Ankara, İsveç'te cami önünde Kur'an-ı Kerim yakılmasına tepkili. Siyasilerden art arda sert açıklamalar geldi.
Sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamayla bu aşağılık eylemi lanetlediğini belirten Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İslam karşıtı bu eylemlere ifade özgürlüğü bahanesiyle izin verilmesi kabul edilemez. Bu tarz menfur eylemlere göz yummak suça ortak olmaktır."
"Hiçbir mahkeme kararı bu hakareti meşrulaştıramaz"
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, söz konusu eyleme izin verilmesini "skandal" olarak değerlendirdi. Din ve vicdan özgürlüğünün en temel insan hakkı olduğunu vurgulayan Tunç, şu sözleri kullandı:
"İnsanların kutsallarına hakaret, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez, hiçbir mahkeme kararı bu hakareti meşrulaştıramaz, bu durum hiçbir demokratik hukuk devletinde korunamaz. Lanetlenmesi gereken bir eyleme müsaade edilmesi özellikle Müslümanlar için içinde bulunduğumuz kutsal bayram günlerinde inancımıza yapılan açık saldırıdır. Özellikle NATO zirvesi öncesinde Türkiye'nin müttefiki olmak isteyen İsveç'in yetkili makamları, özgürlük kisvesi altında ülkesinde birbirini takip eden hukuksuzluklara ve provokasyonlara son vermeli, gerekli tedbirleri almalıdır."
"Kur'an-ı Kerim'e karşı yapılmış her saygısızlık insanlık suçudur"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Ömer Çelik, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, şunları kaydetti:
"İsveç makamlarının Kurban Bayramı günü bir cami önünde Kur'an-ı Kerim yakmak için yapılan başvuruya onay vermesini lanetliyoruz. İsveç Yüksek Mahkemesinin nefret suçlarını himaye eden tutumunu şiddetle kınıyoruz. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi Kur'an-ı Kerim'e karşı yapılmış her saygısızlık insanlık suçudur. Bu lanetli eylemlere karşı siyasi ve hukuki her zeminde en güçlü şekilde mücadele etmeye devam edeceğiz."
Dünyadan da tepkiler art arda geldi
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Vedant Patel’e, günlük basın toplantısında, İsveç’te Kur’an-ı Kerim yakılması olayı soruldu.
"Dini metinlerin yakılmasının, saygısız ve incitici olduğunu ve yasal olabilecek bir şeyin kesinlikle uygun olmadığını sürekli söyledik." ifadesini kullanan Patel, olay hakkında daha fazla yorum için İsveç hükümeti ve yerel kolluk kuvvetlerini işaret etti.
Patel, İsveç'in NATO üyeliğine kabulü konusunda da Macaristan ve Türkiye'yi katılım protokolünü gecikmeden onaylamaları için teşvik etmeye devam ettiklerini belirtti.
Arap ülkelerinden de tepkiler sürüyor
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, tekrar eden bu tiksindirici eylemlerin gerekçesi ne olursa olsun kabul edilmez olduğu, bu davranışların nefreti, ırkçılığı ve dışlamayı körüklediği ifade edildi.
Kuveyt Dışişleri Bakanlığı da olayı tüm dünyadaki Müslümanların duygularını alevlendirecek tehlikeli, provokatif bir adım olarak tanımladığı açıklamasında, uluslararası topluma ve İsveç hükümetine nefret ve taassup duygularının bertaraf edilmesi için acil harekete geçmeleri çağrısı yaptı.
Yemen Dışişleri Bakanlığı açıklamasında nefret dolu aşırılık yanlısı bir hareket tarafından İslami kutsal münasebetlerin olduğu bir süreçte dünya çapında Müslümanların duygularını kasıtlı provoke etmenin hesaba çekilmesi ve bunu teşvik edenlerin tümünün cezalandırılması gerektiği kaydedildi.
Bakanlık, hoşgörü değerlerine inanmayan, nefret kültürünü hedef alan bu türden tacizlerin engellenmesine ilişkin önlemlerin alınması çağrısı yaptı.
Kur'an-ı Kerim'i yakma eylemine tepki gösteren kurumlar arasında Körfez İşbirliği Konseyi de yer aldı. KİK yaptığı açıklamada, söz konusu eylemlerin aşırılık, çekememezlik ve nefreti gösterdiğini, İsveç makamlarının bunların durdurulması için ivedilikle harekete geçmesi gerektiği istendi.
Filistin Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, nefret dolu bir aşırılık yanlısı tarafından Kur'an-ı Kerim'e olan bu saldırının, nefret ve ırkçılığın açık bir ifadesi olduğu, hoşgörü değerleri, demokrasi ve başkasını kabule karşı açık bir saldırı anlamına geldiği kaydedildi.
Söz konusu eylemin fikir ve ifade özgürlüğüyle tezat olduğu belirtilen açıklamada, dünyada milyonlarca Müslümanın duygularına dokunduğuna dikkat çekildi.
Arap Parlamentolar Birliği de yapılanın dünya Müslümanları için kışkırtıcı bir eylem olduğunu belirterek, "İsveç makamlarının bu türden provokatif eylemlere devam etmesini" kınadı.
Lübnan'daki Yüksek İslami Şii Konseyi, olayı İslam ümmetine karşı bir saldırı, din ve inanç özgürlüğüne karşı açık bir ihlal olarak niteledi.
Şii Konseyi açıklamasında, halklara ve aydınlara yapılan çağrıda bu "din savaşının" karşısında ciddi bir şekilde durulması ve İsveç hükümetine baskıların artırılması istendi.
Ürdün, Dünya Müslüman Alimler Birliği, Hamas Hareketi ve İslami Cihad Hareketi, olaya ilişkin daha önceki açıklamalarında tepki ve kınamalarını duyurmuştu.
Filistin
Filistin Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, “Dışişleri Bakanlığı, İsveç'in başkenti Stockholm'de nefret dolu bir aşırılık yanlısı tarafından İslam dini ve Kur'an-ı Kerim'e yönelik nefret ve ırkçılığın bir ifadesi olarak Kur'an-ı Kerim'in bir nüshasının yakılması ve ona saygısızlık edilmesi suçunu kınıyor” ifadesine yer verildi.
Açıklamada, Kur'an-ı Kerim yakma eyleminin, “insan hakları ilkelerine, hoşgörü değerlerine, diğerini kabul etmeye, demokrasiye ve tüm dinlerin mensupları arasında barış içinde bir arada yaşama değerlerine karşı açık bir saldırı” olduğu vurgulandı.
Açıklamada “Bu ırkçı eylemin ifade özgürlüğüne tamamen aykırı olduğu ve dünyadaki milyonlarca Müslüman'ın hissiyatına dokunduğu" kaydedildi.
Stockholm Camisi önünde Kur'an-ı Kerim yakılması
İsveç'in başkenti Stockholm'de Irak asıllı Salwan Momika, Stockholm Camisi önünde polis koruması altında Kur'an-ı Kerim yakmıştı.
İsveç polisi yaptığı yazılı açıklamada, Kurban Bayramı'nın ilk gününe eşzamanlı olarak Medborgarplatsen'de bulunan Stockholm Camisi önünde Kur'an-ı Kerim'in bir nüshasını yakmayı amaçlayan gösteriye izin verdiğini duyurmuştu.
Provakatif eyleme, dünya genelinden büyük tepki yağmıştı.
Yüksek yargı, polisin Kur'an-ı Kerim yakma yasağını kaldırdı
İsveç'te şubat ayında Irak asıllı Salwan Momika, Irak'ın Stockholm Büyükelçiliğinin önünde ve Afrika kökenli Chris Makoundout, Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliğinin önünde Kur'an-ı Kerim yakmak istemiş, polis güvenlik gerekçesiyle bu provokasyonlara izin vermemişti.
Momika ve Makoundout, polisin kararını mahkemeye taşımıştı.
İsveç İdare Mahkemesi ise "güvenlik riski endişelerinin" gösteri yapma hakkını sınırlamak için yeterli olmadığını savunarak, polisin kararını 4 Nisan'da iptal etmişti. Bunun üzerine Stockholm polisi, kararı, Yüksek Mahkeme'ye taşımıştı.
Yüksek Mahkeme, İdare Mahkemesinin bu kararını onaylayarak polisin "Kur'an-ı Kerim yakma yasağını" 12 Haziran'da kaldırmıştı.