Deprem kuşağında yer alan Türkiye birçok kez acı tecrübeler yaşadı. 17 Ağustos 1999’da meydana gelen 7,4 büyüklüğündeki Marmara depremi ise bir dönüm noktası oldu. 45 saniye süren sarsıntı Kocaeli, Yalova, Sakarya, İstanbul ve Düzce’de büyük yıkıma yol açtı. 17 bin 480 kişi hayatını kaybetti, 43 bin 953 kişi yaralandı, deprem yaklaşık 16 milyon kişiyi etkiledi. 17 Ağustos sonrası Türkiye artık eski Türkiye değildi.
Kentsel dönüşüm 10 yıldır gündemde
Kentsel Dönüşüm 2012 yılında yasal olarak hayatımıza girdi. AK Parti hükümetinin depreme yönelik hazırladığı 6306 sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun” yeni bir yapılaşma sistemini de beraberinde getirdi. Amaç risk taşıyan binaları elden geçirmek, sistemli olarak yapı stokunu yenilemekti.
Bu kapsamda Türkiye’de 3 milyon 200 bin konut yenilendi. 81 ilde 922 ilçede ise 250 bin konutun dönüşümü sürüyor. 24 milyon kişi depreme dayanıklı şekilde inşa edilen binalarda yaşıyor. 6,6 milyon ev ve iş yerinde de denetim tamamlandı. Bu çalışmalarda en önem taşıyan il ise hiç kuşkusuz deprem riskinin yüksek olduğu Türkiye’nin en kalabalık şehri İstanbul’du.
İstanbul’da kentsel dönüşümde neler yapıldı?
15 milyondan fazla kişinin yaşadığı İstanbul kentsel dönüşüm çalışmalarının odak noktası oldu. 39 ilçede 695 bin konut yenilendi. 93 bin konutun dönüşümü ise devam ediyor. Ancak İstanbul için daha alınacak çok yol var.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nün verilerine göre İstanbul'da meydana gelmesi olası 7,5 ve üzeri büyüklüğe sahip bir depremde 1,2 milyon civarındaki binadan 491 bininin hasar alması bekleniyor. Yine aynı senaryoya göre 13 bin 492 binanın çok ağır, 39 bin 325 binanın ağır, 136 bin 746 binanın orta, 300 bin 963 binanın ise hafif hasar alması öngörülüyor.
Anadolu Ajansı'nın derlediği istatistiklere göre, İstanbul'da bir binada 12,72 kişi yaşadığı göz önüne alındığında hasar alması beklenen binalarda 6,25 milyon kişinin kaldığı düşünülüyor. Çok ağır ve ağır hasar alması beklenen binalarda ise 671 bin 832 kişinin yaşadığı tahmin ediliyor.
9,4 milyon konutun DASK’ı yok
Marmara depremi sonrası hayatımıza giren bir diğer kavram da DASK oldu. Doğal Afet Sigortaları Kurumu 2000 yılında kuruldu. Zorunlu sigorta, depremden kaynaklanan yangın, patlama, yer kayması ve tsunami risklerine karşı konut sahiplerine güvence veriyor. Kısmi hasarlı veya ağır hasarlı bile olsa bina zararı bu sigorta ile karşılanıyor.
Ancak yıkıcı depremler korkutsa da DASK’a olan ilgi yine kentsel dönüşüm gibi istenilen seviyede değil… Ülke genelindeki 20 milyon 32 bin konutun yüzde 46,9'unun deprem sigortası yok. Bu rakam, 9 milyon 389 bin 355 konutun sigortasının olmadığı anlamına geliyor.
Deprem sigortalılık oranında yüzde 61,4 ile Marmara Bölgesi ilk sırada. Listede daha sonra yüzde 54,3 ile Ege, yüzde 49 ile Doğu Anadolu, yüzde 48,5 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi geliyor. Konutların sigortalılık oranı İç Anadolu'da yüzde 48,2, Akdeniz'de yüzde 47,3, Karadeniz'de ise yüzde 44,1 şeklinde...
İstanbul'da deprem sigortası yaptıranların oranı yüzde 62. Ancak kentte hala 4 milyon konuttan 1 buçuk milyonu depreme karşı sigortasız...
"Kentsel dönüşümde İstanbul iyi bir sınav veremiyor”
Yüksek İnşaat Mühendisi ve Kentsel Dönüşüm Uzmanı Cevdet Şentürk’e İstanbul’daki kentsel dönüşümü yavaşlatan etmenleri sorduk. Şentürk’e göre İstanbul’da arsalar çok kıymetli, parseller çok küçük, eski binalar da çok iç içe… Bunlara bir de kat malikleri arasında çıkan anlaşmazlıklar eklenince iş çıkmaza giriyor. Şentürk bu konuda devlet desteğini vurgulayarak vatandaşların da fedakarlık yapması gerektiğini vurguluyor:
“Devletin sağladığı kolaylaştırıcı imkanlar var. Bir kere bütün vergi ve harçlardan muaf oluyorlar. Devlet burada büyük gelir kaybına rağmen destek veriyor. Bir de vatandaş parselleri birleştirip alan artırımı yaptığı zaman mevcudun üzerinde alan artırımı veriyor. Vatandaşların orada da bir avantajları var.
Özellikle arsa sahipleri diyor ki 'Benim bir dairem var, yıkılıp yapıldıktan sonra da aynı metrekarede bir daire isterim.' Halbuki senin dairen 50-60 senelik daire. Orada bire bir isterim diyor ve fedakarlık yapmıyor.”
“Kentsel dönüşümü tek başına düşünmemek gerekir”
İstanbul’da kentsel dönüşüm genelde bina bazında sürüyor. Ancak Şentürk bunun yetersiz olduğu görüşünde… İstanbul’daki kentsel dönüşümün mahalle bazında geride kaldığını ifade eden Şentürk, “Kentsel dönüşümü tek başına düşünmemek gerekiyor. Çünkü İstanbul’da bu sefer trafik sorunu başlıyor, altyapı ve üstyapı sorunları başlıyor. Kentsel dönüşümü biraz daha mahalle bazında ele alıp sosyal donatıları, geniş caddeleri ve kaldırımları ile bir bütün olarak görmek gerekiyor” diyor.
Şentürk kentsel dönüşüm düşünenlere de yapmaları gerekenleri adım adım şöyle anlatıyor:
“Kentsel dönüşüm için önce parselin, evin, kat maliklerinin en az üçte ikisinin anlaşmış olması gerekiyor. Anlaşma sağlanmadığında zaten çok çok zor. Daha sonra bakanlığın önerdiği bir kuruluştan riskli yapı analizi yaptırılmalı. Ardından kentsel dönüşüm ofisine gidecek, 6306 sayılı kanuna göre bir müracaatta bulunacak. Binadan numuneler alınacak ve binasının riskli olduğu tespit edilecek. Ondan sonra bina ister kendi elleriyle ister müteahhit eliyle yıkılacak.”
Grafik: Şeyma Özkaynak