Türkiye’nin hava savunma sistemlerinde maalesef çok uzun yıllardır dışa bağımlığı olduğu herkesin bildiği bir gerçek… Öyle ki, Ankara’nın en ihtiyaç duyduğu anlarda dahi müttefiklerinin ülkemizde bulunan savunma sistemlerini geri çektiği dönemleri dahi gördük.
Yerli/milli savunma sanayiinin kendi ayakları üzerinde durmaya başladığı ilk dönemlerden bu yana Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en çok talep ettiği ürün ailesinden biri de hava savunma sistemleriydi. İlgili kurumların attığı adımların ardından bugün ülkemizde alçak hava savunmadan başlayacak şekilde kademeli olarak yüksek ve uzun menzilli hava savunma ürünlerine kadar farklı ihtiyaçların geliştirildiğine şahitlik ediyoruz.
HİSAR ve Siper füze ailesinden müjdeler ayrı ayrı geldi
Geçtiğimiz günlerde art arda açıklanan iki gelişme bu alandaki ilerlemenin hızla devam ettiğini gösteriyor.
İlk haber Hisar füze ailesinden geldi. HİSAR O+ olarak kodlanan Orta İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi projesi kapsamında geliştirilen Radyo Frekans (RF) Arayıcı Başlıklı HİSAR O+ Füzesi’nin saha testleri başarıyla tamamlandı.
Hemen ertesi gün ise bu kez Siper füze ailesinden müjde verildi. Siper-2 füzesinin ilk kez ateşlendiği ana dair test görüntüleri kamuoyuyla paylaşıldı.
Her ne kadar farklı füzeler üzerinden ilerlemiş görünse de bu iki gelişmeyi aslında aynı temel hedef doğrultusunda dönülmüş kritik bir viraj olarak değerlendirmek yanlış olmaz. Hem bu açıklamaların ne anlama geldiğini hem de yakın gelecekte bu alanda duymamız muhtemel kimi gelişmeleri Savunma Sanayii Araştırmacısı Ahmet Alemdar ile konuştuk.
Hedefe kendi başına güdümleniyor
TSK envanterinde hem HİSAR A+ hem de HİSAR O+ hava savunma füze sistemleri mevcut olduğunu belirtiyor Alemdar ve bu sistemlerde kullanılan füzelerde soğutmalı Kızıl Ötesi Arayıcı Başlık (IIR) kabiliyeti mevcut olduğu bilgisini paylaşıyor.
Saha test kampanyaları tamamlanan HİSAR RF (Radyo Frekans) füzesinin ise terminal safhaya ulaştığında artık hedef aydınlatmasına ihtiyaç duymadığının altını çiziyor. Füze, kendi RF arayıcı başlığındaki radarı sayesinde hedef tayinini yapıp imha etmek üzere hedefine güdümleniyor.
Test videosunda kritik detaylar var
Başlıktaki değişimin saha için önemli olduğunu anlatırken bir yandan da test atışındaki videoya atıfta bulunuyor Alemdar…
Videoda iki kritik test olduğundan bahsediyor ve “Birisi yakın menzil ve düşük irtifa diğeri ise uzak menzil ve yüksek irtifadaki yüksek hızlı hedeflerdi. Yüksek hızlı hedefe karşı yakın menzil ve düşük irtifa testinde öne çıkan husus füzenin manevra kabiliyetiydi. Yani füze ateşlendikten sonra yüksek bir basınca karşı mukavemet gösterip manevra yaparak hedefini vuruyor. Yüksek hızlı hedefe karşı uzak menzil ve yüksek irtifada ise ‘dual puse’ çift darbe motorunun devreye girdiğini ve füzenin yeniden itki kazanarak terminal safhada hedefini başarıyla vurduğunu gördük. Kısaca RF arayıcı başlık sayesinde füze hedefini takip ederken çeşitli manevraları başarıyla gerçekleştiriyor ve hedefini kaçırmıyor” bilgisini paylaşıyor.
HİSAR’a RF başlığının gelmesiyle birlikte söz konusu füzenin Deniz Kuvvetleri için de biçilmiş kaftan olduğunu kaydediyor Alemdar. Bu füzenin ilk olarak İ sınıfı fırkateynlerde kullanılmasına yönelik çalışmaların devam ettiğini söylüyor.
Çok kritik bir alanda dışa bağımlılık sona eriyor
Ahmet Alemdar, RF arayıcı başlığa sahip bir füzenin diğer başlıklara sahip füzelere oranla hem yoğun elektronik harp tedbirlerine hem de kötü hava şartlarına karşı çok daha avantajlı olduğunu sözlerine ekliyor ve zorlu şartlarda dahi hedef tespitini yüksek doğrulukta gerçekleştirebildiğinin altını çiziyor.
Hava savunma füze sistemlerinde arayıcı başlık meselesinde dışa bağımlılığın asla kabul edilemeyecek kritik bir husus olduğundan da bahsediyor Alemdar ve “Bu yüzden HİSAR RF füzesinde kullanılan aktif radar arayıcı başlığı da ASELSAN geliştirdi ve seri üretimine devam ediyor” diyor.
Siper 2 ile Türkiye tamamen sıfırdan bir füze geliştirdi
Ahmet Alemdar ile Siper-2 atışını da konuşuyoruz… Proje kapsamında bugüne kadar ‘Siper Ürün 0 / 1 ve 2 şeklinde’ üç farklı füze görmüştük.
Siper Ürün-0 füzesi HİSAR O+ füzesine booster yani ek motor eklenerek geliştirildi. Siper Ürün-1 ise Ürün-0’dan farklı olarak RF arayıcı başlığa sahipti. Temelde bu iki füze de HİSAR O+ hava savunma füzesi üzerinden geliştirilmiş farklı kabiliyetleri olan çözümlerdi. Siper-2 ise tamamen sıfırdan tasarlanmış yeni bir ürün.
Türkiye’nin envanterinde halihazırda S-400 bataryalarını saymazsak uzun menzilli önleme kabiliyetine sahip modern hava savunma sistemleri olmadığının altını çiziyor Alemdar. “NATO bağlamında Adana’da Patriot bataryası var ancak bizim değil” dedikten sonra Türkiye’nin sınırlarının ötesinden gelebilecek hava ve füze tehditlerine karşın çok öncelikli bir hava savunma şemsiyesine ihtiyacı olduğunun altını çiziyor.
Tehditler değiştikçe Siper de gelişecek
Siper projesinde farklı kabiliyetlerde hava savunma füzeleri ile yüksek irtifa ve uzun menzil hava savunma ihtiyaçlarımızı karşılayacağımızı belirtiyor Ahmet Alemdar ve devam ediyor:
“Siper-2 füzesi ASELSAN, ROKETSAN ve TÜBİTAK SAGE ortaklığında geliştiriliyor. Tamamen sıfırdan geliştirilen Siper-2 füzesi çeşitli yönleriyle Siper-1’den hem farklılık hem de benzerlik gösteriyor. Örneğin Siper-2’de booster yani ek motor yok ama RF arayıcı başlık kullanılacak.
Siper-1 füzesinde önleme menzili 100 km civarında iken Siper-2 füzesinde 140+ km önleme menzili hedeflendi ve paralel olarak önleme irtifasında da artış sağlandı. Siper-2’nin gelecekte ek motorlu versiyonu olursa bu menzil çok daha ilerilere taşınacak.
Dünyada farklı özelliklere sahip hava savunma füze sistemlerine yönelik yoğun talep var. Türk savunma sanayii güvenlik güçlerimizin hava savunma ihtiyaçlarını karşılarken bu pazarda önemli bir aktör olabilir. Bu teknolojik kabiliyete sahibiz ve her geçen gün daha da gelişiyoruz. Gelecekte bu yönde sektörün yurt dışı taleplerine daha fazla cevap verdiğini göreceğiz."