Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın takdim yazısını kaleme aldığı kitapta, "asrın felaketi" olarak nitelendirilen deprem afetinin ilk anından itibaren Türkiye'nin devlet ve millet olarak bir bütün halinde sahada yaraları sarmak için aldığı tedbirlere, yaptığı çalışmalara yer veriliyor.
Türkçe, İngilizce ve Arapça olarak hazırlanan kitap, "6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremleri Hakkında", "Asrın Felaketini Anlamak", "Deprem Sonrası Arama, Kurtarma Faaliyetleri", "Afet İletişimi ve Dezenformasyonla Mücadele", "Deprem Sonrası Dayanışma" ve "Deprem Sonrası İnşa ve İhya Çalışmaları" başlıklı 6 bölümden oluşuyor.
Afet sonrası sahada hızla koordine olarak çalışan ekiplerin yanı sıra uluslararası yardım çağrısına cevap vererek, Türkiye'ye gelen uluslararası arama kurtarma ekiplerinin çalışmalarının anlatıldığı kitapta, topyekün birlik, beraberlik ve dayanışmanın önemi vurgulanıyor.
Depreme ilişkin bilimsel verilerin ayrıntılarıyla yer aldığı kitapta, asrın felaketinin yarattığı tahribatlar ile doğal tarihi ve kültürel varlıklara etkileri de yer alıyor.
Barınma, beslenme gibi yardımlar, psikososyal destekler, eğitimin devamlılığının sağlanması gibi çalışmaların anlatıldığı kitapta, devletin bölgede yapacağı yeniden inşa ve ihya çalışmaları kapsamında yer alan projelere de değiniliyor.
Kitap, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ev sahipliğinde dün gerçekleştirilen "Türk Devletleri Teşkilatı Devlet Başkanları Olağanüstü Zirvesi"nde liderlere ve heyet üyelerine takdim edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın takdim yazısı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kitabın takdim yazısında Türkiye'nin, 6 Şubat 2023'te Cumhuriyet tarihinde en çok can kaybına, yıkıma, acıya yol açan ve "asrın felaketi" olarak nitelenen depremleri peş peşe yaşadığını belirtti.
Kahramanmaraş Pazarcık merkezli saat 04.17'de yaşanan 7,7 büyüklüğündeki ilk deprem ve bundan yaklaşık 9 saat sonra meydana gelen Elbistan merkezli 7,6 büyüklüğündeki ikinci depremin, 11 ilde 62 ilçe ve 10 bin 190 köyde yıkıma yol açtığına işaret eden Erdoğan, depremin ilk anından itibaren devlet ve millet olarak tüm imkanların seferber edildiğini vurguladı.
Bakanlıkların, kurumların, kuruluşların, sahip oldukları tüm arama kurtarma, yardım, destek kapasitelerinin deprem bölgesine yönlendirildiğini aktaran Erdoğan, Türkiye'nin uluslararası yardım çağrısına cevap veren NATO ve Avrupa Birliği dahil 90 ülkeden 11 bin 500'e yakın personele sahip profesyonel arama kurtarma ekiplerinin hızla sahaya dağıtıldığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplamda 35 bin kişiyle, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir arama kurtarma gücünü bir araya getirdiklerine dikkati çekerek, yardım ve destek personeliyle toplamda 271 bin kamu görevlisi ve gönüllünün deprem bölgesinde vazife üstlendiğini kaydetti.
"Yaraları sarmaya ve ülkemizin tüm kayıplarını hızla telafi etmeye odaklandık"
Erdoğan, bireysel olarak gelenlerle yaklaşık yarım milyon insanın depremzedelerin imdadına koştuğu bir dönemin yaşandığını belirterek, şu ifadelere yer verdi:
"Milletimizin bu zor günlerde gösterdiği tarihi dayanışma, geleceğe daha güvenle bakmamızı sağlamıştır. Depremden etkilenen insanlarımızın, barınmadan gıda ve giyime kadar tüm ihtiyaçlarının elbirliğiyle karşılandığı, dünyaya örnek olacak bir dayanışma görüyoruz. Hamdolsun dört haftanın sonunda, arama kurtarma çalışmalarını tamamladığımız, barınma ve gıda sorunlarını çözdüğümüz, enkaz kaldırma çalışmalarına hızla devam ettiğimiz bir yere geldik. Bir yandan da insanlarımızı en kısa sürede yeni evlerine taşımak istiyoruz. Bunun için en önemli gündemimiz, insanlarımızı bir an evvel güvenle ve huzurla yaşayacakları yeni evlerine kavuşturmaktır. Amacımız, önümüzdeki iki ay içinde 244 bin konutun ve 75 bin köy evinin inşasına başlamaktır. Mevcut planlamaya göre 405 bini konut ve 83 bini köy evi olmak üzere, toplamda 488 bin yeni hane yaparak vatandaşlarımıza bir yıl içinde teslim etmeyi hedefliyoruz.
Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı geri getiremeyiz ama bunun dışındaki tüm yıkımları ve zararları telafi etme kararlılığına ve gücüne sahibiz. Şu an deprem bölgesindeki yaraları sarmaya ve ülkenin tüm kayıplarını hızla telafi etmeye odaklanmış durumdayız. Deprem bölgelerinin yeniden inşası ve ihyasını planlarken, maddi telafiyle birlikte, ruhlarımızda açılan yaraların tedavisini, yani manevi gücümüzü tahkim etmeye de önem veriyoruz. Milletçe yaşadığımız bu büyük felaketin üstesinden geleceğiz. Milletimize bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi sunuyor, depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum."