Almanya’nın Hanau kentindeki saldırıda hayatını kaybedenler arasında Türklerin de olması akıllara bu ülkede son yıllarda artan ırkçı ve İslam düşmanlığı kaynaklı saldırıları getirdi. Resmi rakamlar ülkedeki ırkçı saldırıların giderek arttığını gösterirken, seçimlerde aşırı sağ partilerin yükselişe geçmesi gelecek dönemde bu tür saldırıların artması endişesini de beraberinde getiriyor.
Saldırı sayıları rekor kırdı
Almanya’da Hükümet, kimi kesimler tarafından ırkçı saldırıları ‘gerçekten daha az’ açıkladığı iddiasıyla eleştiriliyor.
Bu iddiaya rağmen Alman Hükümetinin açıkladığı resmi rakamlar dahi durumun vahametini ortaya koyuyor. 2010’lu yıllardan itibaren ülkedeki ırkçı ve İslam düşmanı saldırıların arttığı gözlenirken, en önemli kırılmalardan biri 2016 yılında yaşandı.
Almanya İçişleri Bakanlığının raporuna göre 2016’da sadece mültecilere karşı bin 31 ırkçı saldırı gerçekleştirildi. Söz konusu saldırılar 2013’e göre 16 kat artışa işaret etse de bir türlü alınmayan önlemler ve atılamayan adımlar saldırıların her yıl daha da artmasını beraberinde getirdi.
2018’de aşırı sağcılar suç makinası gibi çalıştı
Takvimler 2018’i gösterdiğinde mültecilere, başta Türkler olmak üzere ülke dışından gelen ancak Almanya’da yerleşik olan gruplara ve camilere saldırılar hız kesmeden devam ederken, o dönemde Hükümet tarafından açıklanan başka bir rapor, olayların neden bu noktalara geldiğini daha anlaşılır kıldı.
“21 Mart Uluslararası Irkçılıkla Mücadele Günü” dolayısıyla Alman Hükümetinin, aşırı sağcıların işlediği suçlarla ilgili Federal Meclisteki soru önergelerine verdiği yanıtlardan derlenen bilgiler oldukça ilginç istatistikler içeriyordu.
Rapora göre Almanya‘da 2016’da 23 bin 555 suç ile rekor kıran aşırı sağcılar, 2017’de 20 bin 520, 2018’de ise 19 bin 105 suç işledi. Rakamlar bu denli yükselirken, ne siyasi arenada ne de sosyal hayatta ırkçılık ve İslam düşmanlığı konusunda net adımlar atamayan Alman Hükümeti, özellikle Türklere yönelik başlatılan saldırılar için de yeterli önlem alamadı.
Müslümanlara ve camilere saldırı ilk sırada
2018 yılıyla ilgili açıklanan raporda inanç merkezleri ve toplumda farklı dine sahip kişi ve gruplara yönelik saldırılara ilişkin rakamlar da yer aldı. Buna göre, 2018 yılı ocak-eylül döneminde camilere ve Müslümanlara 578 saldırı düzenlendi. Müslümanlara yönelik saldırılar kapsamında hakaret ve taciz gibi suçlar işlenirken, camilere de ‘mala zarar verilmesi’ ve ‘duvarlara yazı yazılması’ şeklinde saldırılar oldu. Söz konusu saldırılarda en az 40 kişi yaralanırken, saldırıların büyük bölümünü aşırı sağcılar gerçekleştirdi.
Mülteciler de hedefte
Almanya İçişleri Bakanlığının söz konusu dönemde hazırladığı raporda mültecilerin de Avrupa’nın göbeğinde ne tür saldırılara maruz kaldığını göstermesi açısından önem taşıyor.
2015 yılında mültecilere yönelik ülkede bin 500 saldırı gerçekleştirildi. 2014 sayılarıyla mukayese edildiğinde 5 misli artış olduğu görülürken, tarih 2016’yı gösterdiğinde ise Almanya'da mülteci ve mülteci kamplarına yönelik saldırı sayısı 3 bin 500’e yükseldi.
2017 yılında 2 bin 219 ve 2018'de ise iki bin saldırı gerçekleştirilirken, geçen yıl mültecilere yönelik bin 500’ün üzerinde saldırı oldu.
Türklere yönelik baskılar sürekli artıyor
Irkçılığın, İslam düşmanlığının, camiler başta olmak üzere inanç merkezlerine saldırıların sürekli arttığı Almanya’da Türklere yönelik de sistematik olarak çeşitli faaliyetler yürütülüyor. Özellikle Türklerin sosyal hayattaki konumlarını hedef alan saldırılarda da aşırı sağcılar ön sırada yer alıyor.
Kendi aralarında Türkçe konuşan isimler sıklıkla fiili saldırıya maruz kalırken, okullarda teneffüslerde dahi öğrencilerin Türkçe konuşmasının yasaklanması, çocukların 4 yaşında Almanca sınavına alınması ve sınavı geçemeyenlerin ailelerine bazı yaptırımların getirilmesi gibi planlamalar sürecin gelecek dönemde nerelere evrilebileceğini de gösteriyor.
Almanya’nın kara lekesi: Solingen faciası
Son dönemlerde ırkçı saldırılarda rekor kıran Almanya’da Türkler geçmişte de çok defa saldırıların hedefi oldu. Bunlardan en önemlilerinden biri de hiç şüphesiz 29 Mayıs 1993 tarihinde Solingen şehrinde gerçekleştirilen kundaklamaydı.
Türk kökenli Genç ailesinin evi Neo-Naziler tarafından kundaklanmış, aileden beş kişi yaşamını kaybetmişti.
NSU davası halen akıllarda
Almanya’da Türkleri doğrudan hedef alan saldırılarla ilgili son dönemlerde en çok konuşulan konulardan biri de NSU (Nasyonal Sosyalist Yeraltı) terör örgütüne yönelik yürütülen soruşturma ve mahkeme süreci oldu.
2000-2007 yılları arasında 8'i Türk 10 kişiyi öldürmek, 2 bombalı saldırı ve 15 banka soygunu düzenlemekle suçlanan NSU terör örgütü, 4 Kasım 2011'de tesadüf sonucu ortaya çıkmıştı. NSU üyelerinden Uwe Böhnhard ve Uwe Mundlos, 4 Kasım 2011'de bir banka soygununun ardından saklandıkları karavanda ölü bulunmuş ve intihar ettikleri öne sürülmüştü.
O dönemde Alman makamları iki Neo-Nazi’nin intihar ettiğini açıklarken, yaşadıkları evdeki tüm delillerin imha edildiği ortaya çıktı. Kamuoyuna aktarılana göre sanıklar birlikte yaşadıkları evdeki delilleri yok etmek için evi ateşe verdi ve teslim oldu. Uzun yıllar boyunca oldukça profesyonel bir şekilde yapılan saldırılar ve işlenen cinayetler mahkeme sürecinde ikisi ölü toplam üç sanık üzerine kurgulandı.
Hessen Eyalet Hükümeti NSU terör örgütünün Kassel'de katlettiği Halit Yozgat cinayeti esnasında orada bulunan bir istihbarat çalışanı nedeniyle ilgili istihbarat dosyasına 120 yıl erişim yasağı getirmişti.
Almanya Adalet Bakanı Lambrecht ise NSU terör örgütünün işlediği cinayetlerin tam olarak aydınlığa kavuşmadığını açıklamıştı.
Kaynak: TRT Haber, AA.