Gölbaşı'ndaki Özel Kuvvetler Komutanlığını (ÖKK) ele geçirmek isteyen cuntacı general Semih Terzi'yi vurarak Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) darbe girişiminin seyrini değiştiren Astsubay Ömer Halisdemir'i şehit eden darbeciler 21 Şubat'ta 14. Ağır Ceza Mahkemesinde hakim karşısına çıkacak.
Ankara Adliyesinde yargılanacak 18 sanıktan 17'si hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ile TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs" ve "nitelikli kasten öldürme" suçlarından dörder kez, sanık Mihrali Atmaca da 5 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
Ayrıca bütün sanıklar hakkında "silahlı terör örgütü üyeliğinden" 7,5 yıldan on beşer yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
Şehit Halisdemir'in eşi Hatice Halisdemir ile İsmail Oğuz ve Ayşe Şahin'in "müşteki" olarak yer aldığı davanın sanıkları şunlar:
"Ahmet Kara, Ahmet Muhammed Demi·rci·, Ali· Güreli·, Ali· Solmaz, Cemal Güleç, Ci·hat İbrahi·m Yörük, Erhan Almaz, Erkan Kütükcü, Fati·h Şahi·n, Furkan Aslanbay, Gökay Engi·n, Hali·t Çeli·k, Harun Topbaş, Hasan Aksoy, Hüseyi·n Oğuz, İsmai·l Çınar, Mehmet Bi·lge ve Mi·hrali· Atmaca."
"Terör örgütü sorumlu"
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Astsubay Ömer Halisdemir "şehit", darbe girişiminde bulunan Albay Ümit Bak'ın emir Astsubayı Nedim Şahin de "maktul" olarak yer aldı.
İddianamede, "Darbe teşebbüsüne ilişkin soruşturmalar kapsamında FETÖ/PDY üyesi bir kısım asker ve kamu görevlilerinin ifadelerinden, darbe teşebbüsünün anılan terör örgütünün lideri Fetullah Gülen'in bilgisi ve talimatı ile yapıldığı, sivillerin katledilmesi, kamu görevlilerinin şehit edilmesi başta olmak üzere ortaya çıkan maddi ve manevi zarardan, adı geçenin başında olduğu terör örgütünün sorumlu olduğu anlaşılmaktadır." tespitine yer verildi.
İddianamede, 15 Temmuz 2016'da Genelkurmay Başkanlığını ele geçiren TSK'ya sızmış örgüt üyelerinin, sanki emir komuta zinciri içerisinde gerçekleşiyormuş gibi sıkıyönetim emri, sıkıyönetim komutanları ve sıkıyönetim mahkemesi hakimlerinin isimlerinin bulunduğu direktifleri saat 21.30 sıralarında Özel Kuvvetler Komutanlığına ilettikleri anlatıldı.
Sözde atama listesine göre, Tuğgeneral Semih Terzi'nin 1. Özel Kuvvet Tugay Komutanlığından Özel Kuvvetler Komutanlığına atandığı belirtilen iddianamede, bu yazıların darbeye teşebbüs faaliyetinde yer alan ve Özel Kuvvetler Komutanlığındaki darbe faaliyetini yöneten Albay Ümit Bak'ın aralarında bulunduğu isimlerce değerlendirilerek darbe teşebbüsü eyleminde yer almayanları da ikna etmeye çalıştıkları bildirildi.
"Bu işin sonunda şehadet var"
Karargaha telefonla ulaşan Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı'nın, Albay Ümit Bak'ı ikna etmeye çalıştığı, ancak Bak'ın bunu kabul etmeyerek yeni komutanın Semih Terzi olduğunu söylediği anlatılan iddianamede, bunun üzerine Korgeneral Aksakallı'nın o sırada karargahta bulunan emir subayı Astsubay Ömer Halisdemir'i cep telefonundan aradığı ve Terzi'nin, darbeye teşebbüs eyleminin içinde yer alan vatan haini olduğunu, kesinlikle karargahın komutasını ona bırakmamasını ve bu işin sonunda şehadet olduğunu söyleyerek emir verdiği belirtildi.
İddianamede, Astsubay Ömer Halisdemir'in de vatansever bir asker refleksiyle kendisine verilen emre "emredersiniz komutanım" diyerek karşılık verdiği yer aldı.
Semih Terzi ve beraberindeki Ahmet Kara, Fatih Şahin, Furkan Aslanbay, Mihrali Atmaca, İsmail Çınar, Halit Çelik, Gökay Engin, Mehmet Bilge, Harun Topbaş, Ahmet Muhammed Demirci, Cemal Güleç, Ali Güreli, Ali Solmaz, Erkan Kütükçü, Erhan Almaz, Cihat İbrahim Yörük, Hasan Aksoy, Hüseyin Oğuz'un iki helikopterle Özel Kuvvetler Komutanlığının VIP alanına indikleri belirtilen iddianamede, Terzi'nin, güvenlik sağlandıktan sonra helikopterden çıktığı ifade edildi.
Terzi'nin, Albay Ümit Bak, Astsubay Turgay Usanmaz ve sivil kıyafetli Ali Kapucu tarafından karşılandığı aktarılan iddianamede, yaşananlar şöyle anlatıldı:
"Korgeneral Zekai Aksakallı'dan, Semih Terzi'nin darbeye teşebbüs eden hain olması nedeniyle kışlanın yönetiminin kendisine verilmemesi talimatını alan Astsubay Ömer Halisdemir dikkat çekmeden Terzi'yi karşılayanların arasına karışmış, bu şekilde karargah binasına doğru yürümeye başlamışlardır. Karargah binasına çok kısa bir mesafe kala Semih Terzi'nin sağ tarafından yaklaşan Halisdemir, vatansever bir asker davranışı ile beylik tabancasını çıkartarak Özel Kuvvetler Komutanlığının yönetimini darbecilere teslim etmemek adına Tuğgeneral Semih Terzi'ye yaklaşık 3-4 defa sağ tarafından ateş ederek, saat 02.16 sıralarında vurmuştur."
Ambulansı geri gönderdi
Halisdemir'in karargahın girişine göre sağ tarafında bulunan ağaçlık alana doğru kaçmaya başladığı anlatılan iddianamede, şu tespitlere yer verildi:
"Bu durumu beklemeyen darbeye teşebbüs eylemi içinde yer alan Terzi'nin yanındaki bütün şüphelilerin mevzi pozisyonu aldıkları, tim personeli Hasan Aksoy'un havaya bir el ateş açtığı, Halit Çelik'in de çalılıklara ve havaya ateş açtığı, bu sırada mevzi pozisyonu almayan Binbaşı Fatih Şahin'in kaçmaya çalışan Astsubay Ömer Halisdemir'in arkasından kısa mesafeden uzun namlulu silahı ile 11-12 el ateş ederek Halisdemir'i vurduğu anlaşılmıştır. Vurulan Halisdemir'in ağaçların arasına düştüğü, bu sırada diğer bir kısım askerler ile sıhhiyeci Hüseyin Oğuz'un Terzi'ye müdahale etmeye çalıştıkları, diğer bir kısım tim personelinin ise vurulan Halisdemir'i sürükleyerek karargah binasının giriş kapısının sağ tarafındaki alana yatırdıkları, bu sırada olay yerine ambulans çağrıldığı tespit edilmiştir."
Ambulansın olay yerine geldiği, sağlık görevlilerinin Halisdemir'in nabzının çok hafif attığını, durumunun ağır olduğunu belirlediği aktarılan iddianamede, bu sağlık görevlilerinin ve ambulansın Mihrali Atmaca tarafından olay yerinden gönderildiği kaydedildi.
Darbeciler içerisinde yer almayan ve o sırada karargahta bulunan Yüzbaşı Vural Volkan Bal'ın, Halisdemir'in nabzını kontrol ettiği belirtilen iddianamede, Mihrali Atmaca'nın Bal'ı oradan uzaklaştırdığı ve beylik tabancasıyla Halisdemir'e iki el daha ateş ettiği bildirildi.
Semih Terzi'nin ise kaldırıldığı GATA'da hayatını kaybetmesinin ardından sanıkların bir bölümünün taraf değiştirdiğine yer verilen iddianamede, bu kişilerden Mihrali Atmaca, Ahmet Muhammed Demirci ve İsmail Çınar'ın Albay Ümit Bak'ı teslim almaya çalıştığı, bu sırada çıkan silahlı çatışmada Bak'ın teslim alınmasına engel olmak isteyen emir subayı Nedim Şahin'in vurularak etkisiz hale getirildiği ifade edildi.
Öte yandan sanıkların, darbeci unsurlara karşı koymak için nizamiye bölgesine gelen Özel Kuvvetler Komutanlığı personeli İsmail Oğuz'u da başından yaraladığı aktarıldı.