Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Türkiye'yi temsil ettiği toplantı sonunda yayımlanan sonuç bildirgesinde, "Filistin meselesinin ve Doğu Kudüs'ün, tüm Müslümanların merkezinde olduğu" bir kez daha teyit edildi.
Bildirgede, İsrail'in, işgal altındaki Filistin topraklarının bazı bölgelerini ilhak etme yönündeki tehlikeli niyetine ve işgal gücüne karşı uyarıda bulunuldu.
"BM kararları açıkça ihlal edildi"
İsrail yönetiminin, işgal altındaki Batı Şeria'da yer alan yasa dışı Yahudi yerleşim birimleri ve Ürdün Vadisi'ni ilhak planına dikkat çekilen bildirgede, Filistin halkının tarihi, yasal ve siyasi haklarına şiddetle saldırıldığı, uluslararası hukuk ilke ve standartlarının, Birleşmiş Milletler (BM) Şartı'nın ve ilgili BM kararlarının açıkça ihlal edildiği vurgulandı.
İİT Bildirgesinde, "İsrail işgal hükümeti, Filistin Devleti'nin işgal altındaki topraklarındaki sömürgeci politikalarının sonuçlarından tamamen sorumludur." ifadesi yer aldı.
İsrail'in işgalci, tehlikeli ve saldırgan tehdidine karşı güçlü bir şekilde yanıt verileceği vurgulanan bildirgede, bu yönde tüm siyasi, yasal ve diplomatik adımların atılacağı ve önlemlerin alınacağı, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve Genel Kurulu ile uluslararası mahkemeler ve diğer uluslararası kurum ve kuruluşlar nezdinde bu yönde harekete geçileceği belirtildi.
"Destekleyen ve bunlarla ilişkisi olan tüm tarafları kınıyoruz"
İİT Bildirgesinde, "Bu düşmanca adımları herhangi bir şekilde veya biçimde destekleyen ve bunlarla ilişkisi olan tüm tarafları kınıyoruz." ifadesine yer verildi.
Filistin Devleti'nin 1967'den bu yana işgal edilen tüm Filistin topraklarındaki egemenlik hakkına dikkat çekilen bildirgede, şunlar kaydedildi:
"BM Güvenlik Konseyini Filistin halkının devredilemez haklarını geri kazanmasını sağlamak için yasal sorumluluğunu yerine getirmeye çağırıyor, BM'nin, Filistin sorunu tüm yönleriyle çözülene kadar bu konuda taşıdığı tarihi ve yasal sorumluluğun altını çiziyoruz."
Bildirgede, uluslararası topluma, İsrail'in işgal ve sömürgeci politikalarına karşı durma ve işgal altındaki Filistin topraklarındaki yasa dışı yerleşimlerini tanımama çağrısında bulunuldu.
İİT Bildirgesinde, "ABD yönetiminin halihazırdaki planı dahil, Filistin halkının 1967'den bu yana işgal edilen Filistin Devleti topraklarındaki bağımsızlık, özgürlük ve egemenlik hakkına saygı göstermeyen her türlü teklifi reddediyoruz." değerlendirmesi yer aldı.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın BM Güvenlik Konseyine 20 Şubat 2018'de sunduğu uluslararası barış konferansı çağrısıyla yaptığı girişimin desteklendiği vurgulanan bildirgede, ABD, Rusya, Avrupa Birliği (AB) ve BM'nin oluşturduğu Orta Doğu Dörtlüsü'ne (Quartet) de barış ve iki devletli çözüm ihtimalini korumak için acil toplantı düzenleme çağrısı yaptı.
Bildirgede, İİT'ye üye devletler İsrail tehdidine karşı siyasi, yasal ve ekonomik tedbirler almaya çağrılırken, diğer tüm devletler de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) riskinden korunmaları için özellikle hasta, yaşlı, çocuk ve kadınlar başta olmak üzere Filistinli mahkumları serbest bırakması yönünde İsrail'i baskı altına almaya davet edildi.
İsrail'in Batı Şeria'daki bölgeleri "ilhak" planı
ABD Başkanı Donald Trump'ın, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile 28 Ocak'ta Beyaz Saray'da düzenlediği basın toplantısında açıkladığı sözde Orta Doğu barış planında, Batı Şeria'daki yasa dışı Yahudi ye rleşim yerlerinin "İsrail'in toprağı" olarak kabul edilmesi ve Tel Aviv yönetiminin Filistin'e ait Ürdün Vadisi üzerindeki hakimiyetini sürdürmesi maddeleri yer alıyordu.
ABD ve İsrailli yetkililerden oluşan ortak komisyon, sözde barış planının ardından söz konusu bölgelerin "ilhakı" için Batı Şeria'da haritalandırma sürecine başlamıştı.
Netanyahu ile Mavi-Beyaz İttifakı lideri Benny Gantz'ın imzaladığı koalisyon anlaşmasına göre, İsrail Başbakanı 1 Temmuz'dan itibaren Batı Şeria'daki yasa dışı Yahudi yerleşim birimleri ve Ürdün Vadisi'nin "ilhakını" kabine veya meclisin onayına sunabilecek.