TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Almanya'nın Köln şehrinde gerçekleşen "Darbeye Karşı Demokrasi Mitingi"nin tüm engelleme ve baskılara rağmen demokrasi şölenine dönüştüğüne dikkati çekti.
Başta Almanya olmak üzere, Almanya’ya komşu ülkelerden gelen on binlerce kişinin baskı ve kısıtlamalara rağmen sağanak yağmur altında Türkiye’nin demokrasisine sahip çıkmak için buluştuğunu dile getiren Yeneroğlu, "Her bir vatandaşımıza, büyük bir özveri göstererek darbe girişimine karşı bir duruş sergilediği için minnettarız. Bugünden itibaren hepimizi daha büyük sorumluluklar beklemektedir." dedi.
"Kamuoyunda oluşturulmaya çalışılan baskı ve kısıtlamaya rağmen insanlarımız yağmur altında milli iradeye, seçilmiş meşru Hükümete ve darbe karşıtı demokratik direncin başını çeken Cumhurbaşkanı'mıza destek için bir araya gelmiştir." diyen Yeneroğlu, farklı sivil toplum kuruluşlarının ortak organize ettiği programın, önyargıların aksine adeta demokrasi şölenine dönüştüğünü bildirdi.
"Bir kara delik halini alan terör ateşi, tüm dünyayı tehdit etmektedir"
Yeneroğlu, "Türkiye’nin içerisinde bulunduğu coğrafyada bir kara delik halini alan terör ateşi, tüm dünyayı tehdit etmektedir. Dolayısıyla Türkiye, ülkenin istikrarını ve milletin birliğini hedef alan her türlü terör tehdidini bertaraf etmek ve demokratik düzeni korumak için yasal sınırların öngördüğü tüm tedbirleri almakla mükelleftir. Bu bir takdir kararı değil özgürlüklerin korunabilmesi için asli zorunluluktur. Bu bağlamda yaşanan tasfiyeler üzerinden yürütülen manipülasyon ve propaganda karşısında yurt dışında yaşanan Türkiye kökenli insanlarımızın bıkmadan ve usanmadan iş yerinde, komşu ve arkadaşlarıyla doğruları paylaşması gerekir." diye konuştu.
"Yönümüzü gelecek günlere çevirmemiz gereken bir dönem başlamaktadır"
Gerçeklerin aktarılmasının, önyargıların kalkmasına ve ülkeler arasındaki insani ilişkilerin gelişmesine katkı sağlayacağını vurgulayan Yeneroğlu, şunları kaydetti:
"Ülkemizde yaşanan gelişmelerin, Avrupa’da sistematik biçimde çarpıtılarak aktarıldığına şahit olsak da bugünden itibaren, yönümüzü gelecek günlere çevirmemiz gereken yeni bir dönem başlamaktadır. Avrupa’daki Türkiye kökenli göç topluluğu 50 yılı aşkın süredir, tam 4 nesil boyunca emek vererek bugünlere gelmiştir. İş, eğitim ve sosyal hayatta elde edilen kazanımların güncel gelişmeler nedeniyle kaybedilmemesi elzemdir. Gerek göçmenler gerekse de Türkiye bağlamında oluşturulmaya çalışılan her türlü kriz karşısında önyargılı ve çarpık yaklaşımların kamuoyunda yayılmasına engel olmak, ayrıca Türkiye ve İslam düşmanlığına karşı koymak için göçmen kökenli toplumu temsil konumunda bulunan kurum ve kuruluşların etkin iş birliği geliştirmeleri gerekmektedir."