İsmail Koncuk, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve yönetimini eleştirerek istifasını duyurdu.
Hiçbir zaman koltuk ve makam derdinin olmadığını belirten Koncuk, "Böyle bir derdimiz olsa yanlışların üzerine cesaretle gidebilme hakkını kaybederdik. Neye mal olursa olsun doğruları dile getirdim." diye konuştu.
Koncuk, partisinin 3 Ağustos 2019 ve 20 Eylül 2020 tarihlerinde gerçekleşen olağan genel kurullarında demokrasi ile bağdaşmayan kirli operasyonlar ve ayak oyunlarının yaşandığını öne sürdü.
Parti içerisinde bir yandan kürsüden kamuoyuna demokrasi vurgusu yapıldığını diğer taraftan ise insanlıkla ve siyasi ahlakla ilgisi olmayan olaylar yaşandığını ifade eden Koncuk, şöyle konuştu:
"Bu partiye emek vermiş dava arkadaşlarımız, milletvekillerimiz bizzat Genel Merkez talimatı ile birçok il başkanınca dağıtılan kara listelere alınarak açıkça aşağılanmış, itibar suikastına uğramış, tasfiye edilmeye çalışılmıştır. Olayın en garip tarafı, hakarete uğrayan, kirletilmeye çalışılan bu arkadaşlarımızın haklı talepleri göz ardı edilerek, bu kirli operasyonu yapanların baş tacı edilmesi, mağdur edilen dava arkadaşlarımızın ise bizzat partinin üst kademe yöneticileri tarafından, hem televizyon ekranlarında hem de kamuoyu önünde sürekli hakarete uğramasıdır."
Koncuk, bugüne kadar sorumlu davrandıklarını, kanaatlerini Genel Başkan Akşener'e ilettiklerini ancak olumlu bir sonuç alamadıklarını aktararak, "Sayın Genel Başkanın tercihinin kara liste operasyonunun faillerinden yana olmasını, bizlere yönelik açık mesaj olarak görüyorum." dedi.
İyi Partinin yönetilemediğini savunan Koncuk, şunları söyledi:
"Adalet, şeffaflık, problem çözme iradesi yerine kendi içinde ve kendi eliyle adeta sürekli kaos yaratan bir siyasal hareket nerede görülmüştür? Kendi öz eleştirisini hiç yapmadan sürekli başkalarını suçlamak, bir siyasi partinin yönetim anlayışı olamaz. Partinin kuruluşunda görev almış il, ilçe başkanları, yönetici, üst kurul delegeleri ve kurucular kurulu üyelerinin büyük bölümü ya dışlanmış ya da partiyle gönül bağını koparmak zorunda bırakılmıştır. Emre amade, sorgulamayan, sadece talimatları yerine getiren bir teşkilat yapısı oluşturulmuştur ki bu tablo İYİ Partinin kuruluş misyonu ve kamuoyuna ilan edilen iddialarıyla bağdaşmamaktadır."
Koncuk, İyi Parti'nin, parti içi antidemokratik uygulamalar, ayak oyunları, dar ekipçilik anlayışına karşı kurulduğunu ancak 3 yılda tüm bu kavramların yerle bir edildiğini, demokrasi, adalet ve şeffaflığın sadece kamuoyuna karşı kullanılan kavramlar olmaktan öteye gidemediğini söyledi.
İyi Parti'de 3 yıldır ideolojik bir söylem birliği oluşturulmadığını ifade eden Koncuk, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İyi Parti Türk milliyetçiği ile merkez sağ hatta ulusalcı sol söylemler arasında sıkışmıştır. Ülkemizde yaşanan sosyokültürel olaylara ürkerek, 'kim ne der?' anlayışı ile yaklaşan, bir kimlik bunalımı içinde, adeta 'rüzgarın önünde sürüklenen yaprak' görüntüsü verilmekte, üst düzey açıklamalarda bile bir fikri birlik anlayışı görülmemektedir. Divan üyesi olarak görevlendirilen bazı kişilerin, Anayasa'nın ilk üç maddesi, Türklük tanımı, ana dilde eğitim konularındaki Türk milliyetçiliği ile taban tabana zıt görüşleri ile PKK, FETÖ konusundaki açıklamaları göz önüne alındığında, partinin vitrine koyduğu bu tür kişilerle nereye savrulduğu meçhuldür. Temsil noktasındaki bu zihniyet sahiplerini kabullenmek milliyetçi, muhafazakar insanlar için mümkün değildir."
HDP ile yürütülen anayasa çalışmaları iddiası
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 2 Haziran 2018 tarihinde "Millet İttifakı olarak elimizde anayasa mutabakat metni vardır." dediğini, CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu'nun anayasa çalışması yapıldığını açıkladığını söyleyen Koncuk, Genel Başkan Akşener'in ise "Bizim ne bir siyasi partiyle ne CHP, HDP veya kişiyle anayasa çalışmamız yoktur." dediğini belirtti.
Koncuk, böyle bir çalışma yapıldığına inandığını dile getirerek, şunları söyledi:
"CHP Genel Başkanı'nın açıklaması boşuna değildir. O tarihte Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalma durumuna karşı böyle bir Anayasa hazırlama gereği olduğuna inanıldı. Çünkü 'HDP'nin oyu alınmadan kimse Cumhurbaşkanı seçilemez' anlayışı vardı. Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmaya uygun bir strateji hazırlamaları gerekiyordu. Bu yolu buldular. Bunların bulduğu yol çok dilli eğitim ve özerklikti, Anayasa'nın ilk dört maddesinde yer alan 'Atatürk milliyetçiliği' ifadesinin kaldırılmasıydı. 'Türklük' tanımı 'Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı' şeklinde değiştiriliyordu. Bunları bugün inkar etmeleri normaldir ama İyi Partiyi yönetenlerin her kalıba girmek gibi bir hastalığı var. Esas değerlendirmemiz gereken budur. İktidar olmak için her yolu mubah gören bir anlayış şu an İyi Partiyi yönetiyor. Kızdığımız, üzüldüğümüz budur. Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmak için çok dilli eğitime yani PKK talebine, özerkliğe 'evet' diyeceksiniz. Bu yükü taşıyamadığınız için elbet bugün 'hayır' diyeceksiniz. Bunu millete, tabana izah etmeniz mümkün değil. Onlar bu makamları elde etmek için her kalıba girmeye dünden razıymış. Bizi kahreden budur."
Olağan kongrelerde yaşananlar
Koncuk, İyi Parti 2. Olağan Kongresinde ortaya çıkan listeden dolayı yaşanan tartışmalara değindi.
Akşener'in Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın'ı tercih ettiğini belirten Koncuk, "Bu sebeple her iki kongrede yaşanan operasyonların Sayın Meral Akşener’in bilgisi dışında yapılması mümkün değildir. Aksi söz konusu olsa yani Sayın Genel Başkan'ın bilgisi dışında yapılmış olsaydı, sorumlular baş tacı edilmez, partiye de açık zarar verenler hızla tasfiye edilirdi." diye konuştu.
İsmail Koncuk, partide büyük bir güvensizlik oluştuğunu, bu güvensizliğin sadece 3-5 milletvekili ile sınırlı olmadığını ifade etti.
Devlet yönetmenin çok ciddi bir iş olduğuna işaret eden Koncuk, "Bunu göstermek için öncelikle sorumluluğunu taşıdığınız siyasi partiyi, siyasi ahlak, adalet, vefa gibi kavramları öne çıkararak yönetmek, size güvenenlere verdiğiniz sözlere sadık kalmak, fikri sapmalara izin vermemek ve huzuru sağlayabilmek gerekir." dedi.
Türkiye ve Türk milletine böyle bir anlayışla hizmet edilebileceğini mümkün görmediğini vurgulayan Koncuk, sözlerini şöyle tamamladı:
"Sayın Genel Başkan'ın bu yaşananların dışında olduğuna dair zerre inancım kalmış olsa kalır ve mücadeleye devam ederdim, ancak tespitlerim, yaşadıklarımızın tamamının bizzat Sayın Genel Başkan'ın bilgisi dahilinde olduğunu göstermektedir. Ahlaki olan daha fazla kırgınlıklar oluşmadan herkes kendi yoluna anlayışı ile birlikteliğimizi sonlandırmaktadır. Bugünden itibaren İYİ Parti ile milletvekili olarak ve üye olarak bir bağlantım kalmamıştır. Gerek İYİ Parti TBMM Grubu'ndaki milletvekili arkadaşlarım gerekse tüm teşkilatlarda yönetici ve üye olarak bulunan samimi arkadaşlarımı saygıyla selamlıyorum. Onlarla dostluğum, benim açımdan bakidir. Türkiye ve Türk milletine hizmetten, hayatım boyunca savunduğum ilkelerden milim sapmadan, bundan sonra da bir adım geri durmayacağımı tüm kamuoyuna saygı ile duyururum."
Öten yandan Koncuk'un basın toplantısına eşlik eden İyi Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ, partisinden ihraç edildiğini basın mensuplarından öğrendi. Özdağ, konuya ilişkin sorulara cevap vermeyerek, daha sonra ayrıntılı bir açıklama yapacağını belirtti.