Bir anda ortaya çıkıyor, zikzak çizerek hedefe doğru ilerliyor ve düşman gemisine çarparak verilen görevi çoğu zaman başarıyla tamamlıyor… Ukrayna’nın Rus Donanması’na karşı düzenlediği Kamikaze İDA saldırıları ve elde ettiği başarı harp sahasında yeni bir doktrin anlamına da geliyor.
Ukrayna’nın insansız deniz araçlarıyla Rus Donanması’nı hedef alması hatta Karadeniz’deki en önemli gemilerini denklem dışı bırakması yakın geçmişte sıkça gündem olmuştu. Ancak aradan geçen zamanda özellikle Rus Savunma Bakanlığı yaptığı açıklamalarda Ukrayna’nın insansız deniz araçlarıyla yaptığı saldırıları bertaraf ettiğini duyuruyordu. Bu durum haliyle ‘Ruslar, kamikaze İDA’lara karşı çözüm geliştirdi’ algısını beraberinde getirdi.
Öte yandan, daha önce son derece riskli yerlerde bayrak gösteren Rus gemilerinin Ukrayna unsurlarından iyice uzaklaşması ve kendi topraklarına yakın yerlerdeki limanlarda çekilmesi de dikkatlerden kaçmadı.
Takvimler 4 Ağustos’u gösterdiğinde haberlere Rus Savunma Bakanlığı’nın açıklamaları düştü. Ukrayna’nın Kamikaze İDA saldırılarını bir kez daha ‘bertaraf’ etmişlerdi. Bu açıklamanın dumanı tüterken Ukrayna’nın servis ettiği görüntüler uluslararası ajanslarda yerini aldı. Görüntülere göre Ukrayna’ya ait bir Kamikaze İDA, Rusya'nın Karadeniz kıyısındaki Novorossiysk Limanı'nda bulunan çıkarma gemisine tam da ortadan çarpmış ve ciddi hasar vermişti.
Gün ağardığında sosyal medyaya düşen görüntüler Ukrayna’yı haklı çıkardı. Çıkarma gemisi iskele tarafına yan yatmış şekilde limanın iç kısmına çekiliyordu.
Henüz bu olayın yankıları sürerken Ukrayna Kamikaze İDA’ları bir kez daha sahne aldı. Bu kez hedefte Kerç Boğazı’ndaki akaryakıt tankeri vardı. Kamikaze İDA bu gemiyi de oyun dışı bırakmıştı.
USS Cole’den Ukrayna saldırılarına…
Kamikaze İDA ya da SİDA’lar birer asimetrik harp tehdidi olarak kabul ediyor. Her ne kadar Ukrayna savaşında daha geniş şekilde görülse de aslında bu tehdidi herkesin ciddiye alması gerektiğini gösteren ilk örnek yıllar önce Yemen’de karşımıza çıktı.
12 Ekim 2000 tarihinde Yemen’in Aden Limanı’nda demirli ABD muhribi olan USS Cole, El-Kaide tarafından saldırıya uğradı. Bir su üstü araca bağlanan patlayıcılarla gerçekleştirilen intihar saldırısında 17 ABD’li denizci öldü, muhripte ise ciddi hasar meydana geldi.
Her ne kadar yöntemler benzer olsa da bugün gelinen noktada Ukrayna’nın kullandığı Kamikaze İDA’lar gelişen teknolojiyle doğru orantılı olarak çok daha ölümcül. Muhtemelen uydu kontrollü, son derece teknolojik, patlayıcı taşıma kapasitesi ve gidebileceği menzil bakımından oldukça iyi verilere sahip araçlardan bahsediyoruz…
Kamikaze İDA’ları engellemek imkansız mı?
Tüm bu yaşananlar çok temel bir soruyu yeniden canlandırdı… Kamikaze İDA’lara karşı koymak mevcut şartlarda imkansız mı?
Bu noktada akla ilk gelen kelime savunma… Bir gemi kendini bu tür saldırılara karşı nasıl savunabilir? İşin kolayına kaçmak ve öncelikle sensörler, silahlar ve benzer dengelerden bahsetmek mümkün. Ancak ortaya koyduğu yıkıcı sonuçlar nedeniyle Kamikaze İDA saldırıları çok daha geniş bir açıdan bakılmayı hak ediyor.
Kamikaze İDA ya da SİDA saldırılarına karşı bir doktrin oluşturabilmek işin en önemli kısmı. Donanmaların ‘kendilerini nasıl savunacaklarına karar vermeleri’ burada temeli oluşturuyor.
Bu tür saldırılara karşı bazı temel şartları taşımak gerekiyor. Her şeyden önce çok iyi gözlem yapmak, durumsal farkındalığınızı üst seviyede tutmak, eğitimli personele sahip olmak ve bunları yönetecek kurmay aklı bulundurmak reçetenin üst sıralarında yer alıyor.
Kamikaze İDA’lar sadece tespit ederek karşı koyabileceğiniz bir unsur değil. Tespit edip aynı zamanda gözünüzü üzerinden ayırmamanız lazım. Yani çok iyi bir takip sisteminiz olmalı. Radarla ya da optik gereçlerle İDA’yı gördünüz diyelim. İş yine bitmiyor. Bu kez söz konusu hedefi bir şekilde etkisiz hale getirmeniz gerekiyor ki bu da başlı başına bir iş. Evet, gemilerde çok gelişmiş savunma sistemleri var ancak bunların çoğu yine gemilere ya da büyük tehditlere karşı geliştirilmiş.
Klasik mühimmatlarla karşı koymak çok zor
Kamikaze İDA’lar ya da SİDA’lar radar kesit alanı çok düşük, son derece hızlı ve çevik platformlar. Bu nedenle takip edilebilmeleri hem sistem hem platform hem de personel maharetine bakıyor.
Gördünüz, takip ettiniz ve şimdi ateş edeceksiniz… An itibariyle yeni bir sorununuz daha var. Elinizdeki 76 mm top ile insansız deniz aracına ateş ettiğinizi var sayalım. Sizin merminiz hedefe gidene kadar İDA sizin onu gördüğünüz yerden metrelerce uzakta olacak.
O zaman kısa mesafede çok hızlı yol alan, atım oranı yüksek bir kabiliyete ihtiyacınız var. Burada işin içine farklı radarlar, gelişmiş sensörler, paralanabilir mühimmat kullanmak gibi hamleler giriyor. Ve siz hedefinizdeki Kamikaze İDA’yı ya da SİDA’yı vuruyorsunuz. Sizce tehdit bitti mi?
Asıl sıkıntı sürü halinde gelecek unsurlara karşı
Eğer platformunuza doğru gelen tek bir hedef varsa ve siz onu etkisiz kıldıysanız şanslısınız. Ama unutmayın ki bu gibi saldırılarda günümüzün en önemli başlıklarından biri ‘sürü’ halinde üzerinize gelen insansız araçlar.
Daha net bir ifadeyle, yukarıda saydığımız tüm hamleleri yapsanız dahi sizin üzerinize çok sayıda insansız platform gelmeye başladığı an yapabileceğiniz pek de bir hamle kalmıyor. Sensörleriniz, vurucu unsurlarınız ve hatta personeliniz dahi ‘hangisine kilitleneceği’ konusunda kararsız kalıyor ve bu kararsızlık ciddi sonuçlara mal oluyor.
Burada bir noktayı unutmamak gerekiyor… Siz onlarca Kamikaze SİDA’yı engelleseniz de bir tanesi bile aradan sıyrılıp kendini size çarparak patlattığında tüm o savunmanız boşa gidiyor ve suda yüzen bir demir yığınına dönüyorsunuz.
Ortaya çıkan fotoğraf Kamikaze İDA ya da SİDA’lara karşı koyabilmenin çok ayaklı bir masaya benzediğini bize gösteriyor. Gece gündüz çalışabilen ve 360 derece tarama yapan kameralar, güçlü radarlar, gelişmiş sensörler, durumsal farkındalık, nitelikli personel, yetkin komutanlar bu masanın ayakları…
Türkiye bu saldırılara karşı koyabilir mi?
Görüldüğü üzere Kamikaze İDA ya da SİDA saldırılarına yüzde yüz karşı koymak mümkün değil. Bunu başardığını iddia eden ülkelerin de henüz sahada bir sınav vermediklerini söyleyelim.
Burada Kamikaze İDA’ların harp sahasına getirdiği yenilikler öne çıksa da Rusya’nın da bir türlü gerekli önlemleri alamaması dikkatlerden kaçmaması gereken bir diğer nokta.
Son olarak Türkiye’nin bu tür saldırılara karşı koyabilme ihtimaline değinelim… Her şeyden önce Türk Donanması’nın dünyada gelişen bu tür yeni dinamikleri çok yakından takip ettiğini biliyoruz. Ayrıca ülkemizin eğitimli personel, nitelikli kurmay kadro ve imkan/kabiliyetler açısından da oldukça iyi bir nokta olduğu sıkça vurgulanıyor.
İnsanız hava ve deniz araçlarında Ankara’nın elinin çok güçlü olduğu da sır değil. Gemilerimizi havadan korumak son derece değerli. Ancak burada bir parantez açmak da şart. Türkiye, çok gelişmiş insansız deniz araçları üzerinde çalışıyor. Bu platformların oldukça güçlü bir ateş kabiliyeti var. Ancak ilk etapta karar vericilerin insansız deniz araçlarında keşif/gözetleme/istihbarat kabiliyeti olan ‘karakol’ görevi yapacak SİDA’ları talep etmesi de tesadüf değil.
Türk SİDA’larının en önemli görevlerinden biri denizdeki patlayıcı yüklü asimetrik insansız sistemleri engellemek olacak. Ancak tüm bunlara rağmen Türkiye’nin de bu tür olası bir tehdide karşı yüzde yüz hazır olduğunu söylemek mümkün değil.