Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İzmir'de Menemen-Aliağa-Çandarlı otoyolu açılışında konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle;
Menemen-Aliağa-Çandarlı Otoyolu'nun ülkemize şehrimize ve tüm insanlığa hayırlı olmasını diliyorum. Türkiye'nin üçüncü büyük şehri olan İzmir aynı zamanda en önemli ticaret merkezlerimizden biri konumundadır.
Bu otoyolunun Çiğli, Harmandalı, Koyundere bölümlerini peyderpey hizmete açmıştık. Bugün Koyundere, Aliağa Çandarlı kısmını da hizmete açacağız. Bu bölgede kuzey-güney istikametinde ortaya çıkan yoğunluk, ister istemez şehir içi trafiğin de sıkışmasına yol açıyordu. Böylece, otoyolumuzun geçtiği tüm güzergahlardaki şehir içi trafiğini de rahatlatıyoruz. Toplam yatırım bedeli 455 milyon euro olan projemiz yol kısmı yanında 14 köprülü kavşağı, bir tüneli, 38 köprüsü ve 8 viyadüğü ile gerçekten İzmir'e yakışır bir eser oldu. İzmir'den yola çıkan bir araç en fazla 40 dakika içerisinde Çandarlı'ya ulaşabilecek.
İzmir'den yola çıkan bir araç, bu otoyol sayesinde en fazla 40 dakika içinde Çandarlı'ya ulaşabilecek. Esasen bu proje, İzmir-Aydın, İzmir-Çeşme ve İzmir Çevreyolu projelerinin devamı niteliğindedir. Ayrıca, bu proje sayesinde, İzmir'e kadar uzanan Bursa-İstanbul otoyolu da daha etkin şekilde kullanılabilecek. Yine bu otoyol, inşası süren İzmir-Ankara ve İzmir-İstanbul hızlı tren projeleri ile diğer raylı sistemleri de destekleyecek. Sadece ülkemizin değil dünyanın en güzel sahil kasabalarına sahip İzmir'in turizm potansiyeli, bu projeyle çok daha üst bir seviyeye çıkacak.
Zamandan, vakitten ve yakıttan sağladığı tasarrufla her ulaşım projesi gibi bu otoyolun ülkemize çok katkısı olacak. 2020 yılı trafik değerlerine göre, bu otoyolun sadece işgücü ve akaryakıt olarak ülkemize katkısı lütfen dikkat, 255 milyon lira olarak hesaplanıyor. İzmir'e bu güzel hizmeti kazandırdığımız günde, bu şehrin milletvekillerinin tamamının aramızda olmasını isterdik. Aynı zamanda İzmir Milletvekili olan Sayın Kılıçdaroğlu'na da Meclis'teki Grup kürsümüzden bu çağrıyı yaptım. Aranızda mı yoksa da ben göremiyorum. Maalesef aramızda yok. Halbuki biz, İzmir'in ve İzmirlilerin hayrına olan her durumda, her mutlu günlerinde yanlarında olmaya özel ehemmiyet veriyoruz. Bu ülkenin 83 milyon vatandaşının Cumhurbaşkanı olarak, herkes gibi İzmirlilerin de hizmetindeyiz. İnşallah önümüzdeki dönemde, bu anlayışla İzmir'i çok daha büyük projelerle donatmayı sürdüreceğiz.
"İzmir'e 2 millet bahçesi kazandırıyoruz"
Türkiye'nin diğer 80 vilayeti gibi son 17 yılda yaptığımız 17 katrilyon lira yatırımla İzmir'in de çehresini değiştirdik. İzmir'e 2 millet bahçesi kazandırıyoruz. İhtiyaç sahibi vatandaşlarımıza bugüne kadar 6 katrilyon lira tutarında sosyal yardım yaptık. Şehrimizde 35'i hastaneden oluşan toplam 110 sağlık tesisini tamamlayıp hizmete sunduk. Kentsel dönüşüm kapsamında 228 milyon lira kira yardımı sağladık.
İstanbul-İzmir Otoyolu ile ortalama 8-9 saat süren İstanbul yolculuğunu 3,5 saate, Bursa'yı 1 saate, Eskişehir'i 2-2,5 saate düşürdük. Manisa yolu üzerindeki Sabuncubeli Tüneli ve bağlantı yollarını, Konak Tünelini hizmetinize sunduk mu? Demiryollarında, 27 kilometrelik Kemalpaşa demiryolu bağlantısını, 136 kilometrelik Aliağa-Selçuk arasındaki İZBAN'ı şehrimize kazandırdık mı? Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesine demiryolu bağlantı hattını kurduk mu? İzmir-Ankara arasını 3,5 saate düşürecek, İzmir-Ankara Yüksek Hızlı Tren hattının da şu anda yapımı devam ediyor. Halkapınar-Otogar metro hattının etüdünü tamamladık, yakında ihalesine çıkıyoruz. İçinde otoyol ve raylı sistemlerin olduğu İzmir Körfez Geçişi projemizin etüt projesini tamamladık, imar planı çalışmaları sürüyor. Selçuk-Ortaklar arasında yeni bir demiryolu hattı ve ikinci hat yapımının proje çalışmaları tamamlandı. Adnan Menderes Havalimanı'nı baştan aşağı yeniledik.
"46 tarım kooperatif marketini hizmete açacağız"
Tarımda İzmir'e son 17 yılda 4,5 milyar lira hibe desteği verdik. Kırsal kalkınma destekleri kapsamında toplam 23 milyon liralık hibe ödemesi gerçekleştirdik. Organize Sera Bölgesi ile toplam 1 milyar liralık yatırım yapıyoruz. 46 tarım kooperatif marketini hizmete açacağız.
Türkiye'nin terörden ekonomiye kadar geniş bir alanda verdiği mücadele yeni bir istiklal harbidir. Artık kimse karşınıza dikilip sizinle alenen savaşmıyor. Sinsi yöntemle sürdürülen kuralsız bir savaşla karşı karşıyayız. Milletimiz hamdolsun bu durumun farkında ve tüm gücüyle yanımızda. Türkiye Suriye'de Libya'da, Akdeniz'de kritik bir mücadele verirken bir anda içeride dayanağı olmayan tartışmalar başlatılıyor.
"Hepsinin gerisinde bir senaryo, tuzak vardır"
Ülkemizde Gezi olaylarından beri yaşanan hiçbir hadise kendi tabii mecrasında gelişerek ortaya çıkmamıştır, hepsinin gerisinde bir senaryo, bir tuzak, bir taktik vardır. Bugün de benzer bir tabloyla karşı karşıyayız. Türkiye Suriye'de, Libya'da, Akdeniz'de gerçekten kritik bir mücadele verirken, bir anda içerde hiçbir dayanağı olmayan tartışmaların başlatıldığını görüyoruz.
"Boş tartışmalarla geçirecek tek bir anımız bile yoktur"
Bu tartışmaların amacı ülkemizin demokratik, ekonomik ve güvenlik konularına katkıda bulunmak için değildir. Bu oyunlara gelmeyeceğiz. Boş tartışmalarla geçirecek tek bir anımız bile yoktur. Ortaya atılan iftiralara gereken cevabı verirken asıl işimize de dört elle sarılacağız. İzmir'deki şu güzel manzaranın bize verdiği mutluluğu hiçbir polemiğe değişmeyiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Suriye’de, Libya’da, Akdeniz’de kritik bir mücadele verirken bir anda içeride dayanaksız tartışmaların başlatıldığını görüyoruz. Bu oyunlara gelmeyeceğiz, boş tartışmalarla geçirecek tek bir anımız bile yok.https://t.co/ATuR2Yalnq pic.twitter.com/2ECQVcvMWH
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) February 22, 2020
Varsa bizimle eser konusunda, proje konusunda, icraat konusunda yarışacak birileri, buyursun çıksın karşımıza hodri meydan diyoruz. Ama ömrü boyunca ortaya tek bir eser koyamadıkları halde sadece ve sadece dedikoduyla, iftirayla, yalanla, hakaretle varlık gösterenlere de meydanı boş bırakmayacağız. Zaten meydanda siz varsınız. Hem onların ağızlarının payını vereceğiz hem de yatırımlara son sürat devam edeceğiz.
"Ülke ve millet olarak yeni bir istiklal mücadelesi veriyoruz"
Türkiye'nin Suriye ve Libya politikaları ne bir maceradır ne de keyfekeder bir iştir. Ülke ve millet olarak yeni bir istiklal mücadelesi veriyoruz. Gerekirse tek başımıza adımlar atarak ülkemizi doğru hedeflerine götürmeye çalışıyoruz. Yürüttüğümüz mücadelelerde hem siyasi diplomatik hem de askeri gücümüzü en üst düzeyde kullanıyoruz. Masada ve sahada olayların gidişhatını değiştirebilmek için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Şöyle bir geriye dönüp baktığımızda bugün sıkıntı yaşadığımız yerlerin geçmişte gerektiği gibi dik durulmadığından kaynaklandığını görüyoruz.
"Biz beş yüz yıl önce oradaydık bugün de oradayız"
Şu gerçeği aklımızdan çıkarmayacağız, hatırlayın bay Kemal ne dedi? Doğu Akdeniz'de tüm ülkeler var. Amerika, Fransa, İngiltere, hepsi var, sadece Türkiye yok" dediğini hatırlatan Erdoğan, "Bay Kemal'i tanıyorsunuz değil mi? Zaten her zaman böyle konuşmuyor mu? 'Sadece Türkiye yok' dedi. Biz orada sondaj gemilerimizle vardık, sismik araştırma gemilerimizle vardık. Bay Kemal, sen bunları söylediğin zaman iki sondaj gemimiz vardı. Şimdi üçüncüyü de aldık, haberin olsun. İki de sismik araştırma gemimiz var. Bay Kemal, şunu da bil; Biz Doğu Akdeniz'de sadece bu sondaj gemilerimizle, sadece sismik araştırma gemilerimizle değil, onların yanında fırkateynlerimizle beraber varız, uçaklarımızla varız, hepsi ile birlikte oralardayız. Biz 500 yıl önce oradaydık, bugün de oradayız. Biz Libya'nın meşru Başbakanı ile masaya oturduk imzaları attık.
Deniz hukukundan anlamayan, uluslararası hukuktan anlamayan, bu noktada akıl hocaları ne yazık ki olmayan... Akıl hocası karga olanın akıbeti ne olur? Bunların durumu bu. Şu anda biz neredeyiz? Gayrimeşru Hafter'e, ücretli, lejyoner Hafter'e karşı biz yönetici kahraman askerlerimiz ve Suriye Milli Ordusu'ndan ekiplerimizle beraber oradayız ve mücadeleyi orada sürdürüyorlar. Tabii birkaç şehidimiz var ama şunu da söyleyeyim ki o birkaç şehidimizin karşılığında da 100'e yakın orada, o lejyonerlerden etkisiz hale getirdik. Şunu hiçbir zaman unutmayacağız, şehitler tepesi boş kalmayacak. Bugün Suriye'de, Libya'da, Akdeniz'de ve genel olarak bölgemizde vermekten kaçındığımız her mücadele, yarın bize daha ağır bir faturayla geri döner. Milli birliğimizi ve bekamızı hedef alan tehditlerin, kendi vatanımızda bize terör, siyasi ve ekonomik sıkıntı, istikrarsızlık olarak dönmemesi için bu mücadeleyi vermek zorundayız.
Türkiye'nin içinden geçtiği bu tarihi süreçte kat ettiğimiz her mesafe geleceğimize daha güvenle bakabilmemizi sağlayan bir kazanım demektir. Bunun için önümüzdeki sorun alanlarının hiçbirinde geri adım atmadan başlattığımız çalışmaları mutlaka sürdürecek ve inşallah hedefe ulaşacağız. Durmak yok.
"Yol haritamızı belirledik"
Tabii bu mücadele kolay bir mücadele değil. Şehitler veriyoruz, bedeller ödüyoruz, her gün yeni tuzaklarla karşılaşıyoruz. Sırf ülkemizi müşkül duruma düşürmek için uluslararası teamüllerin, ilkelerin, hukukun çiğnenebildiği bir dönemden geçiyoruz ama bunların hiçbiri bizi yolumuzdan alıkoyamaz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Akşam Putin’le, gündüz Macron ve Merkel’le görüşmeleri yaptık. Bütün bu değerlendirmelerden sonra da yol haritamızı belirledik.https://t.co/ATuR2Yalnq pic.twitter.com/LSKKYGaki4
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) February 22, 2020
İşte dün bir taraftan akşam Sayın Putin ile görüştük, gündüz Macron ve Merkel ile görüşmeler yaptık. Bütün bu değerlendirmelerden sonra da yol haritamızı belirledik. Hem bunlarla uğraşacağız, konuşacağız, görüşeceğiz ve masada olduğumuzu da her tarafa duyuracağız. Tıpkı Çanakkale Zaferi ve İstiklal Harbi'nde olduğu gibi küresel güçlerin senaryolarına teslim olmayıp kendi yolumuzu çizmekle tüm mazlumların yüreğinde bir umut çekirdeği filizlendiriyoruz. Bizim başarımızın küresel düzeyde denklemi değiştirecek sonuçlar doğuracağına inanıyorum. Bu büyük sorumluluğun bilinciyle daha çok çalışacak, daha sağlam ve kararlı adımlar atacağız. İnşallah bu millet, kazanacağı başarılar ve zaferlerle bir kez daha tarihin gidişatına yön verecektir, hiç endişeniz olmasın.
Kınık'ta vatandaşlara hitap etti
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Menemen-Aliağa-Çandarlı Otoyolu'nun açılışından sonra Kınık Belediyesini ziyaret etti, kendisini bekleyen vatandaşlara hitap etti.
Erdoğan, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"Perşembe günü 83 milyonun her bir ferdinin iftihar edeceği Millet Kütüphanesi'ni açtık. Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi'ni daha şimdiden Ankara'mızın sembolleri arasına yerleştirdik.
Yargı ve emniyet birimlerimizin tespitine göre, Yalova'ya hizmet olarak verilmesi gereken milyonlarca lira CHP'lilerce talan edildi.
Toplamda 2 bin hane doğal gaz kullanmaya başladı, 18 bin ağacın toprakla buluştuğu projemizin yapımında da sona gelindi. Kapıkaya Barajı ile 32 bin 500 dekar arazi sulanacak."
"Aynı sükunet ortamını İdlib'de de tesis edeceğiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bergama ilçesine ziyarette bulundu. Erdoğan, Menemen-Aliağa-Çandarlı Otoyolu açılış töreni ve Kınık ilçesindeki programının ardından beraberindeki bakanlar ve milletvekilleriyle Bergama'ya geçti.
Erdoğan, Bergama'da yaptığı konuşmada şunları kaydetti:
"Bundan 40 yıl önce nasıl bir Türkiye vardı, şimdi nasıl bir Türkiye var görüyorsunuz. Sözü dinlenen, itibar gören, her adımı dikkatle izlenen bir ülke haline geldik. İnsansız hava aracı için Amerika'ya 'bize insansız hava aracı verin' dediğimizde Kongre'den geçiremedik dediler. Savunma sanayiinde yılda 3-4 milyar dolar ihracat yapıyoruz. Artık tankımızı da zırhlı taşıyıcımızı da üretiyoruz. Yakında Akıncı da devreye giriyor. Bunlarla beraber Cudi'de, Gabar'da bu teröristleri inlerine tıkıyoruz.
Ekonomiyle ilgili kararlarımızı alırken de terörle mücadele ederken de kimseden icazet almıyoruz. Ülkemizin menfaati neyi gerektiriyorsa onu yapıyoruz, bölücü terör örgütüne tarihinin en ağır darbesini indirdik. Suriye ve Irak'ta terör örgütünü hezimete uğrattık. Suriye'de bir dönem PKK'lı canilerin cirit attığı bölgelerde şimdi huzur ve barış var. İnşallah aynı sükunet ortamını İdlib'de de tesis edeceğiz."
İdlib için dörtlü zirve
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdlib için Putin, Macron ve Merkel ile 5 Mart'ta bir araya geleceklerini açıklayarak, şöyle konuştu:
"Bundan sonraki süreçte 5 Mart'ta tekrar bir araya geleceğiz, tekrar bu konuları konuşacağız. İnşallah bu meselede de ülkemizin ve Suriyeli kardeşlerimizin çıkarlarına en uygun neticeyi elde edeceğiz."
[İdlib için dörtlü zirve] Cumhurbaşkanı Erdoğan: Putin, Macron ve Merkel ile 5 Mart’ta bir araya geleceğiz.https://t.co/p6zUHOyz4X pic.twitter.com/EZRhsIZxgH
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) February 22, 2020
Erdoğan, "İdlib meselesi en az Afrin kadar, Barış Pınarı bölgesi kadar önemlidir. Bu konudaki kararlılığımızı dün Sayın Putin'e de açıkça ifade ettim" dedi.
Altun: Sınırlarımızda büyüyen bir tehlikeyle karşı karşıyayız
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde İdlib'le ilgili endişelerini dile getirdiğini aktardı.
Rusya'nın Esed rejimine verdiği desteğin zaten içler acısı halde olan insani krizin daha da kötüye gitmesine neden olduğunu bildiren Altun, "Sınırlarımızda bir milyon mülteciyle ve güvenliğimiz açısından giderek büyüyen bir tehlikeyle karşı karşıya bulunmaktayız." değerlendirmesini yaptı.
"Hiç kimse bizim kararlılığımızı sınamasın"
Altun, Soçi'de Rusya ile bir anlaşma yapıldığını ve bu anlaşmanın gerekliliklerini yerine getirmeye çalıştıklarını belirttiği açıklamasında, şu ifadelere yer verdi:
"Bütün tarafların sözlerini tutacağını ve istikrarı sağlamaya çalışacağını ümit ediyoruz. Bununla birlikte kuvvetlerimizi herhangi bir tehdit karşısında korumaktan da çekinmeyeceğiz. Hiç kimse bizim kararlılığımızı sınamasın. Esed rejiminin korkunç eylemleri, masumların hayatlarını kaybetmesi ve bölgemizin istikrarsızlaşmasıyla sonuçlanıyor. Sabrımız çoktan taştı ama Rusya'nın iş birliğine güveniyoruz. Yine de ulusal güvenliğimizi korumanın yollarını aramaktan geri durmayacağız. Milyonlarca masum Suriyelinin yerlerinden edilmesini hiçbir gerekçe meşru kılamaz."
Türkiye'nin bölgedeki terör gruplarıyla kararlı bir şekilde savaştığını vurgulayan İletişim Başkanı Altun, şunları kaydetti:
"Rusya, rejimin terör gruplarını etnik temizlik bahanesi olarak kullanmasına izin vermemelidir. Rejimin korkak güçleri Suriye halkı için ateşkes ve güvenlik sağlamaya çalışan cesur askerlerimize saldırılarını sürdürmektedir. Kendi halkına karşı suç işleyen bu kana susamış rejimi savunanlar bir kez daha düşünmelidir. Hiçbir şey bizi caydıramaz!"