İletişim Başkanı Fahrettin Altun, TRT Haber canlı yayınında İsrail'in Mescid-i Aksa baskınını değerlendirdi.
İbadet eden insanlara saldırmanın apaçık bir terör olduğunu söyleyen Altun, "1948 yılından bu yana tüm dünyanın gözü önünde bir şey oluyor. Adım adım ilerleyen bir işgal var. Bugün Filisitinli kardeşlerimizin ne yazık ki tüm yaşam alanları ve sosyal alanları planlı şekilde taarruz altına alınıyor ve fiziksel varlıkları ağır bir tehdit altında. Biz baktığımızda Filistinlilere yapılan bu saldırının en temel insan haklarına aykırı olduğunu görüyoruz. Aslında bütün dünya görüyor ama ne yazık ki dünyanın büyük bir kesimi özellikle Batı dünyası tabiri caizse üç maymunu oynuyor, sessiz kalıyor" dedi.
"Bu hukuksuzluğun bedeli ödenecektir"
Birleşmiş Milletler'in geçmişte aldığı kararların her fırsatta aşıldığını ve İsrail'in işgal girişimine devam ettiğini söyleyen Altun şöyle konuştu:
"Ben inanıyorum ki bu hukuksuzluğun bedeli ödenecektir. Sayın Cumhurbaşkanımızın da altını çizdiği gibi Orta Doğu'da eğer kalıcı bir barış isteniyorsa bunun için tek yol 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıdır. Bakın Şeyh Cerrah mahallesinde Filistinli ailelerin evlerini gasbetmekle, oralara Yahudileri yerleştirmek hangi hukuka hangi vicdana sığan bir durumdur.
İsrail'in bu hukuksuzluğuna dünyanın sessizliğini görüyoruz. Bu anlamda sessiz kalan dünyaya, Batı dünyasına soruyoruz söyleyecek sizin bir sözünüz yok mu? Bizim var. Biz diyoruz ki hukukla adalet sadece siz konusu olduğunda ve sizin çıkarlarınız söz konusu olduğunda mı geçerli? Sadece bu hukuksuzluğa göz yumanların mı hakkı hukuku? Bunun adı inanın çifte bile değil. Bunun adı kötülük bunun adı zulüm. İsrail katlettiği Filistinli kardeşlerimizin ne zaman dünyanın gündeme geleceğini soruyorum.
"Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir"
Sadece bugün 50'den fazla Filistinli yaralandı. Bununla birlikte Anadolu Ajansı'mızın Orta Doğu editörü de yaralandı. Kendisine acil şifalar diliyorum. İsrail daha önce de biliyorsunuz Anadolu Ajansı'mızı hedef almıştı. Şimdi tüm dünyaya yeniden sormanın vakti değil mi? Her fırsatta savunduğunuz Batı dünyasına basın özgürlüğü, basının dokunulmazlığı sadece Batılı gazeteciler için mi geçerli?
Biz Türkiye olarak dün olduğu gibi bugün de Filistin'in haklı davasının yanında olmaya devam edeceğiz. Yarın da Filistin'i destekleyeceğiz. Masum Filistinli kardeşlerimizin yanında olacağız. Cumhurbaşkanımızın bu konudaki kararlılığı, milletimizin bu konudaki tutumu açık ve nettir. Bölgemizde huzurun ve barışın tesis edilmesi için de tüm gayretimizle ve samimiyetimizle çalışmaya devam edeceğiz. 400 yıl Kudüs'e adaletle hizmet etme bahtiyarlığına nail olan bir ecdadın torunlarıyız. Her zaman Filistin'in yanında olacağız.
Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir. Bunu bütün dünyaya bir kere daha vurguluyoruz. Cumhurbaşkanımız her vesileyle açık ve net bir şekilde vurgulamıştır. Birleşmiş Milletler kürsüsünde defalarca haykırmıştır. Ben bu vesileyle Filistili kardeşlerim başta olmak üzere tüm İslam dünyasını da yarınki Kadir gecesi ve yaklaşmakta olan bayramlarını tebrik ediyorum. Ne olursa olsun İslam dünyasının birliği ve dirliği daha da güçlenecektir. Filistin davası İslam dünyasının asli bir davasıdır. Bu saldırılar Müslümanların dirayetinin artmasına vesile olacaktır.
Ben inanıyorum inşallah biz bu zulüm düzenini bu statükoyu hep birlikte değiştireceğiz ve inşallah İslam dünyası olarak daha huzurlu bayramları hep birlikte yaşayacağız. Sayın Cumhurbaşkanımız defalarca bu düzene itirazını vurguladı. Sadece bunu yaparken özelde de İsrail'in zulümlerine itiraz etmedi. Bununla birlikte çok açık ve net bir şekilde ülkemizin de bölgede bir düzen kurucu rol oynaması için de çok yoğun bir gayret sarfetti. Bununla beraber de bütün dünya sisteminin işleyişine, bu küresel zemindeki adaletsizliğe itiraz etti, alternatif çözümler önerdi. İnşallah bu gayrete Cumhurbaşkanımızın önderliğinde devam edeceğiz. Ben bu çerçevede pozisyonumu açık ve net bir şekilde ifade etmemizin yararlı olduğunu düşünüyorum."
2.1ºC
Ankara
