TRT World Forum 2020 "Pandemi Sonrası Değişen Dünyada Uluslararası Düzen ve Dinamikler" temasıyla başladı. Çevrim içi gerçekleştirilen forumda konuşan İletişim Başkanı Altun’un gündeminde koronavirüs salgını vardı.
İletişim Başkanı Fahrettin Altun #TRTWorldForum’da konuşuyor. https://t.co/cl4PX04rqt
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) December 1, 2020
Bir virüsün haftalar içinde dünyanın en ücra köşelerine kadar yayılması gibi bir durumun geçmişte hayal bile edilemez olduğunu belirten Altun, “Salgından çıkarılan diğer ders de insanların ve ulusların ‘birlikte’ daha güçlü olduğuydu” dedi.
Konuşmasında Avrupa Birliği ve Türkiye ilişkileri ile Avrupa’da yükselen Müslüman karşıtlığına geniş yer ayıran Altun şu mesajları verdi:
“Ortak dayanışma ve iş birliğimiz, Avrupa’daki nefret ve ayrımcılık çağrılarına karşı koyma noktasında kilit önemdedir. Birliğin, dünyadaki Müslümanlarla bir sorunu olmadığını kanıtlamasının tek yolu, Türkiye’ye saygılı davranmasıdır. Zira dostluğun, riyakârlık ve üstten bakmayla bir arada olamayacağı ortadadır. Türkiye’nin ‘taviz vererek Avrupa’nın dostluğunu kazanması gerektiği’ fikri, hem haksızdır hem de gerçeklikten uzaktır. Bunun yerine, Avrupalı muhataplarımıza, ilişkilerimizi ileriye götürecek tek unsurun ‘diyalog’ olduğunu ifade ediyoruz.”
“ABD, müttefikleriyle gerilen ilişkilerini onarmalı”
Türkiye’nin stratejik ortağı olan ABD’ye bakışının da benzer olduğunu belirten Altun, “Bir NATO müttefiki olan Türkiye son yıllarda ne yazık ki Washington’da benzeri görülmemiş hasmane bir muamele görmektedir. Kendilerine ister PKK ister DEAŞ adını versinler, teröristlere karşı sarsılmaz ve kararlı mücadelemiz anlaşılmaz bir biçimde çarpıtıldı. İşin ilginci, ABD dış politikasının, Amerikan çıkarlarına da hizmet etmeyen bir noktaya gelmiş olmasıdır. ABD’nin, yeni yönetimle birlikte, geleneksel müttefikleriyle gerilen ilişkilerini onarma ve onların hayati çıkarlarına da gereken saygıyı gösterme yoluna gideceğini temenni ediyoruz” görüşlerini dile getirdi.
“Yeni bir dünya düzeni inşa etmeliyiz”
Altun, daha dayanıklı ve temsil kabiliyeti daha yüksek bir dünya düzeninin ancak saygı temelinde kurulabileceğini işaret ederek, “İnsanlığın, siyasi liderlik ve ekonomik büyüme yönünden tek bir ülkeye olan bağımlılığı daha da azalırken, herkesin haklarını ve çıkarlarını gözeten yeni bir dünya düzeni inşa etmeliyiz” dedi.
Fahrettin Altun, bu yeni dönemde tahakküm yerine karşılıklı bağımlılığı, rekabet yerine dayanışmayı, mücadele yerine iş birliğini desteklemek gerektiğini vurguladı.
Gelecek dönemde, insanlığın iki ana alanda ilerleme kaydetmeye odaklanmasının şart olduğunu belirten Altun, şu değerlendirmede bulundu:
“Öncelikle, ekonomik düzenimizin gelecekteki şokları sindirebilme kapasitesini geliştirmek için mevcut küresel tedarik zincirine yeni alternatifler üretmeliyiz. COVID-19 salgınının halk sağlığına yönelik tarihteki son tehdit olmayacağına inanmak yerinde olacaktır. Dünya giderek birbirine daha bağlı hale geldikçe, gelecekte benzer güçlüklerle karşılaşma ihtimalimiz de yüksektir. Bu krizlere hazırlıklı olmak amacıyla eksikleri tamamlayacak, mücadele başarımızı artıracak mekanizmalar kurmalıyız. Yeni küresel tedarik zinciri, dezavantajlı ülkeler için yeni fırsatlar oluşturarak onları güçlendirmeli ve böylece bir ‘barış kaynağı’ olarak rol oynamalıdır.”
Altun, Türkiye’nin genç ve yetenekli nüfusu ile bu sürece katkıda bulunmaya fazlasıyla hazır olduğunu vurguladı.
“Dünyanın 5’ten büyük olduğunu kabul etmeliyiz”
Çok taraflılık ve uluslararası örgütler konusunda da daha destekleyici olmaya ihtiyaç bulunduğunun altını çizen Altun, “Birleşmiş Milletler’den başlayarak uluslararası örgütleri reforme ederek geliştirmeliyiz. Uluslararası örgütlerin önümüzdeki on yıllar boyunca barışı koruyabilmelerini ve insanlığın gelişimini desteklemelerini temin etmeliyiz. Hiç kuşkusuz, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi reformu, zamanı çoktan gelmiş ve açıkça ihtiyaç duyulan bir adımdır. Sayın Cumhurbaşkanımızın geçmişte defalarca söylediği gibi, II. Dünya Savaşı sonrasındaki güç dengesi artık dünyamızın gerçeklerini yansıtmıyor. Bu kopukluğu gidermek ve Birleşmiş Milletleri tekrar yararlı hale getirmek için hepimiz ‘dünyanın 5’ten büyük olduğunu’ kabul etmeliyiz. Değişimin, uluslararası sistemin diğer kısımlarına ulaşabilmesi, ancak BM Güvenlik Konseyi’nin reformuyla mümkün olacaktır” yorumunu yaptı.
Fahrettin Altun, uzun süredir BM reformunun savunucusu olan Türkiye’nin uluslararası düzeyde anlamlı bir reform gündemine katkıda bulunmaya hazır ve muktedir olduğunu ifade etti.