Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, İletişim Başkanlığınca 2022 FIFA Dünya Kupası organizasyonu kapsamında Doha'da "Türkiye-Katar Ulus Markalama" paneli gerçekleştirildi.
Panelde katılımcılara video mesajla hitap eden İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Türkiye ve Katar'ın dünya sahnesinde karşı karşıya kaldıkları zorlukları, güçlü işbirliği ve ortak irade sergileyerek aşmayı başarmış dost ve kardeş iki ülke olduğunu söyledi.
Bugün hemen her alanda ilişkileri geliştirme, işbirliği alanlarını genişletme gayreti içerisinde olduklarını dile getiren Altun, "Yarın Cumhurbaşkanımızın da katılacağı bir açılış seremonisiyle başlayacak olan 2022 FIFA Dünya Kupası organizasyonu da dostluğumuzun gücünü yansıtmaktadır. İki ülke arasında imzalanan 'Türkiye ve Katar Arasında Büyük Çaplı Organizasyonların Yerine Getirilmesinde İş Birliği Konulu Niyet Mektubunun Uygulanmasına İlişkin Protokol' uyarınca FIFA 2022'nin emniyetle tamamlanması için ortak mesai yürütüyoruz." ifadesini kullandı.
Altun, 3 binden fazla Türk polis ve güvenlik personelinin Katarlı meslektaşlarıyla müşterek bir güvenlik harekatını sevk ve idare ettiğini belirterek, organizasyonda görev üstlenen Emniyet Genel Müdürlüğü ve personeline başarılar diledi.
"Katar, Türk yatırımcılar için de önemli fırsatlar sunmaktadır"
Türkiye ile Katar arasındaki güçlü kardeşlik ilişkilerinin geleceğinde uzun ve verimli bir işbirliği sürecinin bulunduğuna işaret eden Altun, özellikle son 20 yılda ciddi anlamda sıçrama kaydeden ilişkilerin bölgesel güvenlik ve savunma alanları başta olmak üzere sağlık, ticaret, yatırım, enerji, sivil havacılık, turizm, kültür ve eğitim alanlarında güçlenmeye devam ettiğini bildirdi.
Türkiye ve Katar'ın, ilişkilerini her alanda geliştirirken örnek başarılar elde etme hedefiyle birlikte ilerlediklerinin altını çizen Altun, "Cumhurbaşkanımız, ilgili kurumlarımızı Katar ile her düzeyde işbirliğini güçlendirme ve yoğunlaştırma yönünde teşvik ediyor. Stratejik ortaklık arzusuyla gelişen ilişkilerimizin geldiği noktayı yaklaşık 1,8 milyar dolara ulaşan ticaret hacmimiz ortaya koymaktadır. Ülkemizdeki Katar yatırımları 33,2 milyar dolar seviyesine ulaşmış durumdadır. Benzer şekilde Katar, Türk yatırımcılar için de önemli fırsatlar sunmaktadır." diye konuştu.
"Dezenformasyonla mücadele konusunda etkin koordinasyonu hedefliyoruz"
Türkiye ve Katar arasında tamamlayıcı ortaklık anlayışıyla kurulan işbirliği modelini, medya ve gazetecilik alanına da genişlettiklerini anımsatan Altun, 14 Ekim'de İstanbul'da gerçekleştirilen Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite 8. Toplantısı sonrası imzalanan anlaşmalarla, işbirliğinin zeminini oluşturduklarını aktardı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani huzurunda imzalanan 11 işbirliği anlaşması arasında, Medya ve İletişim Alanlarında İşbirliği Protokolü ile Türkiye Radyo Televizyon Kurumu ve Qatar TV Arasında İşbirliği Protokolü'nün de bulunduğunu hatırlatan Altun, şunları kaydetti:
"Anlaşmalar kapsamında, medya ve iletişim temsilcilerinin karşılıklı ziyaretlerini yoğunlaştırmayı, karşılıklı medya eğitimi ve etkinlikleri noktasında işbirliği yapmayı, en önemlisi de çağımızın vebası dezenformasyonla mücadele konusunda etkin koordinasyonu hedefliyoruz. Bu doğrultuda bugün burada düzenlediğimiz panelin çıktılarını, kurumlarımız arasında tesis edilen işbirliği nezdinde önemli görüyoruz."
"Ülkelerin ulus marka kimlikleri kritik önemde"
İletişim temelli bir dönüşümün yaşandığı uluslararası sistemde, ülkelerin marka değerinin ekonomik ve siyasi ilişkiler açısından merkezi bir konuma yerleştiğine dikkati çeken Altun, günümüzde ülke marka değerlerini, kimlik ve itibar değerlerinin toplamının belirlediğini dile getirdi.
Ülkelerin savundukları idealleri ve değerleri hayata geçirmelerinde ulus marka kimliklerinin kritik önemde olduğunu vurgulayan Altun, diplomaside atılan her adımın ulusların dünyadaki konumunu belirlediğini ve pekiştirdiğini ifade etti.
Türkiye'nin ortak yarar için sorumluluk üstlenen bir politik duruş ekseninde, bölgede ve dünyada istikrarın tesisinde büyük görevler üstlendiğini belirten Altun, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dostlarımızla birlikte barışı destekleyen bir politik çizgide yol alıyor, mazlumların yanında oluyoruz. Bu güçlü ve kararlı duruş ekseninde Türkiye bugün, küresel krizler karşısında proaktif duruşu, köklü değerler ekseninde yürüttüğü diplomatik, siyasi, insani, askeri ve ekonomik çözümleriyle, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde markalaşmaktadır.
Türkiye'nin dünya sahnesinde mevcut zorluklar karşısında ortaya koyduğu irade ile bugün milli ürünlerimizi üretiyoruz ve bunların başarısına bütün dünya da görüyoruz ki gıptayla bakıyor. Bayraktar TB-2 İHA/SİHA sistemleri uluslararası terörle mücadelede, barış ve istikrarın tesisinde misyon üstlenirken, milli helikopterlerimiz, deniz araçlarımız, insansız ve otonom diğer platformlarımızın yanında milli otomobilimiz TOGG, geleceğin teknoloji klasmanında Türkiye'yi önemli bir noktada konumlandırıyor."
"Türkiye bölgenin en güçlü markası haline geldi"
Altun, medeniyet markasının ışığında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kararlı duruşu ekseninde "Made in Türkiye" ürünlerinin başarılarıyla Türkiye markasının bölgenin en güçlü markası haline geldiğini vurguladı.
Sürdürülebilir kalkınmaya yönelik çalışmaların, iklim ve çevreye duyarlı politikaların tarih, kültür, sanat ve medeniyet değerlerinin, turistik şehirler ile doğa ve gastronominin Türkiye markasının ayrılmaz parçaları olduğunu dile getiren Altun, bu doğrultuda Turkey'den Türkiye'ye geçiş kararının markalama faaliyetleri stratejisini ortaya koyan önemli bir adım olduğunu bildirdi.
Türkiye'nin hikayesini, ülkenin ortak kimliğinin önemli öğelerini kavramsallaştıran bir markalama stratejisiyle uluslararası kamuoyuna etkin bir şekilde aktardıklarını anlatan Altun, şunları paylaştı:
"İletişim Başkanlığı olarak hedefimiz, kültürel mirasımızın üzerine inşa edilen tüm değerleriyle Türkiye markasının, özgün, cesur ve dürüst siyaset ekseninde güçlenmesini sağlamaktır. Her alanda olduğu gibi bu alanda da dost ve kardeş Katar ile işbirliğimizi önemsiyoruz. Bu vesileyle panelimizin, ülkelerimiz arasındaki mevcut sinerjiyi bölgemiz için güce dönüştürecek etkileşimin tesisine büyük katkılar sunmasını temenni ediyorum."