İletişim Başkanı Fahrettin Altun, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Stockholm'de tarihi belediye binası önünde toplanan bir grup terör örgütü PKK/YPG destekçisinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a benzetilen bir kuklayı, binanın önündeki direğe asmasına tepki gösterdi.
Olayı en sert biçimde kınadıklarını belirten Altun, şunları kaydetti:
"İsveç'teki PKK terör örgütü mensuplarının Türkiye ve demokratik yollardan başa gelmiş cumhurbaşkanını hedef almasını en sert biçimde kınıyoruz. İsveç makamlarının daha fazla gecikmeksizin terörist gruplara karşı gerekli adımları atmasını talep ediyoruz. İsveç, 70 yıldır üyesi olduğumuz NATO'ya girmek istiyorsa Madrid'de verdiği sözleri tutmalıdır.
Bu konuda Türkiye'nin herhangi bir taviz vermesini beklemek beyhude olacaktır. PKK terör örgütünün Stockholm'de İsveç hükümetine bu şekilde meydan okuması, İsveçli yetkililerin son günlerde iddia ettikleri gibi terörle mücadelede gerekli adımları atmadığının kanıtıdır."
"Derhal, gecikmeksizin bu terör örgütü mensuplarına karşı gerekli adımları atın"
Fahrettin Altun, telefonla bağlandığı TRT Haber yayınında Stockholm'de tarihi belediye binası önünde toplanan bir grup terör örgütü PKK/YPG destekçisinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a benzetilen bir kuklayı, binanın önündeki direğe asmasına tepki gösterdi.
Terör örgütü PKK/YPG destekçilerinin gerçekleştirdikleri kirli eylemi en sert şekilde kınadıklarını belirten Altun, "İsveç makamlarına da bir kez daha bir çağrı yapıyoruz: Derhal, gecikmeksizin bu terör örgütü mensuplarına karşı gerekli adımları atın ve bizim bu noktada son derece somut bir şekilde dile getirdiğimiz talepleri yerine getirin." diye konuştu.
Türkiye'nin çok uzun bir süreden beri haklı bir mücadele verdiğini ve çok farklı kaynaklardan gelen terör örgütlerine karşı mücadele yürüttüğünü söyleyen Altun, şöyle devam etti:
"Bu mücadeleyi verirken bir taraftan ulusal bir mücadele veriyoruz bir taraftan da toplumsal huzurumuz, barışımız için mücadele verirken bölgesel huzurumuz ve bölgemizin barışı içinde bu mücadeleyi veriyoruz. Bütün bunlarla birlikte küresel terörizme karşı da mücadele veriyoruz. Bu yönüyle de Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde esas itibarıyla son 20 yıldır etkin bir şekilde yürüttüğümüz terörle mücadelemiz, küresel barışa hizmet eden bir eylem olarak kendisini gösteriyor. Türkiye bu süreçte çok ciddi bedeller ödeyip, çok ciddi bir mücadele verirken bu noktada Cumhurbaşkanı'mızın defalarca dillendirdiği gibi müttefiklerinden, Batılı ülkeler başta olmak üzere kendileriyle dost olduğumuzu düşündüğümüz aktörlerden destek talep ediyoruz. Aramızdaki ittifakın ve hukukun gereği olarak teröre karşı bizden yana tavır almalarını bekliyoruz. Fakat ne yazık ki uzunca bir süredir görüyoruz ki Batılı ülkeler, Avrupalı ülkeler terör söz konusu olduğunda, teröre karşı kendi müttefiklerini desteklemek yerine, Türkiye'yi desteklemek yerine terör örgütlerini himaye etmeyi tercih ediyorlar. Terör örgütlerini himaye ederek esas itibarıyla kendi toplumsal barışlarına ve küresel barışa da ihanet ediyorlar."
Fahrettin Altun, bu tablo ortadayken Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Kendi göbeğimizi kendimiz keseriz ve terörü kaynağında kuruturuz." diyerek bütün engellemelere rağmen sadece sınırlar içinde değil, sınırlar dışındaki terör faaliyetlerini de sonlandırmaya dönük çok yoğun bir mücadele başlattığını kaydetti.
"Terörizmle, terör örgütleriyle verdiğimiz mücadeleye destek verin"
Türkiye'nin 2016'dan sonra verdiği yoğun mücadeleyle birlikte terör örgütlerine çok ağır darbeler indirildiğini vurgulayan Altun, terör örgütlerinin bu anlamda bölgede etkinliklerini yitirdiğini, çok zor durumda olduğunu ve giderek etkisini yitirecek hale geldiğini belirtti.
İsveç Hükümeti'yle çeşitli görüşmeler yapıldığını anımsatan Altun, şöyle konuştu:
"Bu süreçler içerisinde NATO üyelik tartışmaları başlamadan önce de birçok Avrupa devletiyle, hükümetiyle yaptığımız gibi 'Kendi topraklarınızdaki terör faaliyetlerine son verin. FETÖ'yle PKK'yla olan ilişkinizi sonlandırın.' çağrısında bulunduk. Son dönemlerde İsveç'in NATO'ya üyeliği söz konusu olmaya başladığında bu noktada tartışma öne çıktığında biz bir kere daha bu noktadaki taleplerimizi yineledik. Ve dedik ki 'Siz terör örgütlerini bu şekilde himaye ettiğiniz müddetçe bizimle NATO'da ittifak içerisinde olamazsınız. Eğer NATO'da bizimle gerçek anlamda bir ittifak içinde olacaksanız o zaman bizim terörizmle, terör örgütleriyle verdiğimiz mücadeleye destek verin.' dedik. Ve bu noktada çok net bir şekilde tavrımızı ortaya koyduk. Cumhurbaşkanı'mız çok net olarak bunu hem muhataplarına birebir ifade etti hem uluslararası platformlarda uluslararası kamuoylarının gözü önünde ifade etti. Ve ne oldu? Günün sonunda bir üçlü zirve gerçekleşti ve zirvede o dönemin İsveç Hükümeti açık ve net taahhütlerde bulundu. Bu açık, net taahhütler orada kayda geçti."
"Teröristlerin Türkiye'ye iadesi taahhüdünüzü yerine getirin"
Israrla Madrid'deki NATO Zirvesi'ndeki kaydı esas aldıklarını vurgulayan Fahrettin Altun, "Bu nedenle bir kere daha bugünkü bu çirkin tablo sonrasında tekrar altını çizerek vurguluyoruz, terör örgütleri öncelikle size meydan okuyorlar. Terör örgütleri karşısında ya acizsiniz ya da terör örgütlerine siz bu alanı açıyorsunuz. Bizim daha farklı bir şey düşünme imkanımız söz konusu değil. Bu nedenle ısrarla bir kere daha 'Teröristlerin Türkiye'ye iadesi taahhüdünüzü yerine getirin.' diyoruz. Israrla bu terör örgütlerinin topraklarınızda faaliyet göstermesine engel olun.' diyoruz." ifadesini kullandı.
Avrupa'nın terör örgütlerini himaye çabasının, Türkiye'nin Avrupa ülkelerine sağlayacağı stratejik, jeopolitik, demografik imkanlardan mahrum olmalarını beraberinde getirdiğini vurgulayan Altun, "Eski Türkiye için bunu göze alabilirlerdi ama bu yeni Türkiye için bunu göze alamazlar. Hele bu küresel kaos çağında bunu göz önüne alamazlar." dedi.
Küresel belirsizlik çağının faturasını en çok Avrupa'nın ödediğini belirten Altun, "Avrupa bugün itibarıyla uluslararası siyasette, küresel siyasette varlık gösteremiyor. Türkiye'nin bu noktada varlığı, bölgesel güç olarak, küresel bir oyuncu olarak Türkiye'nin varlığı, enerji meselesi ve gıda krizi başta olmak üzere birçok noktada oynadığı küresel inisiyatif Avrupa için de bir imkandır. Fakat görüyoruz ki Avrupalılar, müttefiklerimiz tamamen geçmiş alışkanlıklarla 'eski Türkiye'yi yine gözlerinin önüne getirerek bir takım ucuz yöntemlerle çeşitli terör örgütlerini himaye ederek Türkiye'yi dizayn edebileceklerini varsayıyorlar." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin bambaşka bir noktaya geldiğini ifade eden Altun, şunları kaydetti:
"Bu Türkiye, böyle uzaktan, birtakım sözde yapılarla, terör örgütleriyle dizayn edilebilecek bir Türkiye değil. Bu Türkiye, kural koyan bir Türkiye. Bu Türkiye. sadece istikrar adası olan değil, aynı zamanda istikrarlaştırıcı bir güç olan bir Türkiye. Bugün bölgenin ve küresel alanın en fazla sıkıntı çektiği, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın baş müzakerecisi konumundaki bir Türkiye. Bu noktada da bu pozisyonumuzu her ne olursa olsun korumaya devam edeceğiz. Küresel terörizmle mücadeleye devam edeceğiz. Terörü kaynağında kurutmaya devam edeceğiz.
Bugünkü yaşanan bu çirkin saldırıyı yerinde en doğru şekilde cevaplıyoruz. Terör örgütlerini kaynağında etkisiz hale getirerek bunun cevabını veriyoruz. Fakat İsveç Hükümeti'nin de derhal bu eyleme cevap vermesi gerekiyor. Gerçekten söz değil icraat istiyoruz. Madrid'de, üçlü muhtırada verilen sözlerin hayata geçmesini bekliyoruz. Bizim pozisyonumuz budur. Bu noktada gerçekten diyalogla ve müzakereyle süreç yürütmek istiyoruz. Bu konuda çok net bir yaklaşımımız var."
"Bir an önce harekete geçin ve gerçek anlamda bir adım attığınızı görebilelim"
İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström'ün söz konusu eylemin, çirkin bir eylem olduğunu vurguladığını hatırlatan Altun, "Ben de onun üzerine kendisine cevap yazdım, 'O zaman bir an önce harekete geçin ve sizin gerçek anlamda bir adım attığınızı görebilelim.' dedim. Türkiye bu noktada çok net bir pozisyona sahip. Gerek sahada gerek masada en açık en net şekilde hareket eden bir faktör konumunda. Sayın Cumhurbaşkanımız muhataplarına ne söylüyorsa uluslararası alanda da bunu açık ve net bir şekilde dillendiriyor. O noktada hiçbir aktör, bize farklı bir şekilde bir cevapla gelemez. O nedenle durduğumuz yer de verdiğimiz mücadele de değerlidir. Ve bu mücadeleyi vermeye, durduğumuz yerde durmaya devam edeceğiz." değerlendirmesini yaptı.
Türkiye'nin Madrid'de imzalanan muhtırada verilen taahhütlerin karşılanması beklentisi bulunduğunu, savunma sanayisi noktasında gizli ve açık bir dizi yaptırımların kaldırılmasına yönelik atılan adımları olumlu karşıladıklarını belirten Altun, FETÖ ve PKK terör örgütü mensuplarının Türkiye'ye iadesi konusunda somut adımların hayata geçirilmesini istedi.
İsveç makamlarının buna ilişkin yasal düzenlemelerinin bulunmadığı yönündeki açıklamaları hatırlatılan Altun, iki siyasi iradenin bir masa etrafında mutabakat metni imzaladığına işaret etti.
Altun, "Bu mutabakat metnine imza atarlarken 'Bizim bunu gerçekleştirmeye irademiz yetmez.' gibi bir kayıtları yok. Bu noktada bizim de bu nedenle somut bir beklentimiz var. Meseleyi sadece İsveç'in NATO üyeliği meselesiyle ilgili olarak konuşmuyoruz. Bugünkü bu eylem Avrupa'nın başka bir şehrinde de olabilirdi, onlara da çok net bir şekilde aynı cevabı verirdik. Onları da bu noktada sert bir şekilde kınardık ve pozisyonumuzu alırdık. Dolayısıyla İsveç'in NATO üyeliğiyle ilgili tartışmada biz aynı noktadayız. Somut adım bekliyoruz." diye konuştu.
"Terör örgütünün bu eyleminin İsveç'in NATO üyelik sürecini de sabote etme girişimi olduğunu düşünür müsünüz?" sorusunu yanıtlayan Altun, "Bunun cevabını vermesi gereken her şeyden önce İsveç Hükümeti. O yüzden ben 'Kendilerine yönelik bir meydan okumadır.' dedim. Bunu yapanlar 'İsveç'in NATO'ya girmesini istemiyoruz.' diyorlar. Fakat bizim muhatabımız onlar değil. Bizim muhatabımız İsveç Hükümeti. Dolayısıyla onun bu soruya cevap vermesi gerekir." ifadelerini kullandı.
Altun, Avrupa ülkelerinin açık ve net bir şekilde teröre karşı barıştan huzurdan yana tavır alması gerektiğini, bu konudaki pozisyonu net olan Türkiye'nin muhataplarından şeffaflık, dürüstlük ve samimiyet beklediğini dile getirdi.