Suudi Gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine yönelik aylardır uluslararası soruşturma yürüten Özel Raportör Agnes Callamard, elde ettiği bulguları ve tavsiyeleri içeren raporunu dün açıkladı.
Rapor, dünya basınında büyük yankı uyandırdı.
Kaşıkçı cinayetine ilişkin özellikle Suudi Arabistan yönetimi ve Veliaht Prens Muhammed Bin Selman'ı sorumlu tutan dikkati çekici ifadelerin yer aldığı rapor, uluslararası basında "son dakika" haberi olarak duyuruldu.
Özel Raportör Callamard, raporun hazırlanma süreci ve bundan sonraki beklentileri hakkında, Cenevre Gölü kıyısında BM'nin kullandığı tarihi Palais Wilson binasında değerlendirmelerde bulundu.
"Kaşıkçı’nın öldürülmesini 'bir sıçrama tahtası' olarak görme çağrısında bulunuyorum"
Gelecek hafta başlayacak BM İnsan Hakları Konseyinin (İHK) 41. oturumuna 26 Haziran'da raporu sunacak olan Callamard, şöyle konuştu:
"BM İnsan Hakları Konseyine, Kaşıkçı'nın öldürülmesini, bundan sonraki hedef gözeterek öldürmelerin önüne geçilmesi açısından 'bir sıçrama tahtası' olarak görme çağrısında bulunuyorum. Gazeteciler, insan hakları savunucuları ve karşıt görüşlü bireylerin kendi hükümetleri tarafından hedef alındığı bir dünyada yaşıyoruz. Bana göre, İHK, böylesine cinayetleri engellemek veya karşılık vermek için hem fırsata hem de sorumluluğa sahip."
Callamard, açıkladığı raporda Kaşıkçı cinayetinin bir benzerinin daha yaşanmaması için bir dizi sistematik tavsiyelerde bulunduğunu, bu tavsiyelere "hedef gözeterek öldürmelerin soruşturulması için uluslararası bir mekanizma kurulmasının" da dahil olduğunu vurguladı.
"İHK'nin bu girişimimi desteklemesini ve katkıda bulunmasını umuyorum." diyen Callamard, gerek İHK gerekse İHK üyesi devletleri Kaşıkçı cinayeti hakkında bir dizi icraat yapmaya davet etti.
"BMGK'nın Kaşıkçı'nın öldürülmesinin ciddiyetine inandığını düşünmüyorum"
Agnes Callamard, raporunda, İHK'nin Kaşıkçı cinayetinin akıbeti ve genel olarak kişilerin ülkeleri dışında hedef alınmasına ilişkin "Arria formülü (gayriresmi BM Güvenlik Konseyi toplantısı)" görüşmesi düzenleyerek bir araya gelme çağrısı yapmasına ilişkin ise şunları kaydetti:
"BMGK'nin, Kaşıkçı'nın öldürülmesinin ciddiyetine ve vahametine gerçek anlamda inandığını düşünmüyorum. Bana öyle geliyor ki gerçeği kavramakta başarısız oldular. Öncelikle (Kaşıkçı'nın) öldürülmesi uluslararası bir cinayetten daha fazlasıdır. Cinayette bir dizi uluslararası hukuk ihlal edildi. Cinayet, uluslararası ilişkilere büyük zarar verdi. Bundan dolayı BMGK'nin bu cinayeti ciddiye alması önemlidir."
Özel Raportör Callamard, BMGK'nin yapacağı müzakerelerin, gazetecilerin ve karşıt görüşteki kişilerin hedef gözeterek öldürülmelerine, gözetim altında tutulmalarına ve ortadan kaybedilmelerine karşı "hayati" olduğunun altını çizdi.
"Suudi Arabistan resmi ziyaret talebimi reddetti"
Kaşıkçı cinayeti soruşturması kapsamında Suudi Arabistan'ı ziyaret etmek istemesi ve görüşme için ülkü makamlarından 30 Mayıs'a kadar yanıt istemesine de değinen Callamard, bu talebinin reddedildiğini söyledi.
Cinayete ilişkin yürüttüğü soruşturmanın, raporun açıklanmasıyla sona erdiğini aktaran Callamard, devletlerle her zaman yapıcı diyalog kurmaktan yana olduğunu vurguladı.
BM Özel Raportörü Callamard, "Suudi Arabistan makamlarıyla raporuma ve soruşturmama ilişkin bir görüşme fırsatımın doğmasını memnuniyetle karşılayacağım ama gerek (bu ülkede) yapacağım çalışmalar gerekse soruşturmaya yönelik hazırladığım bir dizi taslak sorular hakkında bugüne kadar onlardan herhangi resmi bir yanıt almadım. Suudi Arabistan makamlarının benimle iş birliği yapmayı tercih etmemesi gerçeğinden büyük üzüntü duyuyorum." şeklinde konuştu.
Yakın gelecekte bu ülke makamlarıyla görüşme fırsatı bulmayı ümit ettiğini dile getiren Callamard, ancak soruşturmayı tamamladığı için artık Suudi Arabistan'ı ziyaret etmekte ısrarcı olmayacağını belirtti.
Bununla beraber, Suudi Arabistan makamlarının, dün açıkladığı raporundaki bulgularla çelişen bir bilgiyle kendisine gelmesi durumunda yetkili kişilerle Suudi Arabistan da dahil her yerde görüşmeye hazır olduğunu bildirdi.
"Artık Başkonsolosluğa girmemin anlamı kalmadı"
Callamard, 2 Ekim 2018'de Cemal Kaşıkçı'nın öldürüldüğü Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğuna girme talebinin de kabul görmediğini aktararak, "Benim bu aşamada İstanbul Başkonsolosluğuna girmemin pek bir anlamı kalmadığını düşünüyorum. Eğer bir dilekte bulunsaydım bu, Suudi Arabistan makamlarıyla diyalog kurmak olacaktı." şeklinde konuştu.
Callamard ayrıca, Türk hükümetine de çağrıda bulunarak, Suudi Arabistan'nın İstanbul Başkonsolosluğunun yanına basın özgürlüğünü sembolize eden ve Cemal Kaşıkçı'yı temsil eden anıt yapılması önerisinde bulundu.
Kaynak: AA