Kandil operasyonu Türkiye’nin istihbarat gücünün aynası

Türkiye’nin son dönemde PKK’nın sözde üst düzey isimlerine yönelik başarılı operasyonlarına bir yenisi daha eklendi. MİT ve TSK’nın ortak operasyonunda PKK Yürütme Komitesi üyesi ve PKK Merkez Komitesi üyesi Kasım Engin kod adlı İsmail Nazlıkul etkisiz hale getirildi.

Operasyonun yapılış tarzı ve gerçekleştirildiği yer ülkemizin terörle mücadelede geldiği noktayı göstermesi açısından da son derece önemli. Örgütün elebaşı Murat Karayılan'ın PKK Başkanlık ve Yürütme Konseyi üyelerinden 18 üst düzey teröristin öldüğünü kabul etmesi Kandil’deki paniğin boyutunu gözler önüne serdi.

Kandil en kolay hedeflerimiz arasında

Savunma politikası analisti Turan Oğuz’a göre bu operasyonda öne çıkan asıl nokta ne hedefin 150 kilometre derinlikte vurulması ne de kullanılan mühimmatın çeşidi… Oğuz’a göre bu harekat Türkiye’nin Kandil gibi PKK’nın sözde kalesi olan bir yerde dahi Türkiye’nin ne denli değerli istihbarat elde edebildiğini tüm dünyaya ilan ettiği için oldukça değerli.

Türkiye’nin Kandil’e özellikle son dönemlerde istediği zaman, istediği hava aracıyla harekat düzenleyebilecek durumda olduğunu söyleyen Oğuz, “Bugüne kadar gerek savaş uçaklarımızla gerek S/İHA'larımız ile istediğimiz hedefi gidip vurduk. İnsansız hava araçlarımızla çok etkin bir şekilde izlediğimiz bir alan” dedi.

Akıllı güdüm kiti ailemiz çok gelişkin

Bu tür hedefler için güvenlik güçlerinin envanterinde çok farklı seçenekler olduğunu anlatan Oğuz, şöyle devam etti:

“2000, 1000, 500 ve 250 libre bombalara entegre edebildiğimiz milli güdüm kitlerimiz var. Bu kitlerin kiminde hassas güdüm, kiminde lazer güdüm kiti mevcut. Ayrıca kanatlı güdüm kitlerimiz de var. Burada TÜBİTAK SAGE, Aselsan, Roketsan, Kale Havacılık gibi yerli kuruluşların katkıları bulunuyor.

Söz konusu güdüm kitleri yerli ve milli imkanlarla geliştirildi. Yaklaşık 12 kilometreden 110 kilometreye kadar menzildeki hedeflerde bu kitleri kullanabiliyoruz. Söz konusu operasyon sınırdan 150 kilometre ötede. Ancak bu; 150 kilometre uzaktan vurulduğu anlamına gelmiyor.

İki seçenek öne çıkıyor

Eğer kamuoyuna yansıdığı gibi söz konusu hedefi İHA’lar işaretledi ve F-16’lar 1 tonluk bombayla vurdu ise 2 alternatif üzerinde durabiliriz.

Birinci seçenek; LGK-84 lazer güdüm kiti. Daha uygun maliyetli bir alternatif olan bu ürünü Aselsan geliştirdi ve üretimi de yine aynı kurum tarafından yapılıyor. Azami menzili 12 kilometre olan LGK-84’ler hareketli hedeflere karşı da kullanılabiliyor.

İkinci seçenek ise LHGK-84 lazer arayıcı başlıklı hassas güdüm kiti kullanılmış olması. Daha pahalı bir alternatif. TÜBİTAK SAGE tarafından geliştirilen, üretimini Aselsan’ın üstleneceği bir ürün Azami 25 kilometre menzili var ve hareketli hedeflere karşı da kullanılabilir.

Türkiye, son yıllarda bu konuda yaptığı atılımlarla her türlü hedefe istediği şekilde taarruz edebilme yeteneğini kazandı. Hedefi sınırı geçmeden, 250 kilometre öteden vurmak istesek de elimizde yine hem havadan hem de karadan atabileceğimiz farklı seçenekler var.”

Anlık değişen bilgilere rağmen hedefler imha ediliyor

Oğuz, Kandil’de MİT ve TSK ortaklığında çok sayıda operasyon yapıldığını hatırlatarak, “Bu durum Kuzey Irak’ta saat gibi işleyen bir sisteme sahip olduğumuzu gösteriyor. Yerel halkla bütünleşilmesi ve istihbaratta insan unsurunun etkin kullanılabilmesi altın değerinde” şeklinde konuştu.

PKK’nın sözde üst düzey yönetiminin operasyonların ardından tüm alışkanlıklarını değiştirmek zorunda kaldığına işaret eden Oğuz, şunları söyledi:

“Türkiye’nin etkinliğini görünce çok dar bir çevrenin bildiği şekilde yaşamaya başladılar. Ayrıca yer değiştirmeler esnasında izlenmemek için telefon, internet gibi sinyal üreten araçlardan uzaklaştılar. Hızlıca ve sürekli yer değiştirmeye başladılar. Bu durum bizim de sahadan gelen bilgiye göre hızlıca reaksiyon almamızı gerektiriyordu.

Türk güvenlik güçleri bunu da eksiksiz yapıyor. Sahadan gelen anlık istihbarat daha eskimeden gereği yerine getiriliyor. Bunlar bir anda ve sadece bazı unsurlarla olacak şeyler değil. Türkiye, bu operasyonlarla Kuzey Irak’taki varlığını ne denli güçlü bir istihbarat ağıyla desteklediğini de ilan ediyor.”

Eşek kullanmak ve patika yollar da çare olmadı

Turan Oğuz ayrıca, PKK’nın yöneticilerinin eskiden lüks araçlarla korumalar eşliğinde adeta gövde gösterisi yaparak yer değiştirdiklerini belirterek, “Türk teknik istihbarat ağının etkinliğini görünce intikallerde yerel kaçakçılardan yararlanmak, eşek kullanmak, geceleri seyahat etmek, patika yollardan gitmek gibi yöntemlere mecbur kaldılar. Ancak o da yeterli olmadı. Gelinen noktada PKK’nın sözde üst düzey yönetimi Kandil’de sıkışıp kaldı. Kandil, Türkiye’nin istihbarat anlamında da ablukası altındadır ve bunun sonuçları önümüzdeki dönemde de kamuoyuna yansımaya devam edecektir” dedi.