Eskişehir Sanayi Odasını ziyaretinde konuşan Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Eskişehir'in savunma sanayiinde çok önemli paydaşlara ev sahipliğini yapan, önemli kabiliyetlerin biriktiği bir kent olduğunu söyledi.
Savunma Sanayii Başkanlığının güvenlik güçlerinin modernizasyonu ve savunma sanayinin geliştirilmesiyle görevlendirilmiş her türlü silah, araç gereç, sistem ve teçhizatla benzeri ihtiyaçları karşılamak, savunma sanayi teknolojilerini geliştirmek üzere çeşitli proje ve faaliyetler yürüttüğünü aktaran Demir, şöyle devam etti:
"Bu faaliyetlerin ana ekseninde özellikle stratejik ürün ve metotlarda sistemlerde yerlileşme ve milli sistemlerle çalışma ve bu anlamda teknoloji kazanımı yatıyor.
Yıllar önce hazır alım modelleri ile giden geniş ölçüde dışa bağımlı bir savunma sanayimiz varken, güvenlik güçlerimizin, silahlı kuvvetlerimizin kullandığı sistemleri, cihazları, teçhizatları dışarıdan temin etmek zorunda kalır ve onların idamesi, onarımı ve benzeri, güncellenmesi modernizasyonu süreçlerinde de yine bu çok uzun süre bağımlılığa yol açan bir zincirin dairenin içerisinde kalmışlığımız vardı ancak artık bunu aşıyoruz."
İhracat yüzde 30 arttı, ithalat yüzde 60 geriledi
Demir, son 5 yılda Türkiye'nin savunma sanayi ihracatının yüzde 30 artığını, ithalatının ise yaklaşık yüzde 60 gerilediğini dile getirdi.
Bu durumun, savunma sanayinde dışa bağımlılığı bitirme hedeflerine ulaşma konusundaki kararlılıklarının bir göstergesi olduğunu vurgulayan Demir, "Yıllar önce, temin ettiğimiz yabancı kaynaklı sistem, platform ve ürünlerin idamesi ile ilgili bağımlılığımızdan da kurtulabilseydik, bu oranların çok da değişik olabileceğini görebilirdik. Yani ithalat miktarımızın çok daha azaldığını görmek mümkündü." dedi.
Savunma sanayinin ülke için stratejik öneme sahip olduğuna değinen Demir, kendilerinin görevinin Milli Teknoloji Hamlesi doğrultusunda yerli ve milli sistemleri donatmak olduğunu anlattı.
İsmail Demir, sözlerini şöyle tamamladı:
"Yerli ve milli kelimesi çok kullanılır oldu ama ben şunu belirtmek isterim ki ilk anlamını bulduğu, gerçekten etkisini gösterdiği ve bu anlamda itici gücü oluşturduğu alan savunma sanayi olarak ortaya çıktı ki bu da haklı bir ortaya çıkış. Türkiye'nin güvenliği, bağımsızlığı, istiklal ve istikbal mücadelesindeki kendi yönünü çizme, kendi kararlarını verme azmi ve gücü de buradan gelecektir.
Bugün Türkiye, küresel tedarikçilerin çıkarttığı çeşitli zorluklar, gizli ve açık ambargolara rağmen ürünlerimizi sahaya vermeye devam etmekte, çok ince detayda yer alan küçük bileşen ve sistemlerde bile karşımıza çıkarılan engellerin aslında ne kadar anlamsız olduğunu hem görmekte hem de göstermektedir.
Bugün dünyada bu ürünleri üretirken, bu galibiyeti elde ederken savunma sanayi önemli rol oynuyor ama aslında sanayi ve teknoloji ekosistemimiz bu konuda en önemli rolü oynuyor. Yani kuvvetli ve yaygın, kabiliyetli bir ekosisteminiz yoksa sadece bir alanda iyi olmanız mümkün olmuyor."