Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu, Kayseri Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, alanda bulunanlara, gençlerin, halkın, işçinin, çiftçinin, köylünün, emeklinin, sanayicinin, garibin iktidarı, adaletli bir iktidar için son ana kadar çalışacaklarını ifade etti.
Kayseri'nin 1974 yılından bu yana kendi dinamikleriyle büyüyen Anadolu'nun kilit illerinden olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, kentin son yıllarda kan kaybettiğini savundu.
Kentte kişi başına düşen gelirin düşmeye başladığını öne süren Kılıçdaroğlu, "İnsanlar işsiz olmaya başladı, çok sayıda insan yoksulluğa, fakirliğe mahkum edildi. Bunları gayet iyi biliyorum, şimdi bunu değiştirmek zorundayız." diye konuştu.
"Bay Kemal söz verdimi sözünden dönmez"
Kılıçdaroğlu, Kayseri'yi yine bölgenin en güçlü illerinden biri haline getirmek zorunda olduklarını aktararak, şunları kaydetti:
"Kayseri kilit bir kent, Orta Anadolu'nun kilit kenti. Yıllardır hızlı tren sözü veriyorlar, her gelen hızlı tren sözü veriyor, her gelen, 'Yapacağız' diyor, 22 yıldır yapamadılar. Ama unutmayın, Bay Kemal söz verdimi sözünden dönmez. O tren buraya gelecek. Sadece hızlı tren mi, hayır. Kayseri'yi eğer demir yoluyla denize bağlamazsanız ihracatta beklediğiniz performansı sağlayamazsınız. Demir yolunu aynı zamanda Kayseri'den Mersin'e, İskenderun'a bağlayacağız. Aynı zamanda şunu da yapacağız, merkez Türkiye projesini büyüttük. Aynı zamanda Samandağ'dan başlayıp Mersin'e kadar olan hattı Akdeniz'in en büyük üretim üssü haline getireceğiz. Dolayısıyla Türkiye üreten değil, Türkiye aynı zamanda dünyayla rekabet eden bir ülke haline gelecek."
Üniversitelerinin bilgi üreten, teknolojide önemli adımlar atan bir Türkiye hedeflediklerini belirten Kılıçdaroğlu, Atatürk Havalimanı'nı uzay araştırmaları merkezi yapacaklarını ifade etti.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün hayalini gerçekleştirmek istediklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, bundan da hiç kimsenin endişesinin olmamasını istedi.
Kılıçdaroğlu, hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye inşa edeceklerini aktararak, "Göreceksiniz, bunu yapacağız. Beşli çetelerin at koşturduğu bir Türkiye'yi değil, herkesin caddelerinde, sokaklarında huzur içinde gezdiği bir Türkiye inşa edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
"Bu ülkeye baharı getireceğim"
Vatandaşına hizmet eden bir devlet anlayışına doğru yürüyeceklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Beraber geleceğiz, birlikte geleceğiz. Bu ülkeye baharı getireceğim, bu ülkeye kardeşliği getireceğim, bu ülkeye birlikteliği getireceğim, bu ülkeye huzuru getireceğim. Hiç kimsenin kimliğinden, inancından dolayı sorgulanmadığı güzel bir Türkiye'yi inşa edeceğim. Göreceksiniz, beraber kucaklaşacağız, Türkiye kucaklaşacak." dedi.
Kılıçdaroğlu, Kayseri'nin kooperatif mağdurlarının sorunlarını, oralarda dönen dolapları da bildiğini anlatarak, şöyle devam etti:
"Türkiye'de dönen dolapları biliyorum. Hani diyorum ya 418 milyar doları getireceğim, bu halkın cebine koyacağım diye, itiraz ediyorlar, 'Parayı getiremezsin.' diyorlar. Hiç endişe etmeyin, bu kardeşiniz malı götürenlerin hepsini biliyor. Hangi bankalara yatırdıklarını, Amerika'yı da biliyor, İngiltere'yi de biliyor, nerelerde oturduklarını biliyor, hangi bankalara para yatırdıklarını biliyor. Tek tek, son kuruşuna kadar getireceğim, alın terinin hakkını, hukukunu teslim edeceğim. 2015 yılından bu yana, 'Emekliye Ramazan ve Kurban Bayramı'nda asgari ücret kadar bir ikramiye ödeyin.' dedim, bu kadar basit. Yılın iki seferinde bunu ödeyin dedim. 'Parayı nereden bulacaksın', önce o yaygara başladı. Bulacaksın, devleti yöneteceksin, para var bütçede. Bütçedeki paranın nereye harcandığına siyasi iktidar karar verir. Siyasi iktidar, 'Emekliye vermeyeceğim.' dedi. Ben de ısrar ettim sonra vermeye başladılar. Ama 1000 lira. Sonra aradan bir zaman geçti, seçim yaklaştı, biraz yükselttiler. Şimdi asgari ücret kadar vereceksiniz dedim. Allah nasip eder, sizlerin oylarıyla iktidar olduğumuzda emeklilerimiz bankaya gidecekler, orada Kurban Bayramı'nda 15 bin lira para yattığını göreceksiniz. Yine bağırıyorlar, 'Vay efendim parayı nereden bulacaksın?' Kardeşim, beşli çetelere gelince para var, malı götürenlere para var, yandaşa para var ama emekçiye gelince para yok. Bulacağım, o beşli çetelerden alacağım, emekçiye vereceğim, hiç endişe etmeyin."
Adaletin sadece mahkeme salonlarında olmadığını, hayatın her alanında olması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Emekçiye, açlık sınırının altında aylık veriyorsan orada adalet yok demektir. Açlık sınırını ben belirlemiyorum, Türk-İş belirliyor. Emekçiye açlık sınırının altında aylık veriyorsun." dedi.
"5 milyon 300 bin genç dünya siyaset tarihine güzel bir armağan bırakacak"
Emeklinin genç yaşında çalışmaya başlayan, üreten, alın teri döken, primini yatıran, zamanı gelince de emekli olan ve insanca bir hayat sürdürmeye çalışan kişi olduğunu ifade eden Kılaçdaroğlu, şöyle dedi:
"Emeklinin tatil hakkı yok mu Allah aşkına. Yıllar yılı Türkiye'nin büyümesine, kalkınmasına katkıda bulundu. Emekliyi açlığa mahkum ettin, ettirmeyeceğiz. Beşli çeteleri açlığa mahkum ettireceğiz ama vatandaşı değil. Benim umudum da sizsiniz. Dersime iyi çalıştım, Kayseri'de ilk kez sandığa gidip, oy kullanacak genç sayısı 88 bin 29 kişi. 88 bin 29 genç sandığa gidecek, oy kullanacak .Türkiye genelinde yaklaşık 5 milyon 300 bin genç sandığa gidecek, oy kullanacak. 5 milyon 300 bin genç dünya siyaset tarihine güzel bir armağan bırakacak. Bütün dünyaya şunu söyleyecek, 'Türkiye'de otoriter bir rejim vardı, tweet atarken bile çekiniyorduk, eleştirirken bile çekiniyorduk, annelerimiz, babalarımız bizi uyarıyorlardı, aman sakın tweet atma, gözaltına alınırsın diye biz otoriter bir yönetimi demokratik yollarla gönderdik. Onu aşağıya indirdik, yerine demokrasiye inanan bir kişiyi getirdik.' diyeceksiniz."
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı seçildiğinde de eleştiriye açık olacağını söyledi.
Siyaset ve siyasetçinin eleştiriden ders çıkarmak zorunda olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Bizim eksiğimiz olabilir, yanlışımız olabilir ama birisi eleştirdiği zaman ona bakmamız lazım, 'Hata mı yapıyoruz acaba? Bir yanlışımız mı var acaba?' Demokrasi budur. Demokrasi hoşgörü seçimidir. Demokrasi insanların düşüncelerini özgürce açıkladığı bir rejimin adıdır, bunu unutmayın." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, iktidara geldiklerinde uyuşturucu baronlarıyla da mücadele edeceklerini dile getirerek, "Size sözüm var. Gencecik evlatlarımı zehirleyen o uyuşturucu baronlarının kökünü de kazıyacağım. Tamamını göndereceğim." ifadesini kullandı.
"En geç 2 yıl içerisinde onları Suriye'ye uğurlayacağız"
Türkiye'nin sınırlarıyla ilgili çalışma yapacaklarını da aktaran Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Bakın bütün sınırlarımız yol geçen hanına döndü. Hani sınırdaki tabela ne diyordu, 'Vatan namustur, sınır namustur.' Sınır namussa nasıl oluyor da yol geçen anına dönüyor? 3 milyon 600 bin Suriyeli kardeşimiz var. En geç 2 yıl içerisinde onları Suriye'ye uğurlayacağız. Bay Kemal söz verdi mi tutar. Barışacağız Suriye'yle, büyükelçilikleri açacağız. Onların can ve mal güvenliğini sağlayacağız. Onlara her türlü imkanı sağlayacağız. 'Kardeşim, buyur kendi ülkene. Tatil yapmak istiyorsan gelebilirsin Türkiye'ye. Yemek yemek istiyorsan gelebilirsin. Düğün yapmak için gelebilirsin.' Bunların tamamını gerçekleştireceğiz."
"Bir çocuk yatağa aç giriyorsa Bay Kemal de açtır"
Kılıçdaroğlu, ev sahibi ile kiracı sorunlarıyla da ilgileneceklerine değinerek, "Başka bir şey daha, kiralar aldı başını gidiyor. Şu anda mahkemelerde en çok görülen dava ev sahibi-kiracı davası. Bakın, 22 yıl çözemediler. TOKİ daha önce 1,5 milyon civarında konut yaparken son 22 yılda 500 bin civarında konut yaptı. Kime yapıyor bu konutları, sırtı kalınlara yapıyor. Bay Kemal sırtı kalınlardan yana mıdır, Bay Kemal halktan yanadır, halk için çalışır, halk için mücadele eder. Bir çocuk yatağa aç giriyorsa Bay Kemal de açtır. Bir çocuk elektrik parası kesildi diye karanlığa mahkum edildiyse Bay Kemal de karanlıktadır. Bakın evimde bir hafta elektriği kestim. Niçin, sırf elektriği kesilen vatandaşları bütün Türkiye hissetsin diye. Kışın ortasında bir ailenin, yoksul ailenin elektriği kesilir mi? Yoksul, fakir ailenin doğal gazı kesilir mi? Bunların tamamını düzelteceğim." değerlendirmesinde bulundu.
Aile Desteği Sigortası ile bütün kadınların geleceğini güvence altına alacaklarını vadeden Kılıçdaroğlu, hiçbir kadının "Ben yoksulum" demeyeceğini kaydetti.
Kul hakkı yemediğini ve yedirmeyeceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, 27,5 yıl devlette çalıştığını, siyasete girdiği gün bütün mal varlığını kamuoyuna açıkladığını anlattı.
Kılıçdaroğlu, siyasetin zenginleşme alanı olmadığına işaret ederek, şöyle devam etti:
"Bir kişi siyasette zenginleşiyorsa bilin ki malı götürüyordur. Bundan emin olun. Siyaset farklı bir şeydir. Siyaset halka hizmet etme aracıdır, zenginleşme aracı değildir. Onların malı götürdüğünü biliyoruz. Nereye götürdüğünü biliyoruz. 35 katlı gökdelen yaptıklarını biliyorum. Muhammed Ali Clay'in çiftliğini satın aldıklarını biliyorum. Dünyalıklarını yurt dışına götürdüklerini biliyorum. Tamamını getireceğim. Bu milletten çalınanın tamamını getireceğim. Kul hakkı yemedin, kul hakkı yedirmeyeceğim."
Sinan Ateş ve Gaffar Okkan'ın faillerini de yakalayıp yargıya teslim edeceklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, adaleti sağlayacaklarını belirtti.
"Milliyetçilik güçlü bir Türkiye olmaktır"
Kılıçdaroğlu, milliyetçiliğin CHP'nin 6 okundan birisi olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Milliyetçilik vatanseverliktir. Milliyetçilik kendi parasının, ülkesinin parasının değerini korumaktır. Milliyetçilik herkesin iş, aş sahibi olmasını sağlamaktır. Milliyetçilik güçlü bir Türkiye olmaktır. Milliyetçilik, egemen güçlerin karşısında diz çökmemektir. Milliyetçilik, 85 milyonun onuruyla yaşaması demektir. Bakınız Suriye'de 34 askerimiz şehit edildi değil mi? Vuran kimdi, Rusya'ydı. Bir baktık bir şey oldu. Bu ülkenin cumhurbaşkanı gitti Putin'in ayağına. Yahu şehit olan bizim askerimiz. Sen oraya niye gidiyorsun? Özür dilenecekse onların özür dilemesi lazım. Putin ne yaptı, kapıda bekletti. Kronometreyi açtı. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın kapıda ne kadar beklediğini bütün dünyaya gösterdi. Ondan sonra içeriye çağırdı, 'Gel, koltuğa oturabilirsin.' dedi. Benim ağırıma gider. Siyasi rakibim ama ağırıma gider. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni temsil eden birisi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bu pozisyona düşüremez. Bay Kemal asla bu tür şeylere izin vermez, herkesin bilmesini isterim."
Hiç kimsenin önünde diz çökmeyeceklerini aktaran Kılıçdaroğlu, "Bizim 20 milyar dolar değerindeki tank palet fabrikasını Katar ordusuna sattılar. O fabrikayı alacağım, ordumuza vereceğim, hiç kimse endişe etmesin. Yine aynı şekilde GATA Gülhane Askeri Tıp Akademisi. Askeri hastaneler, tamamını kapattılar. Dünyada hastanesi olmayan tek ordu bizim ordumuz. Hepsini aldılar, vermiyorlar. Asker kardeşim, askeri hastanenin açık olması lazım, vermediler. Az kaldı, o hastanenin tamamını açacağız, tamamını ordumuza teslim edeceğiz, en ufak bir endişeniz olmasın." ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, konuşmasının sonunda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun "Her şey çok güzel olacak" sözünü hatırlatarak, ülkeye ahlakı, erdemi, güzelliği getireceklerini, yolsuzlukları bitireceklerini ve ülkenin itibarını her yerde koruyacaklarının sözünü verdi.
Bu arada Kılıçdaroğlu'nun konuşması sınasında sahneye çıkmaya çalışan Ersin Baker'e korumalar engel olmak istedi. Korumalara müdahale eden Kılıçdaroğlu, gençle fotoğraf çektirdi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın da konuşma yaptığı miting, milletvekili aday tanıtımıyla sona erdi.