Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, CNN Türk'te katıldığı "Hafta sonu" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Kurtulmuş, İstanbul'daki terör saldırısına ilişkin soru üzerine, bunun çok acı verici bir durum olduğunu belirterek, şehitlerin aileleriyle Türk halkına başsağlığı dileklerinde bulundu.
Ağır ve alçak bir terör saldırısının olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, çok sayıda yaralının bulunduğunu ve onları akşam hastanelerde ziyaret ettiklerini ifade etti.
Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Planları detaylı bir şekilde çalışılmış bir saldırı olduğu anlaşılıyor. Beşiktaş taraftarı maçtan çıktıktan sonra en son Bursaspor taraftarı da çıkartılıyor ve son derece rutin, güvenliği sağlayan çevik kuvvet mensubu polislerinin toplanma yerleri hedef alınıyor. Doğrudan doğruya hedef polisin kendisi, polis teşkilatımızdır. Beleştepe dediğimiz stadın üstünü gören o eski yükseltinin olduğu yerde bombalı araç patlıyor. Araç ortada yok, o kadar kuvvetli bir bomba kullanılmış ki kilolarca, yüzlerce kilo bomba kullanılmış. En az 300-400 kiloluk bir patlayıcının kullanıldığı uzmanlar tarafından ifade ediliyor. Arabanın patladığı yerde çukur açılmış ve araba yok ortada, o kadar paramparça olmuş. Toz duman büyük bir çukur açılmış ve 45 saniye sonra da Maçka Parkında bu sefer polisin şüphelendiği, üzerinde bir mont ve arkasında sırt çantası olan birisine polis dur dediği sırada, maalesef orada da 4 polis, bir sivil vatandaşımız olmak üzere olmak 5 kişi şehit oluyor. Ağır bir saldırı. Hala ağır yaralılarımız var, ümit ederiz ki bu sayı artmaz ama endişeyle takip ediyoruz. Milletimizin başısağolsun. Çok haince, çok alçakça bir saldırı."
"Oklar PKK'yı gösteriyor"
Saldırıyı hangi terör örgütünün düzenlediğine ilişkin bir bilginin olup olmadığı sorusu üzerine Kurtulmuş, net bir şey ortaya çıkmadan bir şey söylemelerinin mümkün olmadığını söyledi.
Kurtulmuş, "Ama araçtan yola çıkılarak hareket ettiğimiz zaman oklar PKK'yı gösteriyor. Netleştiği taktirde bunlar kamuoyuyla paylaşılacaktır. Nihayetinde belli ki çalışılmış bir senaryo, belli ki üzerinde planlanmış bir senaryo ama bu netleştiği zaman resmi olarak da açıklaması yapılacak." dedi.
Bu ölçekteki bir saldırının dışarıdan destek alınmadan yapılmasının mümkün olup olmadığı yönündeki soruya Kurtulmuş, Türkiye'nin uzun yıllardır terörle mücadele ettiğini hatırlatarak şöyle karşılık verdi:
"Dünyadaki bütün diğer terör saldırılarına baktığımız zaman çok net olan bir şey var. Terör örgütlerinin arkasında bulunan bazı güçler, bazı ülkeler, bazı istihbarat birimleri onlara destek olmaktan vazgeçsinler. Örneğin DEAŞ. Şimdi bütün dünya DEAŞ'la mı mücadele ediyor? Arkasından çekilsinler bir gün dayanamaz. Bu adamlar bu silahları nereden buluyor? Aynı şekilde PKK. Bu silahları, bu bombaları, her şeyden önce bu aklı nereden buluyor, bu planlamaları nasıl yapıyorlar? Böyle baktığımız zaman çok net olan bir şey var. Bunların her birisinin, her terör örgütünün arkasında sahipleri var. Bunlar nihayetinde diyoruz ya vekalet savaşları. Yani maşaların kullanıldığı savaş. Buradaki son saldırıda bir maşa kullanılmıştır.Büyük ihtimalle PKK görünüyor ama o maşayı kim kullandı, niye kullandı, nasıl kullandı? Esas olan şey budur. Bir kere daha haykırıyoruz, bir kere daha samimi bir şekilde bütün dünyaya çağrıda bulunuyoruz; teröre karşı ortak mücadele ise lütfen bütün ülkeler, bütün güçler kullandıkları bu maşaları kullanmaktan vazgeçsinler çünkü terörün hedefi belli değil."
"Türkiye, şu anda terörle mücadele etmiyor, terörle boğuşuyor, savaş ediyor"
Bu anlamda Türkiye'nin samimi olarak, gelen istihbaratı hangi ülkeye karşı olursa olsun, bu bilgileri paylaştığını aktaran Kurtulmuş, burada herkesin samimi olması gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Türkiye, şu anda terörle mücadele etmiyor, terörle boğuşuyor, savaş ediyor. Bu savaşta Türkiye'yi herkesin elinde ne bilgi varsa desteklemesi lazım. Hiç kimsenin sahadaki bu örgütlere şu ya da bu şekilde tırnak içinde söylüyorum, 'Siyasi nedenlerle sempati duyarak destek olmaması lazım.' Bu kadar net söylüyorum. Dolayısıyla herkes kendi tutumunu gözden geçirmek durumunda."
"Terörle mücadelede iki yüzlülük var"
"AB Türkiye'nin tam üye olmak istediği bir yer. Amerika, Batı ittifakındaki önemli müttefikimiz. NATO içinde bu ülkelerin bu gruptaki ülkelerin birden fazlasının PKK ile bir şekilde, bir ilişkisinin olduğuna dair... Kimisinin silah sattığı açık veya örtülü kanallardan, kimisinin siyasi destek niteliği taşıyacak ifadeler kullandığı, sergiler açılması vesaire... Türkiye gerçekten bu ülkelerin müttefiki ise yıllarca NATO'nun gereklerini yerine getirdik. Neden yanında değiller. Türkiye'nin bölünmesi, parçalanması ve istikrarsızlığa sürüklenmesinin Batı ittifakı bakımından ne anlamı olabilir ki?" şeklindeki soru üzerine, Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Terörle mücadelede açık bir iki yüzlülük var. Yani 'Şu terör örgütü iyi, şu kötü. Şu örgüte destek olalım.' DEAŞ'a karşı mücadele ettiğini iddia ettikleri PYD örgütünün, ellerindeki silahların önemli kısmını bizim müttefik olduğumuz bazı ülkelerden gidiyor. Seri numaralarıyla vesaire bunları hepsi ortaya konuluyor. Söylendiği zaman mazeret, 'Bu Türkiye'ye karşı değil. Bu DEAŞ'a karşı verilen mücadelenin bir gereğidir.' deniliyor. Ama onlara verdiğiniz silahlar bir müddet sonra içeride PKK'nın elinde çıkıyor. PKK'nın eylemlerinde ortaya konuluyor. Dünkü patlayıcı gibi, bunlar herhalde Çarşamba pazarında satılan mallar değil. Bunları birileri getiriyor ve bu adamlara veriyor. Dolayısıyla bu tür bombaların ve silahların, son derece gelişmiş silahların herhalde çarşıda, pazarda terör örgütleri tarafından elde edildiğini söylemek insanlarla dalga geçmek olur."
"HDP'ye baskı yapıldığı için terör artıyor görüşü..."
"Türkiye'nin atmakta olduğu adımlar, PKK ve PKK uzantılı terör eylemlerinin, saldırılarının artmasına mı neden oldu?" sorusu üzerine Kurtulmuş, şu yanıtı verdi:
"Tırmandıran etki yaratmıyor. HDP, PYD, PKK...Zaten bunlar, muazzam bir saldırı sürecini başlattılar geçen sene temmuz ayından itibaren. Bir taraftan onlar, bir taraftan DEAŞ, bir taraftan irili ufaklı terör örgütleri. Yani herhangi bir şekilde Türkiye bu operasyonları yapmak zorunda niye kaldı? Kilis'i düşünün. Kilis'e sürekli roketler düşüyordu. Ayrıca sınır ötesinden sadece DEAŞ'ın değil, PYD vasıtasıyla PKK'nın da sınır ötesinden bir takım lojistik destekler sağlandığı çok aşikardı. Dolayısıyla Türkiye bunları önlemek için bu mücadeleyi başlattı.
HDP ile ilgili mesele ise; o son derece yanıltıcı olur. 'HDP'liler ile ilgili tutuklama oldu da ondan sonra terör yükseldi'. Bu son derece yanlış bir değerlendirme olur. Zaten terör ciddi bir şekilde yükseltilmişti. Biz HDP'nin, halkın oyunu alarak meclise gelmiş bir parti olarak Türkiye siyaseti için önemli bir parti olduğunu ve bu anlamda da şans olarak görülmesi gerektiğini ifade ettik. Arkasından da hep şunu söyledik; Bunun için de HDP terörle arasına bir mesafe koysun. Bir kere daha dönüp desinler ki; 'Artık sizin şu terör eylemlerini yapmanızı istemiyoruz. Çekilin biz sizden değiliz, bu halk sizden değildir. Bana oy veren halk, siz terör eylemi yapın, çoluğunun, çocuğunun evinin önünde çukur kazın, bomba koyun diye bize bu desteği vermedi.'. Ne olur bir kere şunu söyleyin. Maalesef HDP, bırakın terörle, bombayla arasına mesafe koymayı, söylenenler ortada. Şu anda bir kısmı gözaltına alınmış, tutuklanmış olan HDP milletvekillerinin söyledikleri ortada. Maalesef böylesine demokratik bir şans kullanılamadı, heba edildi. Bu anlamda HDP'liler, teröre yapmış oldukları destekler çerçevesinde, bunlar dolayısıyla gözaltına alındılar ve bir kısmı tutuklandı, birkaçı da serbest bırakıldı. Dolayısıyla bu yanlış bir yorumlama olur. Yani HDP'ye baskı yapıldığı için terör artıyor görüşü son derece yanlış ve hatta sakıncalı bir değerlendirmedir. Teröre karşı mücadelede keşke HDP başından beri çok ciddi bir şekilde, kendisine oy verenlerin hayrına olacak şekilde durmayı başarsaydı, belki o zaman PKK'nın bu kadar yoğun bir terör saldırısı içinde olması mümkün olmazdı."
"Sözleri öyle olmakla birlikte parti terör eylemlerinden rahatsız değil"
En son terör saldırısını HDP'nin kınamasına ilişkin ise Kurtulmuş, "İsimlerini vermeyeyim ama bir taraftan bu kınamayı yapıyorsunuz, şu anda içeride olan milletvekillerinden bazısının 'Biz arkamızı dağa yasladık, dağdakiler size haddinizi bildirir' sözleri, bir başkasının, 'PKK sizi tükürüğüyle boğar' sözleri, ayrıca başkalarının teröristlerin cenazelerine gidip, taziyelerine katılmaları.. Bütün bunların hepsi, siz ne söylerseniz söyleyin ama partinin milletvekilleri, yöneticileri böylesine yanlışların içine düşerse bunun çok açık bir karşılığı var. Demek ki sözleri öyle olmakla birlikte parti terör eylemlerinden rahatsız değil, hatta bu eylemlerde öldürülen teröristlerin cenazesine sahip çıkacak kadar da bu işi benimsiyor anlamı çıkar." dedi.
Terörle mücadelenin, Türkiye'deki herkesin hassas olduğu bir konu olduğunu ifade eden Kurtulmuş, terörle mücadelede en fazla hassasiyeti de Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki halkın gösterdiğini, onun için terör örgütüyle, HDP ile arasına mesafe koyduğunu söyledi.
HDP'den beklentilerinin de bu şekilde olduğunu anlatan Kurtulmuş, "Koyun aranıza mesafeyi, yok sayın. PKK ile mücadelenin bir unsuru, meşru demokratik bir unsuru olarak parlamentonun içindesiniz, bu mücadeleye destek verin. Ama maalesef bunları yapamadılar." dedi.