Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle ilgili, "İlk defa ama ilk defa ipin ucu milletin eline geçecek, millet adına güçlü bir sistem kurulacak. Bu güçlü sistemde yetki verilen başkan cumhurun başkanı, yetki verilen parlamento yasamada güçlü olacak ve onun şekillendirdiği yargı millet, devlet adına yargı görevini yapacak. Dolayısıyla ıslatan cümlelere sakın aldanmayın. Diktatörlük falan bu ülkede gelmez, geçmişe bakın hangi diktatörlükler oldu ve arkasında kim durdu?" dedi.
Bursa'daki Merinos Parkı içindeki bir restoranda gençlerle bir araya gelen Müezzinoğlu, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin geleceği açısından referandum sürecinin çok önemli olduğunu söyledi. Türkiye'nin geçmiş yıllarda milli iradenin hiçe sayılarak çok sıkıntılı dönemler yaşadığını ve darbelerle karşı karşıya kaldığını dile getiren Müezzinoğlu, yeni sistemle artık bunlara son vermek istediklerini dile getirdi.
Müezzinoğlu, ülkenin son olarak 15 Temmuz darbe girişimini yaşadığını anımsatarak, "Allah bu milletten razı olsun. Gerçekten 249 şehit. Kadını, genci, yaşlısı. Kaderine, milli iradeye, 80 milyona sahip çıkan bir iradeyle o tankların karşısına geçti. Bir kısmı paletlerin altına kafasını koydu, bir kısmı o kadın haliyle ama dimdik, mert duruşuyla 'senin silahın olabilir ama benim de yüreğim var, yaptığınız yanlıştır' dedi. O millet bizi bugünlere getirdi. Bizim de görevimiz ve sorumluluğumuz o milletin yarınlarını bugünden daha güçlü kılmak." diye konuştu.
"CHP'de 'pıs' ses yok"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, "Bu sistem sıkıntılı bir sistem. Bir tarafta milletin yüzde 52'sinin oyunu almış cumhurun başkanı var, diğer taraftan parlamentoda yetki almış bir başbakan var. Bu sistemi düzeltmemiz lazım." dediğini anımsatan ve kendisine teşekkür eden Müezzinoğlu, şunları kaydetti:
"O dönemde Sayın Başbakanımız Sayın Kılıçdaroğlu'na gitti. Geçen yıl ağustos ayıydı. 'Sayın Kılıçdaroğlu, biliyoruz siz başkanlık veya cumhurbaşkanlığı sistemine karşısınız. Parlamenter sistem diyorsunuz. Güçlü bir parlamenter sistemden yana yani milleti merkeze alan, milli iradeyi merkeze alan parlamenter sistemle ilgili önerinizi getirin biz de başkanlık veya cumhurbaşkanlığıyla ilgili önerimizi getirelim, demokrasiyle bunun ikisini birden millete götürelim, millet elini vicdanına koysun, aklıyla analiz etsin, hangisine 'evet' diyorsa Türkiye bundan sonra adam gibi yetkinin kimde olduğunun belli olduğu bir sistemi belirlesin' dedi. Eskiden biz su akmayan muslukları açınca 'pıs' diye bir ses çıkıyordu. CHP'de de 'pıs' ses yok."
Müezzinoğlu, MHP ile birlikte anayasa görüşmelerine başlayacakları dönemde "Kan akar, cesetlerimizi çiğnersiniz, bunun bedeli ağır olur, parlamentodan geçiremezsiniz" gibi söylemlerle de karşı karşıya kaldıklarını ifade etti.
"Yetkiyse büyük çoğunluk bizde"
Görüşmeler devam ederken CHP'lilerin TBMM'de kürsüyü işgal ettiklerini anlatan Müezzinoğlu, şöyle devam etti:
"Hayrola arkadaşlar niye işgal ediyorsunuz? sorusuna 'Milletin kürsüsünü koruyoruz' dediler. Birazcık akıl. Benim 11 yaşında torunum var. Torunum bile bunun yanlışlığını fark ediyor. Biz millete götüreceğimiz bir hadiseyi nasıl olur da siz milleten kaçırmaya, milletin kürsüsünü işgal etmeye yeltenirsiniz? Size bu yetkiyi kim verdi? Yetkiyle büyük çoğunluk bizde. 330'un üzerindeki rakamı kim buluyorsa yetki onda. Ama alışmışlar ikide bir milletin ümüğünü sıkmaya. AK Parti'nin de ümüğünü sıkmaya çalıştılar. Sıkamazsınız. AK Parti'nin arkasında millet var millet. Ama sen milletten, halktan korkuyorsun. Milletin değerlerinden korkuyorsun. İlk defa iki gün önce mecburiyetten geldiği bir nokta var. 'Milletin hakemliğine gidiyoruz' dedi. Günaydın beyefendi günaydın. Milletin hakemliğine elin mahkum elin. Engelleyemedin çünkü AK Parti var, milli iradeyi merkeze alan bir siyasi irade 339 ile millete gidiyor. Sen çaresizsin. Senin esasında bir şey deme hakkın var. 'Ya ey millet sen yine yanlış yapacaksın ben biliyorum ama ben sandığı protesto ediyorum.' demen lazım. Çünkü sandıktan yana olamadı, sandıktan hep korktu. Evet demokrasilerde hakem millettir, yetki de milletindir, söz de milletindir. Dolayısıyla şimdi diyoruz ki millet adına artık güçlü bir sistem."
Müezzinoğlu, kendileri için şahısların değil millet ve devletin önemli olduğunu vurguladı. Şahısların fani, millet ve devletin baki olduğunu belirten Müezzinoğlu, şunları söyledi:
"Dikkat ederseniz hep böyle ıslatan cümlelerle gidiyorlar. Biz de diyoruz ki güçlü bir sistem. Şahısları geçin. Neticede 5-10 yıl. Aynı tuzağı rahmetli Özal döneminde de yaptılar. 'Kendin için istiyorsun. Türkiye'ye diktatörlük gelecek' dediler. Türkiye'ye diktatörlük gelecek diyerek kendi diktatörlüklerini sürdürdüler. İstedikleri zaman parti kapattılar, iktidar değiştirdiler, partileri böldüler, genel başkan değiştirdiler, genel başkanlara kasetlerle tuzaklar kurdular. Ama şimdi artık yapamayacaklar. İlk defa ama ilk defa ipin ucu milletin eline geçecek, millet adına güçlü bir sistem kurulacak. Bu güçlü sistemde yetki verilen başkan cumhurun başkanı, yetki verilen parlamento yasamada güçlü olacak ve onun şekillendirdiği yargı millet, devlet adına yargı görevini yapacak. Dolasıyla ıslatan cümlelere sakın aldanmayın. Diktatörlük falan bu ülkede gelmez, geçmişe bakın hangi diktatörlükler oldu ve arkasında kim durdu?"
Müezzinoğlu, referandum için "hayırcı''lara da bakılmasını isteyerek, şöyle devam etti:
"Hayırcı'ların öncülüğünü yapan CHP milleten hep korkmuştur. Son 30 yılına bir bakın. 'Cumhuriyet elden gidecek' cumhur önemli değil. Ya cumhur varsa cumhuriyet anlamlıdır, değerlidir ve güçlüdür. 'Laiklik elden gidecek' peki laiklik elden gidecek diyerek milletin başıyla, kıyafetiyle, hayalleriyle oynamaya kimin hakkı var? Bunu oynadın mı? Oynadın. Burada gencecik kızlarımızın kaderiyle istediğin gibi oynadın mı? Oynadın. Ailelerin hayalleriyle, umutlarıyla oynadın mı? Oynadın. Bundan daha kral diktatörlük olur mu? Partiyi kapatıyorsun, kapatma davaları açabiliyorsun. Açılan kapatma davalarının arkasında durabiliyorsun. 'AK Parti kapatılsa da meydan bana kalsa' diyebiliyorsun. O gün CHP Genel Başkanı'nın ifadelerine bir bakın. Şimdi de 'Gel senin önerdiğin sistemi de götürelim.' Öyle bir sistem önermiyor. Niye? Bu sistem işine geliyor. İktidar olamasa da işine geliyor. Bu anayasa ümük sıkma yetkisini belirli güç odaklarına vermiş. Artık bu ümük sıkma yetkisi milletin eline geçiyor. Millet diyor ki, 'Bana yanlış yapanın ümüğünü artık ben sıkarım kardeşim.' İnşallah bundan sonraki süreç güçlü bir milli irade sistemi. Millet kimi layık görüyorsa onu seçecek."
Bakan Müezzinoğlu, yeni sistemle gençlerin seçilme yaşının 18'e ineceğini de anlatarak, bunun hem ülke hem de gençler açısından önemli olduğunu sözlerine ekledi.
Konuşmasının ardından Bakan Müezzinoğlu, toplantıya katılan gençlerin sorularını yanıtladı.