TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı ve Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Türk Delegasyonu Üyesi Ziya Altunyaldız, "İklim Değişikliğinin Cezai ve Hukuki Sorumluluklar Bağlamında Ele Alınması" başlıklı rapor hazırladı. Rapor, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclis'inde kabul edildi.
Raporun iklim değişikliğine sebep olanların yaptırımlar ile cezalandırılması ve iklim değişikliğinin yol açtığı zararların tazmin edilmesi için 47 Avrupa Konseyi üye ülke için tavsiye kararı niteliği bulunuyor.
Kümülatif zarar 8 trilyon dolara ulaşacak
Altunyaldız, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin son dönemde olağanüstü meteorolojik olaylara neden olduğunu, iklim değişikliğinin dünyaya etkilerinin geri dönülemez boyutlara ulaştığını söyledi.
"Şu an dünyamızda iklim değişikliğinin etkilerini derinden hissediyoruz. Her yıl yaklaşık 1,5 trilyon ton buzul eriyor. Şimdiye kadar kaydedilen en sıcak 20 yıl son 22 yıl içerisinde gerçekleşti. İklim değişikliği sebebiyle ortaya çıkan meteorolojik olayların sayısı son 30 yılda dörde katlandı."
Altunyaldız, küresel çevre politikaları ve uygulamalarının bu haliyle devam etmesi durumunda 2050'ye kadar iklim değişikliğinin ortaya çıkardığı kümülatif zararın 8 trilyon dolara ulaşacağını vurguladı.
"Doğayı tahrip edene hesap sorulmalı"
İklim değişikliğinin etkilerinin "geri dönülemez boyutlara" ulaşmadan önce kontrol altına alınması için acil adımlar atılması gerektiğini kaydeden Altunyaldız, uluslararası iş birliği ve hukuki düzenlemeler alanlarında ülkelere büyük rol düştüğünü söyledi.
İklim değişikliğinin zararlarının ortadan kaldırılması için sorumluların tespiti ile cezai ve hukuki sorumluluk hükümleri çerçevesinde karşılık bulmasının büyük önem taşıdığını anlatan Altunyaldız, şunları söyledi:
"Kurucularından biri olduğumuz Avrupa Konseyi’nin çevrenin korunmasını amaçlayan iki uluslararası sözleşmesi bulunuyor. 1998 tarihli Çevrenin Ceza Hukuku Yoluyla Korunmasına İlişkin Sözleşme ile 1993 tarihli Tehlikeli Faaliyetlerden Dolayı Çevreye Verilen Zarar için Hukuki Sorumlulukları düzenleyen Lugano Sözleşmesi. Bu iki uluslararası ve bağlayıcı sözleşme Konsey’e üye ülkelerin bazıları tarafından imzalanmış olsa da onaylama sürecindeki isteksizlik anlaşmaları atıl bir hale düşürmüş durumda. Raporumda Avrupa Konseyi üye ülkelerine bu sözleşmelere yeniden gözden geçirilerek işlevsellik kazandırılmasına, çevre tahribatına yönelik zararlara ilişkin hapis cezasını ve tazminat dahil tahrip edilen çevrenin tamir edilmesini de içeren yaptırımların uygulanmasına çağırıyorum. Ayrıca üye ülkelerce çevre suçlarının tanımlanarak bu suçların faillerine yönelik ağır yaptırımların hayata geçirilmesine yönelik iç yasal düzenlemelerin yapılması ve uygulamaya konulmasına dair çağrıda bulunuyorum. Gezegenimize en çok zararı kim verdiyse raporumda da yer aldığı gibi 'kirleten öder' ilkesiyle iklim değişikliğiyle mücadeleye en büyük katkıyı da onların yapması gerektiğinin altını çiziyorum."
"Yeşil dönüşüme uygun bir şekilde yapısal adımlar atacağız"
Türkiye'nin iklim değişikliğinin etkileriyle mücadelede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde hızlı ve etkili adımlarla dünyaya örnek olduğunu vurgulayan Altunyaldız, "Yeşil dönüşüm süreciyle birlikte ülkemizin önüne gelen fırsatların avantaja çevrilmesi, iklim değişikliğiyle mücadele noktasında tüm dünyaya örnek olmak ve gelecek vizyonumuzu sürdürülebilir kalkınma ilkeleriyle şekillendirmek için önümüzdeki dönemde yeşil dönüşüme uygun bir şekilde yapısal adımlar atacağız" dedi.