Dağlık Karabağ’ın işgali ve sonrasında yaşanan çok sayıda düşük yoğunluklu çatışma son günlerde yerini geniş çaplı ve daha yüksek boyutlu bir sürece bıraktı… Kardeş ülke Azerbaycan ile işgalci Ermenistan arasında yaşanan ‘kısmi savaş’ günlerinde en çok duyduğumuz araçlardan biri de kamikaze drone’lar oldu.
Azerbaycan ordusunun İsrail’den satın aldığı bu araçların cephede çok yoğun kullanılması ve başarılı sonuçlar vermesi kamikaze drone’ları bir kez daha kamuoyunun gündemine taşıdı.
Hafif, çevik ve etkili
Savunma Sanayii Araştırmacısı Kadir Doğan, kamikaze drone’ları ‘Sabit veya döner kanatlı, alçak irtifadan hareket eden, hafif, çevik, içerisinde harp başlığı bulunduran ve bu harp başlığı ile belirlenen hedefe ulaşarak kendini infilak ettiren insansız hava araçları’ olarak tanımladı.
Bu platformların ANKA ve TB2 gibi Male sınıfı insansız hava araçlarıyla çok benzer sistemler olduğuna işaret eden Doğan, “Hatta temel sistem mimarileri bile aynı. Aynı zamanda bu platformların içerisinde yer alan temel bileşenler işlevsel olarak da TB2 ve ANKA gibi platformlardaki muadilleri ile aynı ancak kapsam ve kabiliyet noktasında birçok farklılıklar mevcut” dedi.
Hedefe doğru ‘ölüm dalışı’ gerçekleştiriyor
TB2 ve ANKA gibi platformlara kıyasla çok daha küçük ve hafif olan bu platformların söz konusu özellikleriyle kullanıcıya esnek bir kullanım zarfı sunduğunun altını çizen Doğan, şöyle devam etti:
“Kullanılan birçok kamikaze insansız hava aracı el veya bir mancınık yardımıyla kolayca fırlatılabiliyor. Bir pilot yardımı ile veya otonom bir şekilde hareket eden bu araçlar, belirlenen hedefe doğru hareket yapıp dalış gerçekleştiriyor.
Dalış esnasında hedefe belli bir mesafe yakınlığa ulaştığı takdirde, içerisindeki harp başlığını infilak ettiriyor ve daha geniş bir alana etki edebiliyor.
Genellikle statik hedeflerin vurulması ve anti-personel amaçlı olarak kullanılan bu platformlarda, çeşitli harp başlıkları da görmek mümkün. Tüm bunları alt alta koyduğumuz takdirde, maliyet etkinlik ve ürün kabiliyetlerini göz önüne alırsak, kamikaze insansız hava araçlarının çok etkin platformlar olduğunu söyleyebiliriz.”
Sürü halinde hareket edebiliyorlar
Kadir Doğan, söz konusu araçların tekli veya çoklu bir şekilde belirli bir formasyonda hareket edebildiğini ve aynı zamanda sürü olarak hareket etme kabiliyetine de sahip olabildiğini söyledi.
“Zaten bu platformların etki çapları da tekilden ziyade, çoğul özellikle sürü olarak kullanılmalarında ciddi oranda artıyor” bilgisini paylaşan Doğan, şunları söyledi:
“Bu platformların aynı anda farklı birçok hedefe doğru hareket etmesi ve o hedeflere karşı kamikaze saldırı başlatmaları da oldukça etkili bir durum.
Bunu aynı anda 8-10 tane SOM seyir füzesini farklı hedeflere atmaya benzetebiliriz. SOM gibi bir platformu, her tehdide karşı kullanmazsınız. Birçok açıdan gereksiz derecede etkili ve yüksek maliyetli olabilir ancak daha yakın, daha az etki gerektiren, örneğin bir askeri konvoya karşı, sürü halindeki kamikaze İHA kullanımı oldukça maliyet etkin bir şekilde kullanılabilir.
Aynı zamanda bu gibi platformlar küçük olmalarına rağmen oldukça etkin harp başlıklarına sahip olabiliyorlar. Özellikle anti-personel harp başlıkları entegre edilen bu platformlar, hedefe ulaşmadan kendilerini infilak ettirdikleri için etki çapları da büyük oluyor. Her açıdan elinizdeki enstrümanların çeşitliliğini artırmak adına oldukça önemli bir teknoloji.”
Türkiye bu alanda önemli çalışmalar yapıyor
Savunma Sanayii Araştırmacısı Kadir Doğan, Türkiye’nin bu alanda hangi noktada olduğunu sorumuza ise şu yanıtı verdi:
“Ülkemizde bu alanda ciddi çalışmalar yürüten STM’nin bir ‘kamikaza İHA ailesi’ bulunuyor. Alpagu ve Kargu ismiyle kamuoyuna duyurulan iki ürün mevcut. Alpagu döner kanatlı, Kargu ise sabit kanatlı bir platform.
Her ikisi de tek bir erin kullanabileceği platformlar. Bu açıdan ciddi bir kullanım esnekliği sunuyor. Yine her ikisi de anti-personel amaçlı olarak kullanıma uygun harp başlıklarına sahipler. Bu platformlar 5 kilometre menzildeki herhangi bir hedefe karşı yüksek hassasiyet ile yönlendirilip, hedefi imha edebiliyor.
STM bu ürünlerde elde ettiği kazanımları daha ileri bir seviyeye taşımak için de çalışmalarını sürdürüyor. Örneğin KERKES projesi kapsamında bu platformları GPS’den bağımsız bir hale getirmek üzerinde belirli bir noktaya geldiler.
GPS’den bağımsız bir şekilde sürü halde hareket eden, Kamikaze İHA geliştirme teknolojisine Türkiye’den bir firmanın sahip olması ülkemizin yerli ve milli savunma sanayii hamlesi adına son derece değerli. Çünkü planlanan yol haritası uygulanabilirse, nihayetinde Türkiye bu alanda en güncel ve en etkin teknolojiye ulaşmış sayılı ülkelerden biri olacak.
Bu teknoloji gelişiminin ciddi bir ayağı da sahadan gelen geri beslemeler. STM’nin Kargu aracı, Libya’da darbeci Hafter güçlerine karşı kullanılmış ve oldukça başarılı da sonuçlar almıştı. Bu açıdan da ‘combat proven’ yani ‘muharebede kendini kanıtlamış’ ürünler bunlar. O dönemde bizzat sahadan gelen bildirimlerle ürün her geçen gün daha da geliştirildi. Savunma sanayii ürününü milli olarak üretilmenin en büyük faydalarından biri de bu. Ve Türkiye bu aşamada gayet iyi bir ivme yakaladı.”