-hava iş birliği’ deniliyor ve eldeki gemilerle deniz karakol uçakları müşterek görev yapıyor.
Mersin’deki test atışı bize bu birlikteliğin gelecek dönemde ‘insansız’ olarak da yapılabileceğini anlatıyor. Türkiye gibi üç tarafı denizlerle çevrili olan, etrafında çok sayıda ada-adacık-kaya parçası bulunan, gerektiğinde Doğu Akdeniz ve Libya’da bayrak gösteren bir ülkenin otonom şekilde insansız araçlarla görev icra edebilmesi aslında çok kritik bir dönüşüme işaret ediyor. Alınacak çok yol olsa da Mersin’deki test atışı Türk savunma sanayii için heyecan verici bir başlangıcın mihenk taşı olarak tarihteki yerini alıyor.