Kimi zaman Elon Musk’ın bir tweet'i, kimi zaman Reddit gibi forumlarda organize olan kişilerin büyük sermayelere karşı ortak bir tutumla hareket etmesi sonucu oluşan dalgalanmalar…
Son günlerde kafamızı nereye çevirsek kripto paralarla ilgili bir şeyler duyuyor, okuyoruz… Her ne kadar bu denli gündem olsalar da aslına ülkelerin resmi olarak kripto paralarla ilgili raporlarına ulaşmak henüz pek mümkün değil. Yine de küresel olayların ardından yapılan araştırmalar bize sürecin nereye varabileceğine dair bazı ipuçları veriyor.
Bursa Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Burak Darıcılı’ya istihbarat örgütlerinin kripto paraları neden kullandığından Türkiye’nin hem ekonomik hem de güvenlik birimlerinin nasıl bir yol izlemesi gerektiğine kadar geniş bir kapsamda sorularımızı yönelttik.
Sahibi belli olmayan bir sistem
Doç. Dr. Darıcılı, süreci daha iyi anlayabilmek için öncelikle ‘Kripto para nedir?’ sorusuna kısaca değinmek gerektiğine işaret etti ve “Blockchain denilen ve kabaca ‘kripto para cüzdanı’ olarak tanımlayabileceğimiz bir sistem var. Bu sistem üzerinden sanal paralar oluşturuluyor. Üreticisi de sahibi de belli olmayan bu paralar kripto para olarak kabul ediliyor” dedi.
Dijital verinin kopyalanmasına değil dağıtılmasına izin veren blok zinciri olarak kabul edilen blockchain veri kayıtlarını dağınık olarak milyonlarca farklı ağ üzerinde tutuyor ve böylece bilgilerin hacklenmesi gibi bir ihtimal de ortadan kalkıyor.
“Önümüzdeki 50 yıl içinde her işlemi bu ağ sistemi üzerinden yapmak mümkün olacak” diyen Darıcılı’ya göre tüm kamu hizmetleri, nikah işlemleri ve hatta seçimlerde oy kullanma dahi buradan yapılabilir.”
Herkesin yapabileceği bir iş değil
Reklamlarda sürekli gördüğümüz ‘siz de yapabilirsiniz’, ‘kripto madenciliğinden binlerce dolar kazanmaya hazır mısınız?’ gibi cümleleri hatırlattığımız Doç. Dr. Darıcılı, işin teoride öyle lanse edilse de pratik pek öyle olmadığını söylüyor.
“Bilgisayarı, interneti ve biraz da zekası olan herkes yapabilir gibi bir algı var ancak bu doğru değil” diyen Darıcılı, şunları söylüyor:
“Belli soruları çözdükçe ilerliyor ve madencilik denilen sistemi işleterek bir sanal para kazanıyorsunuz. Bunun için çok güçlü bilgisayarlar, hızlı bir internet ve gerçekten de bu alanda yetişmiş beyinler lazım. Tüm bunlar bizi kripto para dünyasının sıradan insanlar için yapılmadığı gerçeğine götürüyor.”
ABD seçimlerinde ve Kongre baskınında kripto izleri
Peki istihbarat örgütleri neden kripto paralarla bu kadar yakından ilgileniyor? Doç. Dr. Ali Burak Darıcılı, bu sorunun yanıtı vermeden önce iki kritik olayı hatırlatıyor:
“Donald Trump’ın ilk seçildiği dönem olan 2016’da manipülasyon haberleri ve bu sürece dair resmi raporlar zihnimizin bir köşesinde duruyor… Ne diyordu bu rapor? Rusya’nın askeri istihbarat teşkilatı GRU’da çalışan 15 kişi Bitcoin madenciliği yaparak sanal para kazanmış, ABD seçimlerinin manipülasyonuna dair eylemlerin finansmanı bu şekilde sağlamıştı.
Batı, Rusya’da bu işlerin çok farklı imkanlarla yapıldığı iddiasını ortaya attı ve eski bir nükleer santralde Bitcoin madenciliği yapıldığını, buradan elde edilen gelirle farklı işlerin fonlandığını öne sürdü.
Biz bu işin arka planını öğrenemeden bu kez yine ABD’den bambaşka bir olay patladı… Kongre binasının basılmasına ilişkin yürütülen soruşturmada FBI bazı kritik bilgilere ulaştı. Buna göre eylemcilere 500 bin doların üzerinde sanal para gönderilmiş ve kaos ortamı yine Bitcoin üzerinden finanse edilmişti.
Tabii göstericilere bu parayı gönderen kişinin Paris’teki otel odasında yüksek doz uyuşturucu alarak öldüğünü belirtmeden geçmemek gerekiyor. Bu kişi gerçekten yüksek dozdan mı öldü, başka bir şekilde mi öldürüldü belki öğreniriz gelecek dönemde.”
İstihbarat servisleri için kripto paralar bir ‘nimet’
Bu noktada aklımızda oluşan en temel soru bütün işi ‘gizlilik’ üzerine kurulu istihbarat örgütlerinin bu sürecin neresinde olduğu…
Doç. Dr. Darıcılı, sorumuza yanıt vermeden önce kripto paraların sahibinin olmadığı, bu nedenle izinin sürülemediğini hatırlatıyor. “Eğer basılı bir para kullansanız mutlaka bir şekilde izi sürülebilir. Bu risk hep vardı. Ama kripto para ile bu ihtimal de ortadan kalktı” diyen Darıcılı şöyle devam etti:
“İstihbarat örgütleri için blockchain ağının muhteşem bazı özellikleri var… Birincisi tabii ki gizlilik… Parayı üreten de gönderen de ortada yok. Ya da içeride bir köstebek olması, sizin operasyonlar için harcadığınız paraları ifşa etmesi gibi bir skandal ihtimali de yok… Bu çok değerli.
Ülkelerin istihbarat örgütlerinin bütçeleri olur. Bunlar ‘örtülü ödenek’ olarak kabul edilir. Ama bazen istihbarat kuruluşları da finansman sorunu yaşar. İşte bu sistemin diğer avantajı burada ortaya çıkıyor. Kripto para madenciliği için çok güçlü donanım, iyi bir bütçe ve zeka gerektiğinden bahsetmiştik. Bu üçü de istihbarat örgütlerinde var. Yani bir istihbarat örgütü kripto para madenciliği ile çok büyük paralar kazanabilir, bu paralar ile operasyonlarını finansman edebilir.
İşin bir diğer boyutu kripto paraların getirdiği kolaylıklar. Biliyorsunuz ki istihbari her operasyonun bir mali boyutu da olur. İstihbarat örgütleri, hedef ülkede yapacakları operasyonları finanse etmek için yüklü miktarda paraları çok farklı yollarla ülkeye sokmak zorunda kalırdı. Kimi zaman gemide, kimi zaman bir TIR’ın zulasında ya da bambaşka yerlerde… Ancak bunların hepsi risk demekti ve operasyonunuz başlamadan bitebilirdi.
Bugün ise kripto para kullanarak bu kadar zorlu bir engeli çok basit bir şekilde geçmiş oluyorsunuz… Çünkü mevcut kripto para ağı sizi bankacılık ağının dışına çıkarıyor. Hem bankaların çok sıkı denetlendiği ülkelerde avantaj elde ediyorsunuz hem de bankacılık sisteminin neredeyse hiç olmadığı ülkelerde dahi bir şekilde paranızı karşı tarafa iletebiliyorsunuz.”
İllegal iş olan her yerde kripto para olacak
Darıcılı’nın bu noktada üzerinde durduğu bir diğer konu ise illegal işlerle kripto para arasındaki ilişki. Türk gemicileri rehin alan deniz haydutlarının dahi kripto para üzerinden ödeme yapılması isteğinde bulunabileceği üzerinde duran Darıcılı, illegalitenin olduğu her yerde kripto paranın olacağı görüşünde.
Maliye Bakanlığı ve MASAK çok dikkatli olmalı
Tüm bunların karşısında Türkiye’nin hangi adımları atması gerektiğini konuştuğumuz Doç. Dr. Ali Burak Darıcılı, şunları söyledi:
“Kripto madenciliği milli güvenlik unsurlarının radarında olmalı. Yoksa karşı tarafın istihbarat operasyonlarına açık bir ülke haline gelmemiz ve bu tür operasyonların kripto paralarla kolayca finanse edilmesi gibi bir tehlike ile karşı karşıya kalma ihtimalimiz artar. Bu süreç bir ‘istihbarata karşı koyma’ olarak düşünülmeli ve karşı planlar buna göre yapılmalı…
İşin bir diğer boyutu Maliye Bakanlığı ve MASAK ile alakalı… Kripto para işlemlerinin hacimleri ve mümkün olan diğer tüm takipleri yapılmalı. Herkesin çok kolay bir şekilde işlem yapabildiği bir ortam var Türkiye’de.
Atılacak adımların demokrasiyle bağdaşmaması gibi bir durum kimsenin aklına gelmesin çünkü ülkeler kendi sınırları içindeki finansal faaliyetleri kontrol etmesi gerekli durumlarda vergilendirmekle mükelleftir.
Kripto para meselesi her alanda çok güçlü gelen bir dalga. Bu dalgaya ne kadar hazır olursak etkisi de o kadar küçük kalacak. Bu nedenle tam bir koordinasyon içinde kurumların bu alana kanalize olması şart.”